Yazın sokak hayvanları için kapımızın önüne koyacağımız bir kap suyun önemini önceki haftalarda detaylı olarak yazmıştım. Havalar giderek ısındıkça bu konuyu gündemde tutmamızın da önemi artıyor. Bu hafta sonu İzmir ve çevresi 40 dereceleri görecek! 

O yüzden, bu hafta da ufak hatırlatmalar yapmadan geçmek istemedim.

***

Ben nispeten şanslı bir semtte yaşıyorum. Bulunduğum bölgede her sokakta hayvanlar için birden fazla su ve mama kapları olduğunu söyleyebilirim. Ama maalesef her semtin sokak canları bu kadar şanslı değil!

Bazı bölgelerde sahipsiz can dostlarımız maalesef bir damla suya muhtaç durumdalar. Hatta Alsancak gibi merkezi semtlerde bile canların su sıkıntısı yaşadığını duyuyoruz.

Bu sıcakta gün boyu bir bardak su içemediğinizi bir düşünün! Nasıl hissederdiniz?

Boğazınız kupkuru olurdu… Başınız dönmeye, kendinizi çok halsiz hissetmeye başlardınız.

İşte betonarme kentlerimizin sokaklarında içecek su bulamayan hayvanlar da böyle hissediyor.

Biz nerede olursak olalım, susayınca hemen bu ihtiyacımızı giderebileceğimiz alternatiflerimiz var. Ama sokaktaki can dostlarımız bizim yardımımıza muhtaç.

***

Kedilerin ve köpeklerin susuzluğa dayanma süresi maksimum 3 gün. Ama 3 gün tamamen susuz kaldıklarında ciddi hayati risk altına giriyorlar.

Bu sıcaklarda kilo başına kedilerin günde en azından 50 ml su içebilmeleri lazım. Köpekler için de kilo başına önerilen günlük su tüketim miktarı 30-60 ml arasında değişiyor.

***

Peki, bizler ne yapabiliriz?

Sokağımızda gölgede kalan, kuytu bir noktaya metal olmayan bir kabın içinde her gün temiz su koyabiliriz. 

Mevcut su kaplarını boş gördüğümüzde onları başkalarının doldurmasını beklemeden biz doldurabiliriz.

Mevcut su kaplarını güneşin altında gördüğümüzde gölgeye taşıyabiliriz. Eğer içindeki su çok ısınmışsa, temiz ve serin su ile değiştirebiliriz.

Bölgemizde su odağı yoksa belediyeyi arayarak en azından bir iki noktaya otomatik suluk konulmasını talep edebiliriz. Bu talebimizi ısrarla yineleyebiliriz!

Su dışında can dostlarımıza mama da bırakabiliriz. Sonuçta beslenme onlar için yaz kış hayati önem taşıyor.

Kuşlar için de su ve yem koymak istiyorsanız eğer, bunu kedilerin kolayca ulaşabileceği yerlerde yapmamanız önemli. Kuşlar için en ideal yer balkonunuz veya camınızın önüdür. 

***

Tabii burada belediyelere ve Valiliklere de iş düşüyor. Otomatik sulukların sayısının sadece merkezi bölgelerde değil her yerde artırılması ve bu sulukların düzenli kontrol edilerek hep dolu kaldıklarından emin olunması şart! 

Buradan yetkililere çağrımız olsun: Bu sıcak havalarda sahipsiz can dostlarımıza karşı sorumluluklarınızı lütfen unutmayın ve onların su ihtiyacını ihmal etmeyin.

Kimi Takip Etsek?

Norveç kedilerini sever misiniz? Bence Norveç kedilerini duymuş olun ya da olmayın bu Instagram hesabına bayılacaksınız. 95 binin üzerinde kişinin takip ettiği “we.are.chilipepper” adlı hesapta 3 harika Norveç kedisinin nefes kesici fotoğrafları ve günlük maceraları var. 

Instagram’da arama butonuna we.are.chilipepper yazarak hesaba ulaşabilirsiniz.

