İzmir'in gururu Göztepe, Süper Lig'e veda yolunda attı adımını...

Zavallı bir çocuk gibi başını önüne eğdi yüreğim...

İzmir adına, İzmir için...

Uzun uzun, emek emek, ilmek ilmek geçen yıllar sonra, tekrar Süper Lig'e çıkmıştı çünkü...

Şu daracık İzmir'in sokaklarına yansımıştı sevinç...

Bu başka bir şeydi...

Babalar çocuklarının elinden tuttu...

Bayraklar kapıldı, şapkalar takıldı, atkılar sarıldı...

Kimi anneler de katıldı "Göztepeli hafta sonları"na...

Planlar maça göre yapıldı...

Çocuğu gibiydi İzmir'in...

Evet halen matematiksel olarak her şey mümkün ama...

Kaleci Beto'unun göz yaşlarında şifrelendi gelecek...

Belli ki takımın ruhu veda etmişti bile...

....

Futbol yazısı değil bu kardeşim...

Bir tarz, bir aşk, bir ortak hedef...

Tribünde tanışanlar, kaynaşanlar, ıslananlar, aynı yöne bakanlar, başlarını öne eğdiler...

Maç sonu Kaleci Beto'nun gözünde yaş oldular...

....

Yeni "Terapist-psikolog sosyal medya"ya sarıldı hikayenin kahramanları...

Bir çoğu Başkan Sepil'e yağdırıyor, bir kısmı futbolculara...

"Cimri Başkan" diyor çoğu...

"Bir forvet almadın, düşürdün takımı..."

.....

Bu bir spor yazısı mı?

Göztepe, ne kadar sadece mahallenin Göztepe'si ise o kadar spor yazısı...

Çünkü Göztepe bir anonim şirket...

Gerçek de tam da burada yatıyor...

Bir şirketin bu kadar kötü yönetilmiş olması kafama yatmıyor yine de...

Bırak patronun Göztepeli olup olmamasını, ticareten de öyle...

Çünkü; patronun bu gemiyi batırması için çıldırmış olması gerek...

....

Güzel bir spor adamı çaldırıyor telefonumu...

Kızgın... Üzgün...

Aklıma sorular bırakıyor, aklımda canavarlar üretiyor...

Sor bakalım diyor;

"Sayın başkan Muğlaspor'u almaya niyetlendi mi?"

"Bu amaçla Muğlaspor şirketleşme niyetiyle genel kurula gitti mi?"

"Muğla'da Belediye Başkanı Osman Gürün'ün de katıldığı yemekler yendi mi?

"Muğlaspor eski genel kaptanı Abdurrahman Uçar, Başkan Erol Kapiz ile bu amaç konuşuldu mu?"

"Yoksa her şey nazik ve karşılıklı hemşehri ziyareti miydi?"

Sor bakalım; "Bodrumspor'a talip oldu mu sayın Başkan?"

Bodrumspor'un uhdesinde 50 dönüm arazi var mı?

Burada Antalya örneği gibi; kamp ve tesisler yapma hayali ile ile Bodrumspor'a da talip oldu mu?

Peki; Gürsel Aksel tesislerinin kullanımı ve bir kişinin patron olduğu A.Ş. ilişkisine girmeyelim hiç...

....

Acaba kasada var olan para, transfer yerine, Muğlaspor ve Bodrumspor'u alma amacıyla kenarda mı tutuldu?

Olumsuzlukla sonuçlanan bu süreç beklenirken, transfer süresi mi doldu yoksa?

Yoksa bu hayal, büyük bir yönetim hatasına dönüşerek takımı küme mi düşürdü?

Deli sorular işte... Belli belirsiz, sebepli, sebepsiz...

.....

Beto'nun da, tribündeki o tatlı delikanlının gözyaşının da, göremediğim kızgın adamların da; ağlayan diğerlerinin de, duyguları zedelendi ya biraz...

Bir düşünsene; "Hayallerimi söylesem uyuyamazsınız" diyen kişi...

Her hangi bir insan; her hangi bir anonim şirketin başarısızlığı için ağlar mı?

....

Bak gördün mü?

Zenginin parası, fakirin çenesini nasıl yordu...

***

Ruh hali

“Şimdi kızgın demiri soğutma zamanı” deyince Sayın Cumhurbaşkanı bir şaşırdım…

Peşinden; “Türkiye ittifakı”

Afalladım…

Sonra cenaze törenindeki video düştü ortaya…

O sözleri söyleyen Sn. Erdoğan, mazbatası verilmiş, İstanbul’un Belediye Başkanı’nın elini sıkmadı…

Rahatladım…

Öyle ani değişiklikleri kaldırmıyor bünye…

Ruh halime mobbing oluyor…

***

Bahane olmaz

Üstüne alınan alınsın…

Tam da onlara söylüyorum zaten…

23 Nisan 1920'de ne oldu?

Türk Milleti’nin gerçek iradesini yansıtan 1. Meclis'in açıldığı gün.

Türk Halkı’nın egemenliğini ilan ettiği gün.

“Çocuklarımıza emanet” mesajıyla çocuk bayramı ilan edilen gün…

Her yıl küçük büyük bütün belediyeler şenliklerle kutlardı.

Şimdi cılız cılız işlerle atlatmaya çalışanlar oluyor…

Ya da daha önce muhteşem geçen törenleri, eğlenceleri küçültmeye çalışanlar oluyor…

Konuyu da “Borç çok” edebiyatına çeviriyorlar…

İşte bu olmuyor…

Burası İzmir, şaşkınlığın gereği yok…

Cumhuriyet’e ait her bayram, bizimdir…

Bahane olmaz, kulp olmaz…

***

Arta para kalksın

Görülen o ki, Sayın Başkan Soyer işe ulaşımla başladı…

Belli saatlerde indirim gibi…

Ulaşım operasyonuna, İZBAN’daki artı para meselesi ile devam etmeli.

10 lirası olmadığı için ölen liseli evladımız Berkay’ın acısı hafızalarda.

Ayrıca garabet bir sistem.

Eski başkan Kocaoğlu’nun ve CHP’nin yemediği küfür kalmamıştı.

Hala da devam ediyor…

Bu artı para meselesinin insani ve dengeli olmadığı aşikardır.

Adaletli de değil…

Sıkıntı İZBAN’ın diğer ortağından kaynaklanıyorsa, en azından haberimiz olur, hedefi biliriz…

Artı para hemen kalkmalı…

***

Kominist modası…

Bazen sözle değil eylemle oluyormuş bak…

Şu komünist var ya, Tunceli’deki…

Çıkıp asmıştı belediyenin borcunu belediye binasına…

Al sana devrim…

Şeffaflık ve isyan arası davranış…

Hiçbir şey yapmadıysa alışkanlık yaptı.

Sağcısı, solcusu, orta yolcusu, göreve gelen birçok başkan

“Enkaz devraldık” deyip, brandasını çaktı, belediyesinin binasına…

Moda oldu bir anlamda

Maçoğlu modası, her yerde…

DELİ ZİYA: “Yabancı şarkı gibiyim, dinleyenim çok anlayanım az”