Sinemaya gideyim dedim.

Film Konak Pier'deymiş...

Koyuldum yola, ne kalabalık.

Trafik adeta arap saçı...

Otobüsten iner inmez,

Siviliyle, resmisiyle,

Bir sürü polis karşıladı,

Belli olmuştu kimin geldiği.

Ertesi sabah okudum ki,

Konak'taki yeni ofisin,

Son iki katının ışıl ışıl hali,

Başbakanın gelişindenmiş...

Yetmemiş iki katlı ofis,

Başbakan Konak'ı da gezmiş.

O yüzden o saatte,

Aç kaldık demek ki dedim.

Simit de yemiş Başbakan.

Tezgahtan alırken şaşırmış.

Simit diye istemiş.

Bilememiş gevrek demeyi...

Bal gibi seçim gezisi yaptığı,

Bal gibi de devlet parasıyla,

Vatandaşın vergisiyle.

Kılıfına uydurulmuş sadece...

Hazreti Ömer Halifedir.

Bir gece ziyaretçisi gelir.

Selam verir, Ömer almaz.

Ömer işiyle meşgul.

İş biter, Ömer mumu söndürür.

Bir başka mumu yakar.

O anda selamını alır.

Sahabe sorar:

Ya Ömer, niçin hemen selamımı almadın ve niçin bir mumu söndürüp diğer mumu yaktın ve ondan sonra benle konuşmaya başladın?”

Ömer gülerek yanıt verir:

Evvelki mum devletin hazinesinden alınmıştı. O yanarken özel işlerimle meşgul olamazdım. Seninle devlet işi konuşmayacağımız için şimdi de kendi cebimden almış olduğum mumu yaktım...”

Seçime 20 gün kaldı.

Seçim şarkısında bile,

Dini referans alabilenler,

Acaba Ömer'i mi bilmezler,

Yoksa İzmirli'yi mi tanımazlar?