Yıllardır bu köşeden hayvanların ve onların koruyucusu olan hayvan severlerin dertlerini, taleplerini dile getirip verilen zorlu yaşam hakkı mücadelesinin bir ucundan tutmaya gayret ediyorum.

Sorunlar çok ama aslında hepsinin mantık çerçevesinde çözümü var. Hayvan haklarına saygılı bir bakış açısıyla yapılacak kanun değişikliği, düzgün denetim sistemi, STK-yerel yönetim işbirliğinin geliştirilmesi, toplumsal farkındalığın artırılmasıyla sorunların çoğu şıp diye çözülebilir. Yeter ki istek olsun!

Ama insanların “duyarsızlığı, bencilliği ve umursamazlığı” nedeniyle hayvan severlerin yaşadığı bir sorun var ki; onun çözümü bence kanun değişikliklerinden bile zor!

*

Hayvanları besleyen, bakan iyi yürekli insanların bahçesine, mahallesine, parkına getirip kedi-köpek yavrularını bırakanlardan bahsediyorum!
Daha önce de defalarca köşemden yazdığım bu konuda hayvan severler öyle dertli ki!
Önemsiz gibi görünse de aslında çok önemli bir sorun bu; özellikle sokak kedilerini besleyenleri zaman zaman çaresizliğin ve tükenmişliğin eşiğine getiriyor.
Ekonomik anlamda gerçekten çok zor zamanlardan geçiyoruz. Değil hayvanları beslemek, insanın kendi karnını doyurması bile her geçen gün zorlaşıyor. Böyle bir ortamda kazancının bir bölümünü sokak hayvanlarına ayıracak kadar vicdanlı, gönlü zengin insanların desteğe ihtiyacı var. Ama maalesef bazı insanlar ne empati yeteneğine sahip, ne de halden anlama gibi bir kabiliyetleri var. Bakıyorlar bir apartmanın bahçesinde mama ve su kapları var, kediler halinden memnun; getirip kendi apartmanının bahçesindeki kedileri de oraya atıyor.
Neymiş efendim “Burada daha iyi bakıldığı için”miş!
Yahu bu kadar önemsiyorsan kendi apartmanındaki kediye de bir zahmet sen bak. Bir taşın altına da bir kez sen elini koy.
Ama nerde böyle duyarlılık?

*

Bazıları hep ucuz kahramanlık peşinde. Bunu yapanlara sorsanız; kediler için iyi bir şey yaptığını söyler. Onları daha mutlu ve güvende olacağı yere götürmekle sorumluluğunu yerine getirmiştir. Aslında kendisi de hayvan severdir!
Peki ya, kendi sofrasından kesip kedilere bakanları kim düşünecek? 5 kediye bakarken, kedi sayısı 10 olduğunda, 20’ye çıktığında bu hayvan severlere kim yardım edecek. Onu düşünmezler.

*

Sadece bu konuda değil her konuda insanlar azıcık duyarlı olabilse, kendilerini karşılarındaki kişinin yerine koyabilse aslında dünyada ne dert kalır, ne de tasa.
Maalesef benciliz. Sadece kendimizi, kendi konforumuzu, kendi vicdanımızı rahatlatmayı önemsiyoruz.
Eğer hayvanlar için iyi bir şey yapmayı istiyorsanız ve bir yerde güzel bakılan, beslenen, tedavisi yaptırılan sokak hayvanları görüyorsanız; bunu yapan hayvan severlere “ben nasıl destek olabilirim” diye düşünün. Destek olamıyorsanız da Allah aşkına köstek olmayın!

Candostlar B İ R K A P S U Dunyadan

Bir kap su patili dostlara can verir

Yazın gelmesi ve sıcaklıkların yükselmesiyle birlikte sokak hayvanlarının su ihtiyacı da önemini artırdı. Kedi ve köpeklerde yüksek sıcaklıklar vücutlarının daha hızlı su kaybetmesine yol açar. Buna, gölge alanların eksikliği, uzun süre sıcakta ve güneş altında kalmak, yemek bulmak için uzun mesafe kat etmek, temiz suya erişememe gibi faktörler de eklendiğinde susuzluğun sokak hayvanları üzerinde ortaya çıkardığı riskler de artmaktadır.
Uzmanların verdiği bilgilere göre; yaz aylarında 2 gün susuz kalan kedilerde ciddi sağlık problemleri görülebilir. Köpeklerde ise bu süre 1 güne kadar inebilmektedir.
Bu nedenle yazın ev, işyerleri ve yaşadığımız bölgelerdeki parklara içinde temiz su olan ve tercihen plastik olmayan kaplar konularak sokaktaki patili dostların susuz kalmamaları sağlanabilir.
Su kaplarının güneşte bırakılmaması, hayvanların kolayca ulaşabileceği yerlere konulması ve en azından suyun günde 1 kez yenilenmesi de önerilmektedir.


*

Maden tahribatının geri dönüşü olmaz!

19 Haziran günü TBMM’de komisyon görüşmeleri tartışmalarla başlayan Çevre ve Maden Kanunlarında değişiklik öngören teklif tüm çevrecileri ayağı kaldırdı. Kanunun geçmesi halinde başta zeytinlikler olmak üzere doğal zenginliklerin yok olacağı uyarısını yapan STK’lar bu yanlıştan dönülmesini talep etti.

Tema Vakfı “Türkiye’nin ‘son’ kararı Meclis’te: Su mu? Altın mı?” başlıklı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Yasa teklifi; toprağımızı, suyumuzu, zeytinliklerimizi, ormanlarımızı, tarım alanlarımızı, meralarımızı ve sit alanlarını vahşi madenciliğin geri dönüşü olmayan tahribatına açık hale getiriyor. Torba yasa ile vahşi madenciliğe izin, zeytinliklerin kömür madenciliğine açılması, doğal varlıklar için acele kamulaştırma, madenciliğe açılan orman alanlarının Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne devri, ruhsatsız tesislere af mümkün olacak. Teklifin geri çekilmesi için tüm partilerden milletvekillerinize ulaşın, doğa için ses verin!”

WWF Türkiye şu çağrıyı yaptı: “Parti farkı gözetmeksizin, zeytinlikleri, doğal ve kültürel varlıkları tehdit eden yasaya karşı çıkacak milletvekilleri aranıyor. Tüm partilerden milletvekillerine sesleniyoruz: Bu yasa teklifini durdurun! Zeytinlikler, korunan alanlar, kültürel varlıklar ve meralar Meclis’e gelen torba yasa teklifi ile tehdit altında! Yasa teklifi acilen geri çekilmeli.”

Doğa Derneği ise şu açıklamayı paylaştı: “TBMM’ye sunulan yeni Maden Kanunu Teklifi, doğa koruma mevzuatını zayıflatarak zeytinlikler, meralar, ormanlar, sulak alanlar ve kıyılar gibi ekosistemleri madencilik ve enerji projelerine açıyor. Söz konusu teklif: Doğayı, kültürü ve tarımı koruyan mevcut yasaları geçersiz kılıyor. Maden ve enerji projelerinin bu koşullarda gerçekleştirilmesi; ekonomik, sosyal ve ekolojik yıkımlara neden olacaktır. Geri dönüşü mümkün olmayacak tahribatların önüne geçmek için, bu kanun teklifinin derhal geri çekilmesini talep ediyoruz!”


*

Candostlar Kulagimizakupe-2

KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN

“Hayvanlara arkadaş gibi davranırsanız, arkadaşınız olurlar. Aile gibi davranırsanız aileniz olurlar. Hayvanlara sevginizi verirseniz, karşılığında sizi severler”


― Anthony D. Williams / Yazar