Adı Mehmet Ali Aligül…
Kaçışını gördünüz değil mi?
Kapşon kafada, fare gibi…
Bu tırsak lale, mahkemeye çıktı.
Hakim ısrarla tutuksuz yargılanmasını istedi.
Savcı ısrar etti, bir üst mahkemeye giderek tutukluluğunu sürdürdü.
Arada şımardı tırsak provakatör…
Polislerin arasında haykırdı…
“Abdülhamit dedeme kimse laf edemez..”
…
Tırsak provakatör;Bak sana söyleyeyim ben…
Senin deden;
1. Dünya savaşında cırt çekti.
Balkan Harbinde yine yenildi.
Rus ordusu geldi İstanbul’un göbeğine dev gibi zafer anıtı çaktı, sesi çıkmadı.
Bak bana, göbelek;
Kıbrıs’ı İngiliz’e benim babam vermedi, deden verdi.
Var olan parlamentoyu kapatıp 33 yıl tek adamlık yaptı.
Tefecilerden aldığı paraları ödeyemeyince Fransa, Limni ve Midilli adasına el koydu.
Karadağ, Bulgaristan Tunus, Romanya’yı senin deden kaybetti.
Bu toprak kayıplarının toplamı da 1 milyon kilometre kare…
İstanbul’a ilk rakı fabrikası, ilk şampanya fabrikası, ilk birahane
Veleddalin;
İlk genelevi de memleketin hizmetine sokan benim değil senin deden…
Abdülhamit deden…
Daha söyleyeyim mi?
Tahta gemi Ertuğrul’u Japon imparatoruna madalya vermek için yolladı.
Dönüşte battı, içinde benim dedemin dedesinin de olduğu 587 Türk çocuğu öldü.
Hadi yeter olsun bu kadar…
O dede senin, kaybedilen savaşlarda ölenler benim…
…
Böyle cahillik, böyle zihniyet olur mu?
Atatürk’e sövdürecek kadar şımartırsan olur…
Atatürk’e İnönü’ye “İki ayyaş” diyene,
“Mehmet Akif Ersoy da sirozdan öldü, alkolik mi oldu şimdi?”
Demezsen bu olur…
O ısrarlı savcı gibileri de olmasa, balkona çıkamayacağız nefes almak için...
Tövbe estağfurullah, ölünün arkasından konuşturdun beni…
Gel beni de yak… Dedesinin torunu…
***
TV PİSLİK KOKUYOR?
Yuh…Meraktan internetten izledim
Akit televizyonunda bir yaratık var.
Müjdat Gezen’e saydırdı.
“Ağzı sidik kokan”
“Pezevenk”…
Hayır kaçırdıysan bil…
İleri demokrasi… Özgürlük…
…
Kim gaz veriyorsa, bir de Nihat Doğan…
Sabahları sözüm ona magazin programı…
Kamuoyunu germekten,
Barım barım saçma sapan bağırmaktan kendi sesi kısıldı muhteremin…
…
Bu davullar çalınıyorken, Fox’un Tele-dünya yayın sıralamasındaki yeri değişti…
Teee en arkalara postalandı.
Bi de üstüne Azerbaycan yayını kesildi…
İşte gerçek demokrasi…
Güle güle, tepe tepe kullan…
Özgür basın, demokratik Türkiye…
***
YERİNE YENİSİ GELMİYOR
Allah rahmet eylesin ikisi de İzmir’in değeriydi.Uztex ve Tamiş gömleklerinin sahibi Yusuf Uz
Ve bir spor efsanesi Tahir Türetken…
Uz’u tanımazdım, ama Tahir amcanın elini çok öptük.
Allah ikisine de gani gani rahmet eylesin…
İz bıraktılar, isim bıraktılar, ekol bıraktılar.
İşin kötüsü;
Yerlerine yenileri gelmiyor, gelemiyor…
Asıl hüzün burada yatıyor…
***
HAH ŞÖYLE
Şu fuar alanına halksan gidilemiyor.
Nihayet monoray dedikleri bir çeşit tramvay için izin çıktı
Büyükşehir ihaleye çıkacak.
Gelişme güzel… De, bitişi 2020’yi bulacak.
Proje ile en yakın İZBAN merkezine bağlanacak monoray…
En az 4 yıl ön görüyorum.
Bu süre zarfında, özel ve ilgi çekici fuar taşıtı yapılamaz mı?
Misal iki katlı otobüs…
Ne bileyim, Marmaris’teki gibi traktörden tren…
Hem alışkanlık sağlanır, hem fuara giden otobüsler alnından tanınır…
Olma mı?
***
AŞKIN TARİFİ
Bence yeni dönemin en güzel aşk tarifini yaptı.
Ali Ağaoğlu (61) beyefendinin güzel sevgilisi Duygu Su Gülpınar (23)
Kendini yaş farkından eleştirenlere söyledi;
“Düşerken, ağlarken, ayak tırnaklarım sökülürken, kilo almak için pamuk yerken,
ELEKTRİK FATURALARIMI ÖDEYEMEZKEN yanımda kim vardı ?”
Demek ki yeni aşklar böyle oluyor.
Ben de katkıda bulanayım.
“Sadakat çaresizlikten doğar”
(Bak bi daha düşün)
***
EN GÜZEL SARHOŞ
Orta yaşlı bir bayan bir erkek, ayakta içkilerini içiyorlardı.
Bir duble, bir duble daha…
Genelde hafif çakırlaşınca, TSM örnekleri sergilenir ya.
Ya da aşk şarkıları…
Hayır abiyle, abla yüksek sesle İzmir Marşı söylemeye başladılar.
Bar da 100-150 kişi vardı. Nispeten genç doluydu..
Korkmayanlar katıldı…
Tıpkı filmlerdeki gibi, nefis bir koro oldu…
Helal olsun, en güzel sarhoş…
***
DELİ ZİYA; Ben de aptal taklidi yapabiliyorum… Kendini yalnız hissetme… Lazım olursa ara…
