Ordu’da, “Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi” projesi açıklanınca akıllara hemen Bülent Ecevit’in ‘Köy Kent’ projesi gelmiş.

Hiçbir benzerliği yok elbette. Ecevit’in, Ordu’nun Mesudiye ilçesi Çavdar Köyü çevresindeki 9 köyü bir araya getiren Köy Kent uygulaması, tam bir devrim projesiydi.

Projenin başlatılmasıyla birlikte hemen, çevre yolları, sağlık merkezi, ilköğretim okulu, ağaç işleme fabrikası yapılmış, Çavdar ve çevre köylerde kurulan kooperatife büyük destekler verilmeye başlanmıştı.

Sanki farklı bir Köy Enstitüleri uygulaması ortaya çıkıyor, kısa zamanda tüm ülkeye yaygınlaştırılabilecek bir uygarlık modeli yaşam buluyordu.

Ne yazık ki bu devrim projesi, Ecevit’in 2002’de başbakanlıktan ayrılmasıyla birlikte sona erdi.

ERDOĞAN’DAN SÖZ ALDI

Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra Rahşan Hanım hastalanmış ve Gülhane Hastanesi’nde yatıyordu. Ziyaretine gittiğimde rahmetli Bülent Ecevit ile sohbet etmiştik. “Tayyip Bey ziyarete geldi” demişti. “Kendisinden, Köy Kent Projesi’ni sürdürmesini rica ettim.”

Bu ricayı nasıl karşıladığını sorunca gözleri parlayan Ecevit, “Çok olumlu karşıladı ve elinden geleni yapacağını söyledi!” demişti.

Ecevit inanmıştı! O anda düşündüğüm şey, Ecevit’in nasıl olur da böyle bir insana inandığıydı, “Ben güvenemiyorum ama inşallah sözünde durur” demiştim.

30 YILLIK RÜYAM’

Ecevit’in, “En az 30 yıllık rüyam!” dediği ve ters göçü sağlamayı amaçlayan Köy Kent dünyanın gıpta edeceği bir uygulama olacaktı. Köy Enstitüleri’nden sonra, belki Cumhuriyet tarihinin en önemli ikinci projesi olabilirdi. Eğer Ecevit beş yıl daha iktidarda kalsaydı da, Köy Kent projesi Türkiye’ye yaygınlaşabilseydi, Türkiye haritasının her yanından aydınlanma odakları fışkıracaktı.

YA SEÇİMLERDE NE OLDU?

2002’nin sonunda yapılan seçimlerin ertesi günü DSP Genel Merkezi’nde toplanmıştık. Ecevit çok üzgün görünüyordu. “Çavdar Köyü’nde durum nasıl?” diye sordu. Sanki oradan alacağı yüksek oy, Türkiye’de yüzde birlere inişimizin acısını ona unutturacak gibiydi. “Sadece dört oy almışız!” dedi bir arkadaşımız. “Neee! Dört oy mu?” diye sordu Ecevit. Yüzünde şaşkınlık ve hüzün bir aradaydı.

İşte size Ecevit’in, Köy Kent’e adanmışlığı…

İşte size Çavdarlı’nın Ecevit’e gösterdiği vefa (!)…

İşte size Ecevit’in en büyük düş kırıklığını yaşadığı an!