Göçmen kuş, bütün bahar ve yaz boyunca serçeyle beraber uçmuş.
Yağmurla şaha kalkmış,
Derelerden su içmişler.
Masmavi gökyüzünde dans etmişler,
Çiçek açan ağaçlara konup,
Papatya tarlalarında gezmişler...
***
Birbirlerine söz vermişler,
Ne olursa olsun ayrılmayacağız diye.
Ama sonbahar gelmiş, ardından da kış...
Göçmen kuş adına yakışanı yapmaya kararlıymış.
Serçe ise her zamanki gibi sadık.
Acı ve ihanet kötüymüş serçe için.
Göçmen kuş içinse yaşamak.
***
Gel demiş serçeye benle beraber, başka bir bahara uçalım...
Serçe ise burda bekleyelim demiş yeni baharı.
Serçe için gitmek nasıl bir ihanetse,
Sevgiliden ayrılmak da aynı şekilde ihanetmiş.
Ve karar vermiş sevgiyi seçmiş.
Uçacakmış yeni bir bahara...
***
Göçmen kuş ve serçe çıkmışlar yola...
Ama serçe zayıf, göçmen kuş ise güçlüymüş.
Çünkü, alışkınmış her dönem başka bahara kaçmaya
Kışın zorluklarından kaçarak kurtulurmuş.
***
Bir fırtına yaklaşıyormuş...
Göçmen kuş hızlı giderken, serçe iyice yavaşlamaya başlamış.
Serçe “biraz dinlenelim” derken,
Göçmen kuş itiraz etmiş...
Birazdan varmışlar fırtınaya...
Kurtuluşmuş bu büyük deniz göçmen kuş için.
Serçe ise artık dayanamıyormuş.
Son bir nefes seslenmiş, “Artık gidemiyorum” diye.
Göçmen kuş serçeye bakmış.
Bakmış ve devam etmiş yoluna...
***
Okyanus çok büyükmüş, serçe ise çok küçük.
Serçenin sevgisi de çok büyükmüş ama göçmen kuş çok küçük...
İroniye bakın ki:
Okyanusun mavi sularında bir minik sadakat...
Yeni bir baharın koynunda koca bir ihanete dönüşmüş...
***
Kıssıdan hisse;
Minicik serçe bile sevdiğini, yol arkadaşını,
Koca bir okyanusu geçmek için yalnız bırakmazken,
Sadece kensini düşünen,
Kendi haksızlıklarını/hırsızlıklarını,
Örtmeye çalışanlara inanmayın.
***
Okyanusu geçen göçmen kuş olacağınıza,
Varın sevginiz/inancınız için ölümü göze alın...
Başka okyanusları geçme şansınız hep olabilir,
Ama ihaneti kalbinizden silemezsiniz...