Şehir dışında yaşamaya başladığımdan beri para pul işleri, servet sepet hırsları iyice anlamsız gelmeye başladı.
Tek söz sahibi doğa. Onunla uyumlu yaşamayanları bağrına basması mümkün değil.
Bitkisiyle, hayvanıyla aynı ritim ve büyük bir saygıyla sürdüreceksin yaşamını.
Her gördüğün manzaralı boş araziye beton dikmekten vazgeçeceksin bir kere.
Beton fetişizminin kurbanı olursan gelecek nesilleri de kuraklığa, yokluğa, griye mahkum edersin.
Abuk sabuk yerlere, doldurduğun denize, dere yataklarına, yamaçlara falan ev dikersen ilk depremde, selde kendini toprakla bütünleşmiş olarak bulursun.
Ayder Yaylası'na TOKİ dikme kararını alan, alabilen zihniyet bu kararı verirken hangi akli ve vicdani değerlere dayandılar, çok merak ediyorum.
Yine şehirden uzaklaşıp toprakla haşır neşir olmaya başladığımdan beri üreticiye, tarımla uğraşanlara saygım daha da arttı.
O pazardan, tezgahtan alıp buzdolabında çürüttüğünüz sebze ve meyveleri toprak öyle kolayca "al evladım" diye sunmuyor.
Yağmur az yağsa sorun, çok yağsa ayrı bir dert. Bunun kurdu var, böceği var.
Ama dünyanın en büyük kımıl zararlısı olan insanoğlu bu emeğin ve emekçilerin de kıymetini bilmiyor tabii.
Doldurun doldurun. Her boş bulduğunuz yeri betonla doldurun.
Sebzeyi meyveyi doğal olmayan ortamlarda kimyasallarla üretin, yeyin, yedirin.
Doymadınız. Yemeye, kemirmeye doymadınız.
Hayatınızda neşe yok, eğlence yok, gülmek yok, keyif yok, aşk yok... Sadece beton var, para hırsı var, koltuk sevdası var, makam manyaklığı var.
Bize yazık ediyormuş gibi görünüyorsunuz ama aslında hakikaten yazık be size... Vallahi yazık!

oncel-ilk-bolume

***

Daha iyi yiyebilmek için

- Dün arama motorlarına en çok yazılan iki kelime şüphesiz "varlık fonu" idi.
Çünkü Türkiye'nin dev kuruluşları Varlık Fonu diye bir yere devredilmişti ve memlekette kimsenin bu fonun ne anlama geldiğiyle ilgili bir fikri yoktu.
Milli Piyango, at yarışları, Ziraat Bankası, BOTAŞ, Borsa İstanbul, THY ve Halk Bankası ve çok değerli araziler (Manavgat, Kuşadası, Bodrum gibi) bu fona geçti.
Baktık, araştırdık, konu hakkında bilgi sahibi olanları dinledik ve şunu anladık: "Devletin malı deniz......"
Şaşırmadık. Bu referandum neden yapılacak zaten hala anlayabilmiş değiliz.
Zaten tüm kararlar keyfi ve hukuka aykırı, düzensizlik planı gayet düzenli işliyor.
İsteyen istediği gibi at koşturuyor.
Yemeye bir insan ömrünün yetmeyeceği servetlerin üzerine servet katılıyor.
Daha da acaba ne isteniyor? Allah'tan bir cevap mı?

***

İzmir büyüyor

oncel-3Moral bozan iç karartan haberlerin içinde bir doğum günü partisi fotoğrafı içimizi sıcacık yaptı.
İzmir Doğal Yaşam Parkı’nın gözbebeği, Türkiye’de dünyaya gelen ilk fil İzmir, 6 yaşına girmiş.
Topu topu 2.5 ton ağırlığında olan bu küçük çocuk doğumgünü pastası olarak en sevdiği meyvelerden bol bol yemiş.
Meyveler toprağa 6 sayısı şeklinde dizilmiş.
Oh afiyet olsun İzmir'e... Allah ona uzun ömür verirken Pak Bahadur'a yaptığımız, neredeyse ömür boyu süren işkence için de bizi affettsin.
Aslında keşke İzmir ve diğer tüm hayvanlar bir parkta değil de kendi doğal yaşam alanlarında ömür geçirse.
Ama neyse, yine de İzmir ve ailesinin keyfi yerindedir herhalde. El bebek gül bebek bakılıyor. İnsanoğlunun şerrinden uzakta, elması armutuyla ...
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bünyesindeki bu parkın özenli çalışanlarına ayrıca teşekkürler.
İzmir mutlu, biz mutlu :)