Haftanın Karesi

Bu hafta 1 değil 4 kare ile hafta sonuna gülümseyerek adım atalım istedim. Doğum yapan anne köpeğin mutluluğu ve gururu görülmeye değer…

Fotoğraf: Instagram/Woof Woof

Yavru kedileri parklara terk etmeyin!

Karşıyaka’nın en hareketli parklarından biri olan Zübeyde Hanım Parkı, maalesef kedi terk edenlerin de uğrak noktası haline geldi! Parktaki kedi evlerini, mama ve su kaplarını görenler burada “iyi bakılırlar” düşüncesiyle kendi çevrelerindeki anne ve yavru kedileri buraya bırakıyor. Ancak insanların bilinçsizliği ve bencilliği hayvanların hayatına mal oluyor.

Geçtiğimiz günlerde yine benzer bir olay yaşandı. Bir vatandaş kutunun içinde anne kedi ve iki günlük yavrularını parka terk etti. Bir de kutuya not iliştirdi. Notta şunlar yazılıydı:

“Koli içinde yeni doğmuş yavrular var, lütfen el sürmeyiniz. Çünkü annesi el kokusunu anlarsa yavruları başka yere taşır ve kayıp ederek ölmelerine neden olabilirsiniz!”

Notu yazan kişiye aslında şu soruları sormak lazım:

-Madem yeni doğmuş yavru kedilere dokunulmaması gerektiğini biliyorsunuz, neden bu canları çocuklarla dolu, kalabalık bir parka bıraktınız?

-Anne kediler her zaman güvenli buldukları yere doğum yaparlar. Neden bu anneyi ve bebeklerini yerinden ettiniz? 

BİR YAVRU ANNESİNDEN AYRI DÜŞTÜ

Karşıyaka’da oturan ve bu bölgedeki hayvanların beslenme ve bakımı ile ilgilenen HAYTAP Temsilcisi Meral Örüç şunları aktarıyor: 

“Karşıyaka Zübeyde Hanım Parkı çocukların çok olduğu, hareketli bir park. Çocukların elleri her an kulübelerin içinde. Biz o nedenle bu parkta çok fazla yavru kedi bırakmamaya ve yavru kedi olunca hemen sahiplendirmeye bakıyoruz. 

Son olarak bir vatandaş anne kedi ve yeni doğmuş yavrularını kutu içinde parkın girişine bırakmış. Bir de sanki iyilik yapmış gibi not bırakmış, vicdanını rahatlatmış ve gitmiş! Halbuki kedileri bıraktığı yer Karşıyaka’nın en yoğun parklarından biri… Yani anne ve yeni doğmuş yavru kediler için en tehlikeli ortam! Nitekim bu olaydan 1 gün sonra anne kedi, yavrularını başka yere taşıdı. Maalesef yavrulardan biri geride kalmış.”

TERK EDEN TERK EDENE

Örüç, bu tip terk etme vakalarına çok sık rastladıklarını belirterek şöyle devam ediyor: 

“Bayraklı, Gümüşpala, Menemen’den bile gecenin bir vakti kedi getirenler oluyor. Biz güvenlik ve park görevlileriyle birlikte çalışıyoruz. Onlar da çok hayvansever. Böyle terk etme durumları olunca bana haber veriyorlar. Hemen gidip ikna etmeye çalışıyorum insanları. Örneğin geçtiğimiz günlerde Kuşadası’na taşınacak bir vatandaş parka 12 tane kedi bırakmak istedi. O güne kadar evde yaşamış kediler. Sokakları bilmiyorlar, arabalara alışkın değiller. Uzun uzun konuştuk ve kedilerin tamamını Kuşadası’na götürmesi için ikna ettim. Bunun gibi çok olayla karşılaşıyoruz. 

Asıl sorun şu; bir parkta, kedi evleri varsa ve mama-su verildiği belliyse, buraya kedi terk edilebileceği düşünülüyor. ‘Nasıl olsa burada iyi bakılırlar’ gibi bir anlayış söz konusu. 

