Şimdilerde tatlı bir rüzgar esiyor. İnce bir esinti mi desek, İzmir imbatı mı, yoksa bir sabah esintisi mi? Kara bulutların ardından tatlı tatlı esiyor. Havanın baskısından bunalan halkımıza güzel bir serinlik hissettiriyor...
Muharrem İnce esintisi bu. Genç kuşağın pek de alışık olmadığı bir lider portresi çiziyor. Ezilenleri kucaklıyor, toplumsal barıştan söz ediyor, hak diyor, hukuk diyor, adalet diyor. Kadınlara, gençlere el uzatıyor, ırk, din, dil, mezhep ayrımına karşı çıkıyor.
Uygar, çağdaş bir izlenim yaratıyor. Esprili, güler yüzlü, hazır cevap, iyi bir aile babası ve şiir yazıyor. Artıları fazla. Kuantum fiziğinden söz ediyor, bilişimin önemini vurguluyor. Uzay çağından söz ediyor, sık-sık geleceğe gençlerle birlikte ulaşacağından söz ediyor.
Yıllardır rastlamadığımız bir lider olarak ortaya çıkıyor. Siyaset sahnesinin dışında, halkın içinden, halkla beraber bir lider özlemini gidermeye çalışıyor.
Bana yıllar öncesinden mesleğe ilk başladığım yıllardaki efsane devlet adamı Bülent Ecevit'i hatırlatıyor. Öğrencilik yıllarımda İnönü Hükümeti'nde Çalışma Bakanı olarak tanımıştım. Yıllar sonra 12 Mart darbesinin ardından CHP Genel Başkanı olarak defalarca izleme ve kendisini tanıma onurunu yaşamıştım. Bugünlere benzer bir rüzgarla başlamıştı. Dağa taşa Karaoğlan yazılıyordu. Mavi gömleği ,kasketiyle topluma model oluyordu. "Toprak işleyenin ,su kullananın" diyordu, "Dinci akımların çaresi laiklik ve demokrasidir" diyordu.
O zamanlar yandaş televizyonlar yoktu, yalaka basın ise azınlıkta idi. TRT ile aslanlar gibi mücadele ediyordu. Partisinin oyunu yüzde 43'lere kadar çıkarma başarısı göstermişti.
Şimdilerde de benzer bir rüzgar esiyor. AKP ilk defa sert bir kayaya çarpmış görünüyor.
Şimdiye kadar hep CHP'yi hedef alan, artık kendi seçmeninde bile bıkkınlık yaratan iddialar artık hep havada kalıyor. Toplum halinde birlikte yaşama umudu giderek azalan halk artık yeni söylemler bekliyor.
İşte bu söylemler Muharrem İnce'nin gündemini oluşturuyor. Hedefler toplum halinde birlikte yaşama idealini hayata geçirmekle belirginleşiyor. Toplumu yeni bir uzlaşmaya çağırıyor. 1920'de Saray'dan alınarak Meclis'e verilen yetkinin, şimdilerde Meclis'ten alınarak Saray'a verilmesine karşı çıkıyor. Ekonomide, siyasette, kültürde, eğitimde yeni bir kuruluş vaadediyor. Gündeminde karma ekonomi, çağdaş eğitim, sanatın özgürlüğü var. Bu toplumdan 16 yıldır ne esirgendiyse hepsi gündeminde. Sağ eliyle kadınları, sol eliyle gençleri kucaklıyor. Yeni ufuklara yelken açıyor.
Farklı sorunlarla boğuşan milyonların çareyi AKP'nin sandıkta yenilmesinde bulacağını açık-açık ortaya koyuyor. Şimdi bu rüzgarın yavaş yavaş fırtınaya, boraya dönüşmesi zamanı.
Ardından gelecek bir yağmur tüm pislikleri temizleyecek.
Çıkacak gökkuşağında bütün renkler bir arada olacak.
Ve sonrasına masmavi gökyüzünde güneş pırıl-pırıl parlayacak.
Şimdi ampulleri kapatma zamanı. ..