Türkiye’nin tarımsal üretim başkenti olma yolunda emin adımlarla ilerleyen İzmir, bu iddiasını dev bir yatırımla perçinliyor. Kentin kuzeyinde yer alan ve bereketli topraklarıyla bilinen Kınık ilçesi, modern tarımın yeni üssü olmaya hazırlanıyor. Uzun süredir bürokratik süreçleri ve planlamaları titizlikle yürütülen Kınık Tarıma Dayalı İhtisas Bitkisel Üretim Organize Sanayi Bölgesi projesinde, kazma vurulması için geri sayım resmen başladı. Bölgenin sadece tarımsal değil, ekonomik kaderini de yeniden şekillendirecek olan projenin en hayati aşaması olan altyapı yapım işi ihalesi, şeffaf ve rekabetçi bir ortamda tamamlandı. Yaklaşık 123 hektarlık devasa bir alanda kurulacak olan bu modern tarım kampüsü, tamamlandığında Ege Bölgesi’nin en teknolojik üretim merkezlerinden biri olacak.

İhale masasında kıran kırana pazarlık
Yatırımcıların ve bölge halkının merakla beklediği ihale süreci, büyük bir rekabete sahne oldu. Projenin büyüklüğü ve stratejik önemi nedeniyle sektörün önde gelen firmaları sürece yoğun ilgi gösterdi. İhale dokümanını satın alan 9 firmadan 4’ü, teknik ve mali yeterliliklerini sunarak teklif verdi. İhale komisyonunun titizlikle yürüttüğü incelemelerin ardından, ekonomik açıdan en avantajlı teklifi sunan iki firma finale kalarak revize teklif sürecine davet edildi. 25 Aralık 2025 tarihinde gerçekleştirilen nefes kesen ikinci oturumda ise son söz söylendi. Komisyonun oy birliğiyle aldığı karar neticesinde, dev projenin altyapı işleri 710 milyon TL bedelle Teori Mekanik Mühendislik Enerji Üretim Otomasyon İnşaat Altyapı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi uhdesinde kaldı.
Kınık ovası modern bir şantiyeye dönüyor
İhalenin sonuçlanmasıyla birlikte Kınık’ta hummalı bir çalışma dönemi başlıyor. Sıradan bir sanayi bölgesi kurulumunun ötesinde, akıllı tarım teknolojilerinin entegre edileceği bu projede yapılacak işlerin kapsamı oldukça geniş. İhale şartnamesine göre; bölgenin ulaşımını sağlayacak yol ağlarından, kesintisiz su temini için kritik öneme sahip içme ve kullanma suyu hatlarına kadar her detay düşünüldü. Sürdürülebilir tarımın olmazsa olmazı sulama suyu sistemleri, atık su ve yağmur suyu deşarj hatları modern mühendislik teknikleriyle inşa edilecek. Ayrıca bölgenin güvenliğini sağlayacak ihata duvarları, enerji ihtiyacını karşılayacak elektrik ve doğalgaz şebekesi ile iletişim altyapısını oluşturacak telekomünikasyon sistemleri de proje kapsamında hayata geçirilecek.
Teknolojik tarım üssü için akıllı sistemler
Kınık TDİOSB’yi diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri de teknolojik altyapısı olacak. İhale kapsamında kurulacak olan otomasyon ve SCADA sistemleri, bölgedeki tüm altyapı verilerinin tek merkezden izlenmesine ve yönetilmesine olanak tanıyacak. Bu sayede su ve enerji kaynaklarının verimli kullanımı sağlanarak, üretim maliyetlerinin düşürülmesi hedefleniyor. Çevre aydınlatmasıyla 24 saat yaşayan bir üretim merkezi haline gelecek olan bölge, geleneksel tarım yöntemlerinin dijitalleşmeyle buluştuğu hibrit bir model sunacak. Yatırımın tamamlanmasıyla birlikte, tarladan sofraya uzanan zincirin her halkasında izlenebilirlik ve kalite standartları en üst seviyeye çıkarılacak.

Tohum ve fidede ihracat üssü hedefi
Kınık’ta yükselecek bu dev tesis, Türkiye’nin tarımsal geleceği için stratejik bir misyon üstleniyor. Bölgede özellikle tohum, fide üretimi ile son yıllarda küresel pazarda talebi hızla artan tıbbi ve aromatik bitkiler alanında uzmanlaşılması hedefleniyor. Planlı ve modern seracılık faaliyetlerinin kümeleneceği bu alan, dağınık ve verimsiz üretimin yerine organize ve yüksek katma değerli bir model ikame edecek. Projenin tam kapasiteyle faaliyete geçmesiyle birlikte, bölgedeki tarımsal hasılanın katlanarak artması ve İzmir’in tarıma dayalı sanayi gücünün uluslararası arenada daha rekabetçi bir konuma gelmesi bekleniyor.
Bölge halkına yeni ekmek kapısı
Milyonluk yatırımın ekonomik etkileri sadece üretim rakamlarıyla sınırlı kalmayacak. Kınık ve çevre ilçelerde yaşayan vatandaşlar için devasa bir istihdam kapısı aralanacak. İnşaat sürecinden başlayarak, tesislerin işletmeye alınması ve tarımsal üretimin başlamasıyla birlikte binlerce kişiye iş imkanı doğacak. Tarımsal sanayinin gelişmesi, yan sektörleri de tetikleyerek bölge ekonomisine can suyu olacak. İzmir’in kuzeyinde yaratılacak bu cazibe merkezi, kırsaldan kente göçü tersine çevirme potansiyeliyle de sosyal bir kalkınma projesi niteliği taşıyor.