Evet, parkımızda kedi evleri var, mama ve su veriliyor, kulübelerin temizliğini, kısırlaştırma işlerini ben yapıyorum. Fakat yine de kedilerin tamamını yaşatamıyoruz, çünkü 3 tarafı ana cadde. Bir de Türk Birliği İlkokulu var, çocuklar hep burada; sürekli kedileri başka yerlere taşıyorlar, alıp bırakıyorlar. Benim tüm bunlarla başa çıkabilmem için 7/24 orada olmam lazım ki bu imkansız. Bir de terk edenler nedeniyle kedi sayısı arttığı için hepsine yetişebilmek ve iyi şekilde bakmak çok zor oluyor.”

YANLIŞ BESLEME ÖLDÜRÜYOR! 

Özellikle parklarda yavru kedilerin hayatta kalma şanslarının düşük olduğuna da değinen Meral Örüç, “Yavrular biz onlara sahip çıkmadığımız zaman çok uzun yaşamıyor. Ben yavru kedileri mümkün olduğunca sahiplendirmeye, en azından geçici evlere göndermeye çalışıyorum. Bazılarını Taypark’a yönlendiriyorum çünkü trafik tehlikesi bir yana insanların her türlü gıdayı hayvanlara bilinçsiz bir şekilde vermesi de sıkıntı yaratıyor. Belki bunu iyi niyetle yapıyorlar ama irmik helvasından balık kılçığına kadar evde yenmeyen her türlü çöp, kediler yesin diye buralara bırakılıyor. Etrafta pislik yaratmasını geçtim, daha bağırsak floraları gelişmemiş yavru kediler yedikleri birçok besin nedeniyle ishal oluyor ve şiddetli ishal nedeniyle hayatlarını kaybedebiliyor. Balık kılçığı keza hayati risk yaratıyor. O yüzden yavru kediler ne kadar insan popülasyonundan uzak büyürlerse o kadar iyi” diyor.

Tüm parklara korunaklı kedi evi

Karşıyaka Belediyesi’nin can dostlar için ürettiği yeni projelerden biri de KediYaka. Bu proje kapsamında ilçedeki parkların tamamına, etrafı telle çevrili olmak kaydıyla kedi evleri yerleştirilecek. Belediyenin vatandaşlarla birlikte yürüteceği bu proje ile şu an ilçe genelinde 11 parkta mevcut olan telle çevrili kedi evleri 354 parka daha konularak tüm Karşıyaka’ya yayılacak.

Projeye katkı koymak isteyen vatandaşlar ya da firmalar, belediyeye başvurarak kedi evleri için gerekli malzemeleri temin edecek. Evlerin yapım ve montajı Karşıyaka Belediyesi ekiplerince gerçekleştirilecek. Katkıda bulunanların isimleri, teşekkür amaçlı olarak kedi evlerinin kapısına yazılacak. Destek vermek isteyenler 0232 324 44 19 / 39 numaralı telefonlardan belediyeye ulaşabilir.

Tüm parklarda kedi evleri olması ve hayvan sever vatandaşların da böyle bir projeye katkı koyması son derece güzel bir işbirliği adımı… 

Kedi evlerinin telle çevrilmesi ise bence her yerde bir zorunluluk haline gelmeli. Kedilerin rahatsız edilmemeleri, mama ve su kaplarının pislenmemesi açısından kedievlerinin bulunduğu alana sadece park görevlileri ve gönüllülerin girmesi sağlanmalı. Tabii bir de sırf kedi evi var diye parklara hayvan terk eden vatandaşların bu yanlıştan dönmeleri gerek!

