Bankalarda deprem paniği! İstanbul'dan kaçıyorlar... Bankalarda deprem paniği! İstanbul'dan kaçıyorlar...

Yılın ilk dört ayında ihracat yüzde 6 oranında gerileyerek 5,4 milyar dolara düşerken, sektörün can damarı olan ABD ve Avrupa pazarlarında ciddi sıralama ve pazar payı kayıpları yaşanıyor. Kapasite kullanım oranı son üç yılın en düşük seviyesi olan yüzde 74'e inerken, sadece iki aylık istihdam kaybı 15 bine yaklaştı. İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) açıkladığı sektörel PMI raporu da üretimin üst üste dokuz aydır zayıfladığına işaret ediyor. Sektör temsilcileri, küresel rekabetin sertleştiği bu dönemde acil önlem alınmazsa daha büyük sorunlarla karşılaşılabileceği uyarısında bulunuyor.

Türkiye'nin hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, 2025 yılının Nisan ayı itibarıyla hem ihracat performansında hem de iç piyasa dinamiklerinde zorlu bir dönemeçten geçiyor. Açıklanan son veriler, sektörün küresel pazarlardaki rekabet gücünde önemli bir erozyon yaşandığını, kapasite kullanım oranlarının düştüğünü ve istihdam kayıplarının endişe verici boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor. Özellikle dünya hazır giyim ithalatının önemli bir kısmını tek başına gerçekleştiren ABD pazarındaki gerileme ve Avrupa'nın kilit pazarlarındaki kan kaybı, sektörün geleceği açısından ciddi soru işaretleri yaratıyor. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) tarafından hazırlanan raporlar ve İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) sektörel PMI verileri de bu olumsuz tabloyu teyit eder nitelikte. Sektör paydaşları, artan maliyetler, küresel talepteki yavaşlama ve sertleşen rekabet koşulları karşısında acil ve etkili stratejiler geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor.

İhracatta kan kaybı sürüyor

Türkiye'nin hazır giyim sektörü için hayati öneme sahip olan ihracat rakamları, 2025 yılının ilk dört ayında endişe verici bir tablo çiziyor. Ocak-Nisan döneminde toplam ihracat değeri, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6 oranında bir düşüş yaşayarak 5,4 milyar dolara geriledi. Bu genel düşüşün yanı sıra, sektörün en büyük on ihracat pazarındaki sıralama ve pazar payı kayıpları da dikkat çekici boyutlarda.
Dünya hazır giyim ithalatının yaklaşık yüzde 19'unu tek başına gerçekleştiren ve Türkiye için stratejik bir pazar olan ABD'de, Türkiye'nin pazar sıralaması bir basamak daha gerileyerek 17'nciliğe düştü. Daha da önemlisi, Türkiye'nin ABD'nin toplam hazır giyim ithalatından aldığı pay da yüzde 1,2 gibi oldukça düşük bir seviyede kaldı. Bu durum, Türk hazır giyimcilerinin ABD pazarındaki rekabet gücünü korumakta zorlandığını ve pazar payını artıramadığını gösteriyor.
Benzer şekilde, Türkiye'nin geleneksel olarak güçlü olduğu Avrupa pazarlarında da geri çekilmeler yaşanıyor. Hollanda pazarında Türkiye'nin sıralaması 3'üncülükten 4'üncülüğe düşerken, bu ülkeye yapılan ihracatın değeri yüzde 8,1 oranında azaldı. İspanya ve İngiltere pazarlarında Türkiye mevcut sıralamasını korumayı başarsa da, bu ülkelere yapılan ihracatta sırasıyla yüzde 13,6 ve yüzde 4,7 gibi önemli oranlarda düşüşler kaydedildi. Polonya'da ise Türkiye'nin pazar payı yüzde 10,3 ile güçlü bir seviyede kalmasına rağmen, bu ülkeye yapılan ihracatın değeri yüzde 16,2 gibi ciddi bir oranda geriledi.
Genel ihracat verilerine bakıldığında, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapılan ihracatın yüzde 5,9 oranında düştüğü, eski Doğu Bloku ülkelerine yapılan satışların ise yüzde 18,7 gibi çok daha keskin bir oranda azaldığı görülüyor. İHKİB tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye halen Almanya, İngiltere ve Polonya gibi önemli pazarlarda ilk üçteki yerini koruyor olsa da, küresel rekabetin giderek sertleştiği bu dönemde mevcut pozisyonların sürdürülebilirliği ciddi bir tehlike altına girmiş durumda.
Bu yılın Ocak-Nisan döneminde Türkiye’nin en fazla hazır giyim ihracatı yaptığı ilk 10 ülkeden beşinde ihracat artışı yaşanırken, diğer beşinde ise düşüş meydana geldi. Dört aylık dönemde Almanya’ya yapılan ihracat yüzde 0,4'lük sınırlı bir artışla 905 milyon dolara, ABD’ye yapılan ihracat yüzde 0,1'lik bir artışla 259 milyon dolara, İtalya’ya yapılan ihracat yüzde 2,6'lık bir artışla 200 milyon dolara yükseldi. Ancak, sektör ihracatının genel olarak yüzde 6 düştüğü aynı dönemde, en büyük 10 pazardan Hollanda’ya yapılan ihracat yüzde 8,1 düşüşle 623 milyon dolara, İspanya’ya yapılan ihracat yüzde 13,6 düşüşle 522 milyon dolara, İngiltere’ye yapılan ihracat yüzde 4,7 düşüşle 429 milyon dolara, Fransa’ya yapılan ihracat yüzde 3,2 düşüşle 297 milyon dolara ve Polonya’ya yapılan ihracat da yüzde 16,2'lik sert bir düşüşle 173 milyon dolara geriledi.

