Cumartesi akşamı çok yakın dostlarımızı evimizde konuk ettik. Gözümüz bizim masada, aklımız ise Demokrasi Masası'ndaydı.

Paylaşılan masa fotoğrafına göz ucuyla baktım; bu dünyanın en kalabalık yemek masasında tam 32 milyon 768 bin kişi vardı.

Hani Temel, arkadaşı Dursun’la hızlı trenle yolculuk yapıyorken bir inek çiftliğinin önünden geçiyorlarmış.

Temel Dursun'a; “Burada tami tamuna 449 inek var.” demiş.

Dursun şaşırmış; “Ula Temel” demiş “Nasıl saydun, çok hızlı geçtuk da?”

Temel; “Çok kolay Uşağum,” demiş gayet sakin “Ayaklarinu sayup dörde böleysun, hepisu bu!”

****

Ben Temel kadar hızlı ve zeki olmadığım için zekasına hayran olduğum başka birisinin yönteminden yararlandım.

Sayın Devlet Bahçeli...

Sayın Bahçeli, o zamanki seçmen sayısına göre partisinin tek başına iktidar için gereken oyu şöyle hesaplamıştı: “Her ülkücü, daha önce MHP'ye hiç oy vermemiş 5 ilkokul, 5 ortaokul, 5 asker, 5 mahalle, 4 de sokaktan arkadaş bulacak. Hepsini toplarsan 24 ediyor. 49 milyonu 24’e böler iseniz ortaya çıkan rakam ülkücülerin oy temin etmesi gereken hane sayısını verir. Demek ki o hane sayısı 24 oy getirirse siz 19 milyon oyla iktidar olursunuz.”

Sayın Bahçeli 19 milyonu kendi geliştirdiği bu yöntemle ne kadar kolay hesaplayıvermişti.

Eh, ben de benzer bir formülden yararlandım.

Avrasya Araştırma şirketinin yaptığı son ankete göre demokrasi masasına oturan 6 liderin ilk seçimlerde alacağı oy oranları şöyle;

Yüzde 28.4 CHP

Yüzde 12.4 İYİ Parti

Yüzde 5.9 DEVA Partisi

Yüzde 1.8 Gelecek Partisi

Yüzde 1.7 Saadet Partisi

Yüzde 1 Demokrat Parti

Toplam yüzde 51.2 yapıyor.

2023’de oy kullanacak seçmen sayısı ise 64 milyon olarak hesaplanıyor.

64 milyonu yüzde 51.2’ye oranladınız mı ortaya çıkan sonuç da tam 32 milyon 768 bin seçmen yapıyor.

Evet, cumartesi günü çok önemli bir masa kuruldu. Tam 32 milyon 768 bin kişilik bir demokrasi masası.

Masaya davet edilmedikleri halde aklı masada olanları da eklersek bu sayı 37 milyonu geçer.

Bunun da formülü basit. Aynı ankete göre AKP yüzde 27.6, MHP yüzde 6.5 oy almış gönüyor. Büyük Birlik Partisi, Vatan Partisi vb. için de yüzde 0.9 koyarsak Cumhur İttifakı'nın oy oranı toplam yüzde 35 yapar.

Anlayacağınız karşılarında yüzde 65’lik bir blok var. 

Hesap ortada yani.

Avrasya Araştırma şirketinin son seçim sonuçlarını en iyi tahmin eden şirket olduğunu da unutmayalım.

****

Çocukluk arkadaşı Dursun’un evlendiğini duyan Temel; “Mutlu misun?” diye sormuş.

“Hemi da çok mutliyum!” demiş Dursun.

“Peçi bu mutluluğun formülü nedir?” diye sormuş bu kez Temel.

“Formül şu uşağum” demiş Dursun “Görür görmez çarpilacağun bir kadunla evleneceksun. Ben Fadume’ye görür görmez çarpilmiştum!”

Mutluluğun formülünü alan Temel hemen trafiği en yoğun caddeye gitmiş ve kendini gördüğü ilk  kadının arabasının önüne atmış.

Temel’e çarpan kadın telaşla camı açıp bağırmış; “Delirdiniz mi beyefendi? Niye kendinizi arabamın önüne attınız?”

Acı içinde kıvranan Temel zar zor cevap vermiş; “Hanumefendiciğum! Mutliluk penum de hakkum!” (Bir Ulvi Puğ fıkrasıdır.)

Evet, sayın Erdoğan da mutluluğun formülünü sayın Bahçeli’den almış ve bu BamBaşkanlık Sisteminin önüne atlamıştı.

Böylece kendini; önce yüzde 50+1’e sonra sayın Bahçeli’ye mahkum etmişti.

Tek farkı o, önümüzdeki ilk seçimde çarpılacak.

****

Geçirdiği kazadan sonra tek başına yaşamaya devam eden Temel prostat ameliyatı olmuş. Aynı dertten muzdarip ama mutlu evlilik yapan olan Dursun da ameliyatın yan etkileri konusunda Temel’in ağzını yoklamış.

Dursun’un derdini anlayan Temel; “Operasyondan önce tek paşuma iktidardum.” demiş ve mahçup bir şekilde devam etmiş “Operasyondan sonra yine tek paşumayum ama artık iktidar falan yok!” (Bir Ulvi Puğ fıkrasıdır.)

****

Eh, önümüzdeki seçimden sonra durum sayın Erdoğan için de aynı olacak. Yani tek başına olacak ama artık iktidar falan yok.

Huluk fakültesinde okurken, yaz tatili için memleketine giden eşim Nalan Hanım’a kısa bir şiir yazmıştım.

“Beklemelerin en güzelidir, / Geleceğini bilerek, / Kavuşmanın özlemiyle, / Seni beklemek.”

Artık, bu BamBaşkanlık sisteminin ve bu iktidarın gidip, yerlerine önce Milllet İttifakı iktidarı ve Parlamenter Sistem, sonra da Demokrasi ve Huzur geleceğini biliyorum.

Geleceklerini bilerek beklemek gerçekten çok güzel.

Bize bu ümidi veren Demokrasi Masası'ndaki tüm liderlere çok çok teşekkürler!

Temel’in dediği gibi; Mutluluk bizim de hakkımız.

Değil mi ya?