TÜİK, Eylül 2025 enflasyonunu 3.23,ekim ayını 2.55 ve en son da kasım ayını 2.24 olarak açıkladı. Böylece tüketici fiyat endeksi de (TÜFE) yıllık %47.09 oldu..

Biliyorsunuz, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, 2 haziran 2023 tarihinde, göreve geldiği günden bu yana, ağırlıklı olarak uyguladığı mali politikalar çerçevesinde, enflasyon ile mücadele etmeye çalışıyor. Görüldüğü ve yaşandığı gibi, bütünleşik de olsa sadece mali ve kur politikaları ile istenilen sonuca ulaşılabilmiş değil.Çünkü ülkemiz, sadece ekonomik dinamikler referansında bir iktisadi ekosisteme haiz değil. İçte siyasal kararlar, dışarıda da Trump Atraksiyonları ve jeopolitik değişkenlerin bir karması içinde yol almaya çalışıyor!

Doğrusu ne yapılması gerektiğini de herkes biliyor: Yapısal reformlar hayata geçmeli, bu reformları ilke edinen siyasi ekip, kamu harcamalarını konsolide ederken optimum dış kaynak regülasyonu yaratarak enflasyon ile mücadeleyi makul sürede başarıya ulaştırmalı.... Enflasyonda makul düzey, vatandaşların refahı ve ulusal ekonominin de potansiyel büyüme oranlarına ulaşması için şart.. Bir başka bilinen gerçek de, enflasyon mücadelesinin sadece Merkez Bankası ve Maliye Bakanının sorumlusu olduğu bir ekonomik antite olmadığı..Topyekün tüm hükümet birleşenlerinin mutlak hedefi olmalı..Yoksa, yıllarca kontrol edilemeyen kronik bir enflasyon ortamı yapışkanlık kazanırken, tüm toplum kesimlerini olumsuz etkiler ve degenere eder..
Bu durum tespiti ortamında, geçenlerde IMF'nin Türkiye raporu açıklandı(*) . Biliyorsunuz, IMF, üye ülkeleri ziyaret eden uzmanlarının yaptığı çalışmaları, ön bulgular kapsamında kamuoyuna açıklıyor.Özetle, IMF, enflasyonda kademeli düşüşün devam edeceğini öngörerek, Türkiye'de enflasyonla mücadeleyi başarılı buluyor, olası riskleri geçen senelere göre azalmış olarak yorumluyor ve büyüme konusunda da umudunu koruyor.
IMF, Merkez Bankasının reel faizleri yüksek tutarak finansiel riskleri kontrol altında tuttuğunu, yine de dezenflasyonda gözlenen yavaş süreçin, ekonomiyi, dolayısı ile yatırımcı davranışlarını etkilediğinden bahisle, küresel risk iştahında ya da enerji fiyatları kaynaklı bir dalgalanmada, bu yavaş süreçin maliyetinin çok fazla olabileceği uyarısında bulunuyor. Yani amaç ve yöntemler doğru olsa da, hedefe ulaşmada yavaş kaldığımızı betimliyor! Makul süre geçti, hızlanmazsanız, somut maliyetlere ve risklere katlanırsınız demeye getiriyor.
Raporun bundan sonrası, yukarıda herkesin ne yapılması gerektiğini bildiğini yazdığımız satırlara bizi geri döndürüyor ve 'tamamlayıcı' olarak yapılması şart olan yapısal reformlara gönderme yapıyor: Halihazırda, istikrarlı ve sürdürülebilir bir ekonomi amaçlanırken, her ne kadar öncelik maliye politikalarına, sıkı para politikalarına ve vergiler dahil gelir odaklı konsolidasyonlara yönelinmişse de tüm bunlar, kısa vadeli büyümeyi yavaşlatabilir, dolayısı ile işgücü ve üretimde rekabetçilik ile kapsayıcılığı arttırabilmek için yasal mevzuat dahil gerçekleştirilecek yapısal reformlar ile bu yavaşlama kompanse edilebilir.
Şu an enflasyonda, beklenilen düzeyde olmasa da görülen düşüş,pozitif reel faiz oranları ve rezervlerdeki iyileşme gibi göstergeler bağlamında ekonomi politikalarını başarılı bulan IMF, kısa vadede GSMH(gayrı safi milli hasıla) büyümesinde bir sorun görülmeyeceğini ve enflasyonda kademeli düşüşün devam edeceğini , ekonominin 2025 yılı için %3.5 büyümesini öngördüğünü raporlamış. IMF, önümüzdeki yıl için de Türkiye ekonomisinin %3.7 büyüyeceğini tahmin ediyor.
IMF, 2025 yıl sonu enflasyonunu beklentisini %33 olarak kaydetmiş. Tabii, ücret artışlarının sınırlı olması ve enflasyonda kademeli düşüşe engel bazı yol kazalarının olmaması durumunda...

Raporda, dezenflasyonun hızlandırılması üzerinde defeatla durulurken, olası riskler nedeni ile mali konsolidasyonun sürdürülmesinin gerekliliğinin altı çizilmiş,doğalıkla da gelir arttırıcı önlemler parelelinde kamu harcamalarının kısıtlanmasına gönderme yapıyor....

Alıntılanan metni gizle

Sonuç olarak, IMF, Merkez Bankası ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in sadece mali çerçeve odaklı para politikalarını başarılı buluyor, ancak hızlanması için birden fazla aracın içine yapısal reformları da katmasını, yoksa, ülke içi ve dışı gelişebilecek aşırı mikro ve makro streslerin, beklentileri ve doğal olarak da , gerçekleştirilen kısmi başarılarının korunmasının güç olacağını vurguluyor.. (*)Açık kaynaklar, IMF web sitesi,AA