Alternatif pazarlarda umut ışığı

Ana pazarlarda yaşanan bu olumsuz tabloya rağmen, bazı alternatif pazarlarda kaydedilen sıralama yükselişleri ve çift haneli ihracat artışları, sektör için küçük bir umut ışığı niteliğinde. Özellikle Kazakistan ve Irak gibi pazarlarda Türkiye'nin sıralamasının yükseldiği ve bu ülkelere yapılan ihracatta önemli artışlar yaşandığı dikkat çekiyor. Ocak-Nisan döneminde Irak’a yapılan ihracat yüzde 8,4 artışla 193 milyon dolara, Kazakistan’a yapılan ihracat ise yüzde 49,4 gibi çarpıcı bir artışla 153 milyon dolara yükseldi.
Henüz ilk 10 pazar arasına giremese de, Rusya'ya yapılan hazır giyim ihracatında da dikkat çekici bir sıçrama yaşandı. Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla Rusya'ya yapılan ihracat, yüzde 366 gibi olağanüstü bir oranda artarak 18 milyon dolardan 84 milyon dolara fırladı. Bu gelişmeler, sektörün pazar çeşitlendirmesi stratejilerinin önemini ve yeni pazarlardaki potansiyeli ortaya koyuyor. Ancak, bu alternatif pazarlardaki artışların, ana pazarlardaki büyük kayıpları telafi etmekten henüz uzak olduğu da bir gerçek.

Kapasite kullanımı dip yaptı, istihdam kaybı 15 bine dayandı, şirketler kepenk indiriyor

Hazır giyim sektöründeki olumsuzluklar sadece ihracat rakamlarıyla sınırlı kalmıyor. Sektörün üretim ve istihdam cephesinde de ciddi sorunlar yaşanıyor. Kapasite kullanım oranı, Nisan 2025 itibarıyla yüzde 74 seviyesine gerileyerek, Nisan 2021'den bu yana kaydedilen en düşük seviyeye indi. Bu durum, fabrikaların tam kapasiteyle çalışamadığını, talebin düştüğünü ve üretimde ciddi bir yavaşlama olduğunu gösteriyor.
İstihdam kaybı da endişe verici boyutlara ulaşmış durumda. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından açıklanan istatistiklere göre, geçtiğimiz yılı 574 bin 684 kişilik istihdamla kapatan sektörde çalışan sayısı, bu yılın ilk iki ayında 560 bin 251'e düştü. Bu da sadece iki aylık bir dönemde 14 bin 433 kişinin işsiz kaldığı anlamına geliyor. Aynı dönemde sektörde faaliyet gösteren şirket sayısında da önemli bir azalma yaşandı. Şirket sayısı bin 535 adet birden gerileyerek 39 bin 640'tan 38 bin 105'e düştü. Bu rakamlar, sektördeki daralmanın ve firmaların yaşadığı zorlukların somut bir göstergesi niteliğinde.

Üretimde dokuz aydır süren düşüş ve geleceğe yönelik karamsar beklentiler

Hazır giyim sektöründe önümüzdeki döneme dair göstergeler de ne yazık ki pek parlak görünmüyor. İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Nisan ayına ilişkin Türkiye Sektörel PMI raporu, yılın ikinci çeyreğinin yeni siparişlerde genele yayılı bir ivme kaybıyla başladığını gösteriyor. Rapora göre, ekonomik ortam özellikle tekstil ve giyim imalatçıları açısından zorlayıcı olmaya devam ediyor. Nisan verileri, giyim sektöründe üretimin üst üste dokuzuncu ay zayıfladığına işaret etti. Daha da endişe verici olan ise, söz konusu zayıflamanın yıl başından bu yana en yüksek oranda gerçekleşmiş olması.
Yeni siparişlerde de belirgin bir azalma gözlenirken, yeni ihracat sipariş hacmindeki düşüşün geçen yılın Ağustos ayından bu yana en düşük oranda kaydedilmesi küçük bir teselli kaynağı olabilir. Üretimdeki bu olumsuz tabloya paralel olarak, firmaların istihdamı son beş ayın en yüksek oranında azalttığı da raporun dikkat çeken bulgularından biri. Buna rağmen, birikmiş işlerde belirgin bir düşüş kaydedilmesi, talebin ne kadar zayıf olduğunun bir başka göstergesi olarak kabul ediliyor. Bu veriler ışığında, hazır giyim sektörünün kısa vadede toparlanmasının zor olacağı ve mevcut sorunların devam etmesi durumunda daha derin bir krize sürüklenebileceği endişesi hakim. Sektör temsilcileri, maliyetlerin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması, rekabet gücünü artıracak desteklerin sağlanması ve yeni pazarlara açılım konusunda devletten acil adımlar bekliyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