Mariana Francesca Mazzucato, İtalyan kökenli Amerikalı tanınmış bir ekonomi profesörü. 55 yaşındaki Mazzrato’nun uzmanlık alanı Kamu Değeri ve Yenilik Ekonomisi. University College London ve UCL’de dersler vermekte, ayrıca bu bilim dalı ile ilgili bir araştırma enstitüsünün de direktörü.

Mission Economy: A Moonshot Guide to Changing Capitalism ve The Value of Everything: Makingand Taking in the Global Economy gibi kült sayılabilecek kitapları var. İlgilendiği ‘yenilik ekonomisi ve kamu değeri’, esasında son kırk yıldır dünyada  yaşanan sosyoekonomik ve siyasal gelişmeler bağlamında, akademisyenlerin en çok tartıştığı konuların başında geliyor.

Günümüzde de pandemi, savaş ve doğal afetler dahil bir çok nedenin indüklediği ekonomik krizler, hükümetlerin programlarına ve ideolojisine göre farklı algı ve aksiyonları beraberinde getirmiştir. Ancak genel olarak Keynesyen ekonomik uygulamaların gerilemesi paralelinde yükselen refahın, sosyal hizmete yönelik talepleri artırması neticesini doğurması ve bu aşamada görülen kamu bürokrasisindeki tespit edilen hantallık, etkinlikten uzak  ve verimsiz çalışma atmosferi, denilebilir ki bu çalışmaların tetikleyicisi olmuştur.

***

Konunun bu aşaması, her sektörün yönetim kurulunun aşina olduğu bir yapıyı can simidi haline getiriyor: Danışmanlık… Kuşkusuz her şirket, üstün niteliğe haiz ve çok zeki uzmanların yeni fikirlerle karşılarında olmasını ister, biraz maliyetli de olsa! Küresel bağlamda muazzam ciroların döndüğü bir sektör bu. Sadece İngiltere’de danışmanlık şirketlerinin oluşturduğu ekonomi bir milyar poundu geçiyor.

Dünyada herkesin saygı duyduğu Deloitte, McKinsey, Booz Allen Hamilton, Boston Consulting, Gartner, PwC (PricewaterhouseCoopers), Ernst&Young, KPMG Strategy, Capgemini ve Accenture gibi çok ünlü danışmanlık şirketleri var. Örneğin Deloitte, 1845 yılında William Welch Deloitte isimli bir İngiliz muhasebeci tarafından, muhasebe, vergi, denetim ve yönetim danışmanlığı konusunda hizmet vermek için kurulmuş. Bugün, 700 ofisi ve 415 bin personeli ile 150 ülkede çalışmalarına devam ediyor. Cirosunun büyüklüğü 59,3 milyar USD civarlarında.

***

Profesör Mariana Mazzucato yazdığı makaleler ve söylemleri ile bu kuruluşların hedef tahtası haline gelmiş durumda, çünkü Deloitte gibi şirketlerin, danışmanlık verdikleri kurumların çalışma alanlarına dair hiçbir uzmanlıkları bulunmadığını her yerde tekrarlıyor!

Düşünsenize, spesifik bir sektörde üretim yapıyorsunuz, bir konu üzerinde ismi küresel boyutta bilinen bir danışmanlık şirketi ile bağlantı kurmuşsunuz ve ciddi paralar ödeyeceksiniz, ama bu kuruluş sizin ne yaptığınızı bile bilmiyor!

İronik görünüyor!

Peki sektörü tanımayan ve milyonlarca dolar danışmanlık ücreti alarak ne yapıyorlar?

Hizmet verdikleri şirkete beylik raporlar ve daha önce başka firmalarda yapmış olduğu denetimlerden arta kalan öneriler!

Doğrusu danışmanlık şirketlerinin raporunda yazılanları, kurumlarında  üç dört yıllık bir çalışma deneyimine sahip herkesten işitebilecekleri gerçeğinin altı çizilmeli. Şu ana kadar, şirket çalışanlarının akıl edemediği mucizevi bir planı, danışmanlık firmalarından duyan bir CEO herhalde yoktur.

Mazzucato da bunu vurgularken, özellikle kamusal kaynakların verimli kullanımını esas aldığında Mario Draghi örneğini veriyor: Mario Draghi,1947, Roma doğumlu. Roma La Sapienza Üniversitesi sonrası MIT’de (Masachusetts Institute of Technology) doktora yapan, İtalya hazinesinin genel müdürlüğünden Dünya Bankası İcra Direktörlüğü’ne kadar bir çok görevde bulunan çok ünlü bir uluslararası bankacı ve finansçı. Draghi, 2011-2019 yılları arasında, Avrupa Merkez Bankası Başkanı olarak görev yaptığı süre içinde, tüm Avrupa Birliği’nin fonlarının kullanımı için McKinsey’den danışmanlık alması gerekmiş! McKinsey, bu çapta bir donanıma sahip kişiye nasıl bir danışmanlık yapmış olabilir ki? Diye soruyor haklı olarak. Biliyorsunuz, Draghi daha sonra İtalya Başbakanı olmuştu.

***

Danışmanlık firmaları, tüm bunlara rağmen neden fazla eleştiriye maruz kalmıyor? Çünkü performanslarına dair somut ve objektif bir delil sunmak çok zor, üstelik bu konu ile ilgili akredite bir referans kuruluş yok. Çoğunlukla da danışılan şirket ile bu hizmeti alan kuruluşlar arasında da  eş-dost-ahbap ilişkisi bulunuyor.

Sonuçta, eğer tavsiye ya da danışmanlık alacaksanız, sektörünüz ile ilgili uzmanlık aramanız en makulü. Yoksa, kurum içi yetenekleri arttırmak yerine yıllarca boş kuyuya para atıyor olabilirsiniz!