İzmir Defterdarlığı, kent ekonomisinin sağlıklı bir şekilde işlemesi, vergi gelirlerinin artırılması ve vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla kapsamlı bir denetim seferberliği başlattı. Son yıllarda giderek daha karmaşık hale gelen ekonomik yapılar ve dijitalleşmenin getirdiği yeni riskler karşısında, Defterdarlık hem geleneksel saha denetimlerini sıklaştırdı hem de teknolojinin sunduğu imkanları etkin bir şekilde kullanarak kayıt dışı ekonomiyle mücadelede yeni bir sayfa açtı. Bu kapsamda, 10 Mayıs 2025 tarihinde İzmir genelinde gerçekleştirilen ve adeta bir "vergi adaleti" operasyonu niteliği taşıyan yaygın ve yoğun denetimler, kentteki ticari faaliyetlerin şeffaflığını artırma ve vergi yükümlülüklerinin eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesini sağlama amacı taşıyor. İzmir Defterdarlığı yetkilileri, bu tür denetimlerin artarak devam edeceğini ve kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin tavizsiz bir şekilde sürdürüleceğini vurguluyor.

300 uzman personel, 150 ekip, 2709 işletme

İzmir Defterdarlığı'nın 10 Mayıs 2025 tarihinde gerçekleştirdiği büyük denetim operasyonu, hem personel sayısı hem de denetlenen işletme sayısı açısından dikkat çekici boyutlardaydı. Tam 150 ayrı denetim ekibi ve bu ekiplerde görev yapan 300 uzman personel, İzmir'in dört bir yanındaki farklı sektörlerden işletmeleri adeta abluka altına aldı. Bir gün içerisinde toplam 2709 işletmenin kapısını çalan denetim ekipleri, vergi mevzuatına uyum, kayıt dışılık ve usulsüzlük iddiaları gibi birçok farklı konuyu titizlikle inceledi. Bu kapsamlı operasyon, Defterdarlık'ın vergi kayıp ve kaçağına karşı ne denli kararlı bir duruş sergilediğini ve denetim mekanizmalarını ne kadar etkin kullandığını gözler önüne serdi. Operasyonun, özellikle kayıt dışı faaliyet gösteren veya vergi yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletmeler üzerinde caydırıcı bir etki yaratması bekleniyor.

Denetimlerde nelere bakıldı?

İzmir Defterdarlığı tarafından gerçekleştirilen yaygın ve yoğun denetimlerde, işletmelerin vergi mevzuatına ne ölçüde uyum sağladığı birçok farklı açıdan ele alındı. Denetim ekiplerinin özellikle odaklandığı kritik hususlar arasında şunlar yer aldı:

  • Kayıt dışı işletmelerin tespiti: Herhangi bir resmi kaydı bulunmayan, vergi levhası olmayan veya yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletmelerin tespit edilerek kayıt altına alınması.

  • Yeni nesil ödeme kaydedici cihaz (ÖKC) kullanımı: İşletmelerin yasal zorunluluk olan yeni nesil ÖKC'leri kullanıp kullanmadığı, bu cihazların doğru bir şekilde çalışıp çalışmadığı ve yapılan tüm satışların bu cihazlar üzerinden belgelendirilip belgelendirilmediği kontrol edildi.

    Şimşek Londra yolcusu Şimşek Londra yolcusu
  • Belge düzenine uyum: Fatura, irsaliye, gider pusulası gibi ticari belgelerin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği, sahte veya yanıltıcı belge kullanılıp kullanılmadığı ve belgelerin yasal süresi içinde muhafaza edilip edilmediği incelendi.

  • Kayıt dışı işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı: İşletmelerde sigortasız veya eksik sigortalı işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı, çalışanların ücretlerinin ve sosyal haklarının yasalara uygun bir şekilde ödenip ödenmediği denetlendi. Bu, sadece vergi kayıp ve kaçağını değil, aynı zamanda sosyal güvenlik sisteminin de sağlıklı işlemesini hedefleyen bir adımdı.

  • Doğru KDV oranlarının uygulanıp uygulanmadığı: Satılan mal ve hizmetler için yasal olarak belirlenmiş olan Katma Değer Vergisi (KDV) oranlarının doğru bir şekilde uygulanıp uygulanmadığı, KDV beyannamelerinin doğru ve zamanında verilip verilmediği gibi hususlar titizlikle kontrol edildi.
    Bu kapsamlı denetimler, İzmir Defterdarlığı'nın vergi adaletini sağlama ve haksız rekabeti önleme konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor.

