Beş yılda nice insan tanıdım bu kentte. Kimilerini yapıtlarından tanıdım önce. Yaşar Aksoy da onlardan biriydi. Bir röportaj çekimi için Çeşme’deki evinde ziyaret ettim kendisini. Sonra, birkaç kez daha buluştuk. En son, Balıklıova’daki imza gönünde birlikteydik. Yakın dostları, köy muhtarı, balıkçılar ve Balıklıova’nın diğer sakinleri ile birlikte… Yaşar Aksoy’un çok yönlü kişiliğini, muzip bakışlarını ve özgün anlatımını satırlara sığdırmak kolay değil. Gazeteci, yazar, şair, fotoğraf sanatçısı ve her şeyden önce İzmir’in kültürüne, yerel değerlerine sahip çıkan bir aydın birkaç satırda nasıl anlatılır?

***

Elliyi aşkın kitabı var Yaşar Aksoy’un, hepsini sıralamaya kalksam yerim yetmez. İzmir tarihini onun kaleminden okumak gerekir. “İstiklal Süvarisi – İzmir’in Kurtuluşu”nu, “Efeler İsyanı”nı, “İzmir İktisat Kongresi”ni, “Ege Sanayi Tarihi”ni, “Fuar Tarihçesi”ni, “Hasan Tahsin – Yürekler Selanik”i okumadan İzmir tarihini biliyorum dememeli insan. Açtığı fotoğraf sergileri İzmir sevgisinin en somut göstergeleridir. İzmir’in ilçelerini, onun gibi kimse anlatmamıştır. Karşıyaka’yı, Çeşme’yi onun rehberliğinde tanımak gerekir.Son kitabı “Bizim Köy Balıklıova”da on yıl yaşadığı İzmir’in en güzel beldelerinden birini tanıtıyor Aksoy.

Kitabın önsözünde yer alan, değerli yazar -yaşamının bir bölümünü İzmir’de geçiren- Salah Birsel’in yazısında, Aksoy’un “Börklüce İnsanları” adlı fotoğraf sergisi şöyle tanıtılmış: “…Karaburun köylerinde, dağda ya da balıkçı ortamlarında insansal güzelliklerle burun buruna gelirken, çevredeki insanların da Börklüce Mustafa’nın torunları olduğunu sezmiştir. Çünkü bu insanlar ona göre, o soydan geliyorlardır, ya da öyle hayal etmiştir. Böylece Yaşar önce şiire sarılmış, sonra da deklanşöre basmaya başlamıştır. Sonunda 14 yıl sürmüştür bu serüven, 1000 slayt’tan (dia) oluşan bir belgesel bir alın teri çıkar ortaya.”

***

Yaşar Aksoy, kitabında Balıklıova’nın Osmanlı zamanında Polikhne ismiyle anılan bir Rum köyüyken Cumhuriyet sonrasımübadele sırasında terk edildiğini anlattıktan sonra köyün lezzetli deniz ürünlerini, lokantalarını tanıtıyor. “Yaz-kış sessiz sakin ortamıyla, güler yüzlü esnafıyla, nergis kokularıyla, taze balığıyla ve midye dolmasıyla bir hafta sonunda en az yarım gün geçirilebilecek” bu beldenin insanlarıyla “dost akraba gibi” olmuş. Balıklıova girişinde Dutlu Bük’e yerleşen –uzun yıllar İzmir Devlet Resim Heykel Galerisi’nin yöneticiliğini yapan- heykeltıraş Turgut Pura, Börklüce’nin izini sürerek yöreye gelen ve “Ben de Halimce Bedreddinem” başlıklı bir kitap yazan Nazım’ın ‘evladı’ Rus Türkolog Radi Fiş, Balıklıova’ya yerleşen yazarlarımızdan Bekir Yıldız gibi dostlarını büyük bir sevecenlikle anlatır.

“Bak… Biz savaşlarda, sınıf mücadelesinde, mitinglerde, kalem kavgamızda, canımızı, kanımızı, terimizi yıllar boyu harcarken, kimileri bu tepeleri, ovaları parselliyor ve zimmetlerine geçiriyorlardı.Hayatı bunlar kapatırken, biz işte böyle açıkta kaldık” diyen Bekir Yıldız’ı daha güzel kim anlatabilirdi Yaşar Aksoy’dan başka: “Acıyı bir ‘çiğ köfte’keyfiyle etinde yaşatan, hüznü bir Urfalı yiğitliği ile bakışında gizleyen, halkına olan aşkını binbir emekle yazdığı eserlerine gömen, sevgilerini bir Ege köylüsü gibi köy kahvesinde masaya yatıran Bekir Yıldız, topluma küs, yaşamda kavgalı, halk düşmanlarına nefret duyarak öldüve geriye yalnızca kitaplarını bıraktı.”

Aksoy, köylüsünü çok sever ama eleştirmekten de geri durmaz: “Köyü ve tüm Karaburun bölgesini izlediğim 50 yıl içinde, köylümüzün kendisinin bizzat yarattığı köy tiyatrosundan başka, ülke çapında sanatsal olarak bu bölgede hiçbir edebi, sanatsal, müzikal bir yaratı yaratılamamıştır”. Balıklıova Köy Tiyatrosu gerçekten de -tıpkı Bademler Köy Tiyatrosu gibi- ülke çapında ses getirmiş bir oluşum. Bu oluşumun mimarı ise, Balıklıova’ya yerleşen değerli bir tiyatro insanı -Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin Tiyatro Bölümü Başkanı- Prof. Semih Çelenk’tir. Yaşar Aksoy, ona ithaf etmiştir uzun şiiri “Balıklıova Destanı”nı.

***

“Bizim köy Balıklıova”nın son bölümünde ‘Okuma Parçaları’ yer alıyor. Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa üzerine yorumlar, RadyFish’in Karaburun dağlarındaki maceraları ayrıntılı biçimde yer alır bu bölümde. Sonrasında ise, kaynakça ve biyografisi ile yaşamından renkli kareler içeren fotoğrafları. Adem Kargı’nın yayın yönetmenliğinde Etki Yayınevi tarafından basılan kitabını Balıklıova köylülerine bedava dağıttı ve teker teker imzaladı onlar için. Ülkemizde pek benzeri olmayan bir aydın Yaşar Aksoy. O İzmir’in değerini çok iyi biliyor, ama İzmir onun değerini biliyor mu emin değilim…