İzmir’in yıllardır süregelen ve çözüm bekleyen en hayati konularından biri olan Körfez temizliği, Büyükşehir Belediyesi’nin gündemindeki sıcaklığını koruyor. Basın mensuplarıyla bir araya gelen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Körfez’in kurtarılması için yürütülen mücadelede gelinen son noktayı ve karşılaşılan engelleri tüm çıplaklığıyla paylaştı. Bilimsel veriler ışığında konuşan Başkan Tugay, Körfez’i kirleten ana unsurların başında gelen Gediz Nehri ile ilgili endişe verici bir tablo çizdi. Belediyenin yetki sınırlarını aşan, havza bazlı bir çevre felaketine dönüşen Gediz kirliliği konusunda adeta bir dedektif gibi iz sürdüklerini belirten Tugay, kirlilik kaynaklarını tek tek ifşa edeceklerinin sinyalini verdi.
Gediz’in getirdiği felaket raporlara yansıdı
Başkan Tugay’ın açıklamalarında en dikkat çeken bölüm, Gediz Nehri’nin taşıdığı kirlilik yükü oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin bir süredir nehri yakın markaja aldığını belirten Tugay, nehrin İzmir il sınırlarına girdiği noktalardan düzenli olarak su örnekleri topladıklarını ifade etti. Laboratuvar ortamında incelenen ve son iki ayı kapsayan ölçüm raporlarının yakında kamuoyu ile paylaşılacağını duyuran Tugay, ön değerlendirmelerin hiç de iç açıcı olmadığını dile getirdi. Eldeki verilerin "sonuçlar çok kötü" şeklinde özetlenebileceğini vurgulayan Tugay, Gediz’in İzmir’e ulaştığı anda zaten kirlenmiş bir vaziyette aktığını, yani sorunun kaynağının şehir sınırları dışında olduğunu bilimsel olarak kanıtladıklarını belirtti.
Yetkimiz yok deyip susmayacağız: Kirliliğin kaynağına iniyoruz
Kirliliğin İzmir’e gelmeden önce, nehrin akış güzergahındaki diğer bölgelerde oluştuğuna dikkat çeken Cemil Tugay, bu noktada Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin çevre hassasiyetinin farkında olduklarını ancak sorunun çözümü için daha radikal adımlar atılması gerektiğini savundu. İzmir ili sınırları dışında kalan müdahale alanlarında belediyenin yasal bir yaptırım gücü bulunmadığını hatırlatan Tugay, buna rağmen sessiz kalmayacaklarını net bir dille ifade etti. Nehrin hangi sanayi tesisleri veya yerleşim birimleri tarafından kirletildiğini tespit etmek için çalışmaya devam edeceklerini belirten Tugay, "Kimlerin nehri kirlettiğini bulacağız. Bulduktan sonra da onlarla ilgili önlem alınmasını isteyeceğiz. Yetki maalesef belediyelerde değil. Ama yetki bizde değil diye bunları konuşmayacağız anlamına gelmiyor" diyerek kararlılığını ortaya koydu.
Şehrin kalbinde yük limanı olmaz: Adres Aliağa olmalı
Başkan Tugay’ın Körfez vizyonu sadece nehir kirliliğiyle sınırlı kalmadı; deniz trafiği ve lojistik planlamasına dair de radikal öneriler masaya yatırıldı. İzmir Körfezi’nin coğrafi yapısına dikkat çeken Tugay, iç körfezin sığ, dar ve su sirkülasyonunun zayıf olduğu bir alan olduğunu hatırlattı. Bu hassas ekosistem içerisinde tersane bulunmasının ve devasa yük gemilerinin şehir merkezine kadar girmesinin yanlış olduğunu savunan Tugay, lojistik faaliyetlerin adresini değiştirecek bir öneride bulundu. Şehrin içindeki bir noktada yük limanı ısrarının kente zarar verdiğini belirten Tugay, bu faaliyetlerin Aliağa bölgesine kaydırılması gerektiğini vurguladı.
Lojistik ve ulaşım imkanları Aliağa’yı işaret ediyor
Mevcut liman ve tersane faaliyetlerinin Aliağa’ya taşınması fikrini, bölgenin sahip olduğu güçlü ulaşım altyapısıyla destekleyen Başkan Tugay, Aliağa’nın hem karayolu hem de demiryolu bağlantılarıyla yük gemileri için ideal bir merkez olduğunu dile getirdi. Yüklerin Aliağa’da indirilip bindirilmesinin lojistik açıdan mümkün ve verimli olduğunu belirten Tugay, İzmir’in merkezinin bu ağır sanayi ve nakliye baskısından kurtarılması gerektiğine inandığını söyledi. "Bu kadar şehrin içindeki noktada yük limanı olmaz, tersane olmaz" diyerek tepkisini dile getiren Tugay, bu konudaki itirazlarını ve çözüm önerilerini her platformda ısrarla dile getirmeye devam edeceğini belirterek, İzmir’in geleceği için sürdürülebilir bir kent planlaması çağrısında bulundu.
