Bu yazı aslında EYT'nin asıl mağduru SGK çalışanlarını anlatmak üzerineydi ancak memlekette yine kara komedi söylemler ortaya çıkınca kapsamı biraz    genişledi ve son günlerde Sayın Bakanlarımızın bana ilginç  gelen açıklamalarına yoğunlaştım. Kafalarımız çok karışmadan EYT mevzularıyla başlayalım...  

        SGK çalışanlarının isyanı belli. EYT o denli büyük bir yük ki idari şartların hiçbiri oluşturulmadan kanun çıkarıldı ve bir an önce maaş almaya başlamak isteyen EYT'liler ile SGK çalışanları adeta bir arenaya atıldı. Hali hazırda yılda 400 Bin kişinin emekliik işlerini yapan SGK çalışanlarından aynı kadroyla    1milyon 600 kişinin işini hem de    bir ayda yapması bekleniyor. 
      Peki bu iş olur mu? İlkokul matematiğiyle düşünsen; Olmaz

      Empati yapsan; O da olmaz

      Sempatiyle hiç olmaz.

    En azından benim tanıdığım hiçbir EYT'li arkadaşımın işi sonuçlanmadı ki onlar kesin hak kazananlar.
    Bir de işi daha çetrefilli olanlar var. Onlar şu an SGK'ya gitmeye bile çekiniyorlar. Hem EYT'liler için hem SGK çalışanları için kızılca kıyamet koparken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin çıktı dedi ki; " Bu yoğunluk 2-3 aya biter. Çalışma arkadaşlarımıza zam da yapıyoruz. (Mesai ücreti 27 TL'den, 50 TL'ye çıktı ama yemek parası yok)    Ama ayda 100 saat fazladan çalışacaksınız"
    Sonuç; EYT'liler emekli olamadı, SGK çalışanları ise sokağa inerek greve başladı.


Antrikot mu, sokum mu?


      Diyelim ki EYT'liler emekli olabildi, SGK çalışanları da rahat bir nefes aldı. Havalar da güzel, hafta sonları yapılsa piknikler, yakılsa mangallar, çarpışsa kadehler ne güzel olur değil mi? Hayır olmaz çünkü fiyatlar malum. Bu konuda ise en popüler Bakanımız Sayın Nureddin Nebati    açıklama yaptı. "Koyun eti ucuz ama tercih edilmiyor" dedi . Açıklama dediğin işte böyle yapılır. Hakikatten niye tercih etmiyor musunuz ki?    Ben çok severim hatta bayılırım. Yüzde yüz katılıyorum size Sayın Bakanım mis gibi koyun vallahi... Bu sözlerin üstüne canı çeken olursa benden tavsiye kasaba gidince 'sokum' isteyin, kuzu etinin en iyi yeridir zira.


Marteniçka bilekliğinden darağacı yapma dersleri

    Peki pikniğe de gidemedik bari bir ağaca çaput bağlasak, dilek tutsak o da mı olmaz? Maalesef olmaz çünkü o iş bu aralar çok tehditkar bir durum. Evet bu konuda da    eski bir bakanımız, şu an    Ak Parti Sözcüsü olan Ömer Çelik'in sözleri var. Çelik, Kılıçdaroğlu'nun bileğine taktığı ve fotoğrafı Chp Teşkilatları tarafından pankart yaptırılan şans bilekliğini darağacına benzetti; "Siz kimi tehdit ediyorsunuz?" dedi. 

      Fotoğrafa ben de baktım ama benim aklıma daha çok eski kurban bayramları geldi. O zamanlarda kurbanlıklar, mahalle aralarındaki ağaçlara derme çatma bir şekilde bağlanarak kesilirdi. Aradan günler geçer o bağlardan parçalar kalırdı ağaçlarda. Biz de çocuk aklımızla bir yandan kesilen kuzulara hüzünlenirdik bir yandan da "Evde kavurma kaldı mı acaba?" diye heveslenirdik. Nereden geldi aklıma bilmiyorum ama koyun etini çok sevdiğimden olsa gerek üzerinize afiyet....