Hepimizin ağzında aynı cümle... 'Bir gün normale döneceğiz..' Eski normale dönmemiz mümkün mü; hiç sanmıyorum, zira normal ne onu hatırladığımızdan bile tam olarak emin değilim...

Travmasız, türlü felaketin olmadığı tek bir günümüz yok.. Olacak gibi de görünmüyor sanki...
Dipsiz bir depresyonun içine düştük toplumca.. Normale dönmeyi bekliyoruz her sabah gözümüzü açtığımızda..
Eksikliğinden yakındığımız şeyleri, mutsuz günlerimizi mumla arayarak geçiriyoruz 24 saatimizi.. Kafamızın içinde hep aynı düşünce; 'Ya sonra'..? 
6 Şubat sabahından sonra 'normal' artık hepimiz için iyimser ama uzak bir ihtimal…
Ben bunları yazarken depremin üzerinden tam 60 gün geçti… Bir daha hiçbirimiz o kara geceden önceki gibi değiliz.. Olamayız…
O sabah telefonuma gelen, kuzenimi ve ailesini soran mesajları görünce ilk aklımı kurcalayan şey, herkesin öğrenip benim bilmediğim ne gibi bir felaket olduğu sorusuydu…
İnanamadım gördüklerime.. Daha 40 gün önce gezdiğimiz, sofrasında birlikte kahkaha attığımız, çocukluğumun, ilk gençliğimin en yakın şahidi kuzenimden haber alamıyorduk.. Yerle bir olmuştu sokaklarında anılar bıraktığım şehir… Sadece bir defa ulaşabildim, 'İyiyiz biz' dedi ve hat kesildi… Sonrası tufan… Günler süren çaresiz bekleyiş… Oraya ulaşma çabası.. Televizyonda ya da sosyal medyada gördüklerimizi sindiremedik, kimseye yardımcı olamamanın acizliğinde kaybolduk.. Sıcak evlerimizde uyumaktan utandık, uyuyamadık… Uyuduk, kabustur belki diye uyandık.. 
Bir insan nefes almaktan suçluluk duyar mı..? Duyduk… Bir tek ben yaşamadım bunları elbette, birçoğumuz geçtik aynı acının içinden ama sevdiklerine daha çok, daha sıkı sarılmadığı için kendinden nefret eder mi insan? Ettik..     
Daha depremin gecesi evlerine ulaşmışlardı aslında ama ancak depremin altıncı günü yani onları o virane şehirden çıkartabildiğimizde adam akıllı duyabildik seslerini.. Hıçkıra hıçkıra ağlayabildik sadece.. Hayatta olmalarına mutluluktan; kaybettiklerimize ise kahırdan..
Her büyük travmada anlar ya insan hayatın kısa olduğunu, dünya malının dünyada kalacağını, yeminler eder ya sevdikleriyle küs kalmamaya... Bir kez daha anladık hayatın ‘an’dan ibaret olduğunu… Gün gelecek daha mı az acıyacak kalbimiz bugünleri hatırladıkça yoksa unutup zamanın acımasızlığıyla, devam mı edeceğiz hayatlarımıza bilmiyorum… Bildiğim tek şey hiçbir şey hiç kimse için eskisi gibi olmayacak..
Ülkü Tamer’in de dediği gibi; 'Yaşamak Hatırlamaktır…' Yaşadıkça hatırlayacağız.. Her hatırladığımızda o günleri, bir kez daha yaşayacağız..
Ve bir gün gelecek alışacağız yeni normallerimize.. Biz istesek de istemesek de..