Yapay zeka ve büyük veri analitiği devrede: Dijital denetimle gönüllü uyum hedefleniyor

İzmir Defterdarlığı, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede sadece geleneksel saha denetimleriyle yetinmiyor; aynı zamanda teknolojinin sunduğu en son imkanları da etkin bir şekilde kullanıyor. Defterdarlık bünyesinde kurulan özel birimler, yapay zeka algoritmaları ve büyük veri analitiği yöntemlerini kullanarak, riskli mükellefleri ve sektörleri daha etkin bir şekilde tespit edebiliyor. Farklı kamu kurumlarından elde edilen verilerin çapraz kontrolü, sosyal medya analizleri, e-ticaret platformlarındaki hareketlilikler ve bankacılık işlemleri gibi birçok farklı veri kaynağı, bu dijital analizlerde kullanılarak vergi kayıp ve kaçağı riski taşıyan noktalar belirleniyor.
Bu analizler sonucunda belirlenen riskli sektörler veya mükellefler, öncelikle "izaha davet" yöntemiyle bilgilendiriliyor ve gönüllü uyum sağlamaları için bir fırsat tanınıyor. Eğer bu süreçte beklenen uyum sağlanamazsa, daha detaylı incelemeler ve saha denetimleri gündeme geliyor. Yapay zeka ve büyük veri analitiğinin kullanılması, denetimlerin daha hedef odaklı, daha verimli ve daha az maliyetli bir şekilde yapılmasını sağlarken, aynı zamanda dürüst mükelleflerin gereksiz yere rahatsız edilmesinin de önüne geçiyor. Bu modern denetim anlayışı, vergide gönüllü uyumu artırmayı ve kayıt dışı ekonomiyi en aza indirmeyi hedefliyor.

Kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin önemi: Adil vergi dağılımı ve toplumsal refah

İzmir Defterdarlığı tarafından yapılan açıklamada, kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin, vergi gelirlerinin artırılması, vergi kaybının önlenmesi, sosyal güvenlik sisteminin güçlendirilmesi ve genel olarak toplumsal refahın artırılması adına en etkin yöntemlerin başında geldiği vurgulandı. Kayıt dışılığın, vergisel yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getiren dürüst mükellefler ile bu yükümlülüklerden kaçınanlar arasında vergi yükünün adil bir şekilde dağılımını olumsuz etkilediği ve gelir dağılımında adaletsizliğe yol açtığı belirtildi.
Kayıt dışı ekonomi, sadece devletin vergi gelirlerini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda haksız rekabete yol açarak dürüst işletmelerin rekabet gücünü zayıflatıyor, sosyal güvenlik sisteminde açıklar yaratıyor, işçi haklarının ihlal edilmesine zemin hazırlıyor ve genel olarak ekonomik kalkınmayı olumsuz etkiliyor. Bu nedenle, kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin, sadece bir maliye politikası aracı olmanın ötesinde, toplumsal adalet ve refahın sağlanması açısından da hayati bir öneme sahip olduğu ifade edildi. İzmir Defterdarlığı, bu bilinçle kayıt dışı ekonomiyle mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğini ve tüm vatandaşların bu mücadeleye destek vermesini beklediğini kamuoyuna duyurdu.

Gelecek adımlar: Denetimler artarak devam edecek, teknoloji daha etkin kullanılacak

İzmir Defterdarlığı yetkilileri, 10 Mayıs'ta gerçekleştirilen kapsamlı denetimlerin sadece bir başlangıç olduğunu ve benzeri operasyonların önümüzdeki dönemde de artarak devam edeceğini belirtti. Vergi kayıp ve kaçağının en aza indirilmesi ve kayıt dışı ekonominin daraltılması amacıyla, hem saha denetimlerinin yaygınlaştırılacağı hem de yapay zeka ve büyük veri analitiği gibi teknolojik imkanların daha etkin bir şekilde kullanılacağı vurgulandı. Özellikle riskli sektörler ve mükellefler üzerindeki denetim baskısının artırılması, çapraz kontrollerin sıklaştırılması ve dijital platformlar üzerinden yürütülen ticari faaliyetlerin daha yakından izlenmesi hedefleniyor.
Defterdarlık, aynı zamanda mükellefleri vergi bilinci konusunda eğitmeye ve gönüllü uyumu teşvik etmeye yönelik çalışmalarına da devam edecek. Vergi ödemenin bir vatandaşlık görevi olduğu ve adil bir vergi sisteminin toplumsal refah için vazgeçilmez olduğu bilincinin yaygınlaştırılması, kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin en önemli ayaklarından biri olarak görülüyor. İzmir Defterdarlığı, bu kapsamlı ve çok yönlü mücadeleyle, kent ekonomisinin daha şeffaf, daha adil ve daha rekabetçi bir yapıya kavuşmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