Bu güzel bebek metroya bırakıldı

Karşıyaka Alaybey Metro’ya 17 Haziran’da bulundu. Henüz 3 aylık bir prenses. Onu bulan hayvanseverler geçici olarak korumaya aldı. Aşıları yapıldı. Muhtemelen bu güzel can oyuncak olarak satın alındı ve sonra da terk edildi. Ona güzel ve ömürlük bir yuva aranıyor. Tel: 0535 280 38 31

Evde doğdu ama parka terk edildi

Bu güzeller güzeli kedicik Karşıyaka Zübeyde Hanım Parkı’nda şaşkın şaşkın, ne yapacağını bilmez halde dolanırken fark edildi. Daha önce sahiplenildiği ve bir süre evde bakıldıktan sonra parka terk edildiği anlaşıldı. Ona kim evini ve kalbini bir ömür boyu açmak ister? Tel: 0505 739 78 86

Dik Kulak evinizin neşesi olsun mu?

Bu hanımefendinin adı Dik Kulak. Çok kötü bir yerden kurtarıldı. Tüm aşıları yaptırıldı, 3 ay sonra hayvanseverlerce kısırlaştırılacak. Son derece oyuncu, kucak seviyor ve çok akıllı. İzmir Narlıdere’de geçici evinde kalan bu 2.5 aylık kız ömürlük yuvasına kavuşmayı bekliyor. Tel: 0533 327 58 12

Sahiplenmeden önce bu soruları yanıtlayın

Bir can sahiplenmek güzel şey. Tüm hayvanseverler gibi ben de istiyorum ki sahipsiz, terk edilmiş, zor durumdaki tüm canların güzel, ömürlük yuvaları olsun. Ama bir yandan sahiplendirmeyi teşvik ederken, sahiplenme yapacak kişilerin de bir canın sorumluluğunu almaya hazır olmaları çok önemli. 

Eğer siz de bir can sahiplenmek istiyorsanız, lütfen aşağıdaki soruları samimi bir şekilde yanıtlayın. Kendi kendinizi ufak bir sınava sokun. 

  • Sahiplenmenin ömürlük bir dostluk anlamına geldiğini biliyor musunuz?

  • Sahipleneceğiniz hayvanla ilgili ne kadar bilgilisiniz?

  • Hayvanınızı düzenli veteriner kontrollerine götürerek aşılarını yaptırmanız gerektiğini biliyor musunuz?

  • Hayvanların da tıpkı bizler gibi hastalanabileceğini ve özel bakım isteyebileceğini farkında mısınız?

  • Can dostunuzla aranızdaki iletişim ve bağın tam olarak oluşmasının zaman alabileceğini biliyor musunuz?

  • Evdeki eşyalarınızın bir kısmının tıpkı çocuklu evlerde olduğu gibi yıpranacağını biliyor musunuz?

  • Kedinizin, köpeğinizin kumunu düzenli temizlemeniz; köpeğinizi her gün dolaştırmanız gerektiğini biliyor musunuz?

  • Tatile gittiğinizde ya hayvanınızı da yanınıza almanız, ya da ona geçici olarak bakabilecek arkadaş, aile fertleri veya profesyoneller olması gerektiğini biliyor musunuz?

  • Can dostunuzun sağlıklı ve uzun ömürlü olması için doğru şekilde beslenmesi gerektiğini biliyor musunuz?

Hayvan sahiplenmek isteyenlerin gözünü korkutmak değil amacım… İstiyorum ki insanlar hayvan sahiplenmeden önce bu işi iyi düşünüp iyi karar versinler ve asla can dostlarını terk etmesinler!

Sosyal medyadan inciler

Bu hafta şöyle içimizi açacak, hafta sonuna mutlu mesut girmemizi sağlayacak bir sosyal medya paylaşımına yer vermeyi tercih ettim.

Karikatürname benim sevdiğim Instagram’dan hesaplarından biri… Genelde keyfimi yerine getiren paylaşımlar yapıyorlar. Bu seferkine de bayıldım açıkçası. Daha önce belgesellerde duyduğum ama unuttuğum bir bilgiyi bana hatırlattılar.

Peki, siz su samurlarının birbirilerini kaybetmemek için suyun üzerindeyken el ele tutuşarak uyuduklarını biliyor muydunuz? Ne diyelim, Allah ayırmasın!

Herkese mutlu hafta sonları 