Ergenekon davasının en hareketli günleriydi. Bavullar dolusu dosyalar geliyor, ülkenin anlı şanlı genaralleri, ünlü gazetecileri, bilim insanları önce tutuklanıyor, ardından Silivri'ye gönderiliyordu.

Ergenekon davasının en hareketli günleriydi. Bavullar dolusu dosyalar geliyor, ülkenin anlı şanlı  genaralleri, ünlü gazetecileri, bilim insanları önce tutuklanıyor, ardından Silivri'ye gönderiliyordu. Silivri tatil köyü olsa, bu kadar ünlü insanı bir arada ağırlayamazdı. Ben o dönemde Yeni Asır TV'nin haber merkezini yönetiyordum. Her gün yeni bir müthiş haberle güne başlıyorduk. Hepimiz şaşkın durumdaydık. Son dakika haberleri geldikçe konuyu kendi aramızda da tartışıyorduk. Arkadaşlarımız arasında, "Belki de bizim bilmediğimiz bir şeyler vardır" diyenler vardı... Onlar adalete güvenmek istiyor ve adil olması gerekenlerin bu derece haksızlık yapacağına ihtimal vermiyor, vermek istemiyorlardı. Ama artık iş kontrol edilemez duruma gelmişti. Ülkenin genel kurmay başkanı, silahlı terör örgütü üyesi olmakla suçlanınca işin rengi belli oldu. Artık büyük bir çoğunluk bu davaların bir kumpas olduğuna inanmaya başladı. Nitekim, Ergenekon ve Balyoz davalarının tamamen bir düzmece olduğu ortaya çıktı. Çok kişi mağdur oldu. Çok insan hayatlarının önemli bir bölümünü dört duvar arasında geçirmek zorunda kaldı. Bu duruma dayanamayıp intihar edenler bile oldu.

Tahmin ettiğiniz gibi bu konuya son gelişmeler nedeniyle girdim. Türkiye bir haftadır altı yaşında bir çocuğun evlendirilmesi rezaletini konuşuyor. İki yıldır kılını kıpırdatmayan yargı, sonunda harekete geçti ve suçluların tutuklanmasına karar verdi. Taşlar geç de olsa yerine oturuyor diye düşünürken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na 2 yıl 15 gün hapis cezası verildi. Tepkilere baktım, çok ama çok geniş bir kitle bu kararı adaletle aynı yere bile koymamış. Karara tepki gösterenler arasında AKP'nin kurucuları arasında yer alanlar bile var. Aslında bu iyi bir gelişme.

En azından hala adalet duygusu olan insanların yok olmadığının bir göstergesi.

İflah olmaz bir iyimser olarak diyorum ki; İmamaoğlu'na verilen hapis cezasının tartışılacak bir yanı yok. Zaten çok geniş bir kitlenin vicdanı bu kararı reddetmiş durumda. Karara bu derece açık ve net tavır alınması, hakimlerin artık siyasi karar almasının önünü tıkayabilir.

Olabilir, benim hala umudum var...

Silivri tatil köyü olsa, bu kadar ünlü insanı bir arada ağırlayamazdı. Ben o dönemde Yeni Asır TV'nin haber merkezini yönetiyordum. Her gün yeni bir müthiş haberle güne başlıyorduk. Hepimiz şaşkın durumdaydık. Son dakika haberleri geldikçe konuyu kendi aramızda da tartışıyorduk. Arkadaşlarımız arasında, "Belki de bizim bilmediğimiz bir şeyler vardır" diyenler vardı... Onlar adalete güvenmek istiyor ve adil olması gerekenlerin bu derece haksızlık yapacağına ihtimal vermiyor, vermek istemiyorlardı. Ama artık iş kontrol edilemez duruma gelmişti. Ülkenin genel kurmay başkanı, silahlı terör örgütü üyesi olmakla suçlanınca işin rengi belli oldu. Artık büyük bir çoğunluk bu davaların bir kumpas olduğuna inanmaya başladı. Nitekim, Ergenekon ve Balyoz davalarının tamamen bir düzmece olduğu ortaya çıktı. Çok kişi mağdur oldu. Çok insan hayatlarının önemli bir bölümünü dört duvar arasında geçirmek zorunda kaldı. Bu duruma dayanamayıp intihar edenler bile oldu.

Tahmin ettiğiniz gibi bu konuya son gelişmeler nedeniyle girdim. Türkiye bir haftadır altı yaşında bir çocuğun evlendirilmesi rezaletini konuşuyor. İki yıldır kılını kıpırdatmayan yargı, sonunda harekete geçti ve suçluların tutuklanmasına karar verdi. Taşlar geç de olsa yerine oturuyor diye düşünürken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na 2 yıl 15 gün hapis cezası verildi. Tepkilere baktım, çok ama çok geniş bir kitle bu kararı adaletle aynı yere bile koymamış. Karara tepki gösterenler arasında AKP'nin kurucuları arasında yer alanlar bile var. Aslında bu iyi bir gelişme.

En azından hala adalet duygusu olan insanların yok olmadığının bir göstergesi.

İflah olmaz bir iyimser olarak diyorum ki; İmamaoğlu'na verilen hapis cezasının tartışılacak bir yanı yok. Zaten çok geniş bir kitlenin vicdanı bu kararı reddetmiş durumda. Karara bu derece açık ve net tavır alınması, hakimlerin artık siyasi karar almasının önünü tıkayabilir.

Olabilir, benim hala umudum var...