'Yiyecek ve içeceği sağlamak' olarak tanımlıyor Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü 'Besleme' kelimesini...Eş anlamları var; Semirtmek diyor, katmak-çoğaltmak diyor. Yetiştirmek diyor. Maddi yardım yapmak, desteklemek diyor. Eski yıllarda evlatlık olarak alınarak,ev işlerinde çalıştırılan kızlara da 'Besleme' dendiği oluyor. Ama bir eş anlam var ki cuk oturuyor.Herhangi bir kuruluşu, onu maddi yardımları dolayısıyla körü-körüne destekleyen kişi ya da kuruluşlara da 'Besleme' deniyor. Bu tanım nereye 'Cuk' oturuyor? Tabii ki bizim Besleme Basın'a...

Bakın  nasıl besliyorlar? Bütün resmi reklam ve ilanlar bu yalaka kuruluşlara akıyor. Bırakın başta THY olmak üzere diğer devlet kuruluşlarını,üç devlet bankasının  yandaş televizyonlara verdiği  reklamlar milyon saniyelerle ölçülüyor. Reytinglerde 33. sırada olan uyduruk bir televizyon kanalı devlet bankalarından aldığı reklamlarda birinci sırayı işgal ediyor. Tirajda adından söz edilmeyen ,19.sırada yer alan küçük ortak gazetesi devlet bankalarından en büyük pastayı kapıyor.
Reklam ve ilan vermede bazı kriterler olur değil mi? Reytingler göz önüne alınır, maliyet hesabı yapılır, hedef kitle araştırması yapılır.Bunlarda bu var mı? Yok. Tek kriter yandaş-yalaka olması. Tabii iktidardan  gelen talimatlar da cabası...
Peki bu devlet bankalarının muhalif medyaya verdiği ilan ve reklamlar ne tutuyor merak ediyor musunuz? Hemen söyleyelim; koskocaman bir 0 (Yazıyla sıfır)... Geçen yıl Foks TV,Halk TV,Tele-1, KRT , TV-5 devlet bankalarından tek bir saniye reklam alamamışlar. Bitmedi; muhalif kanalların tepesinde bir de RTÜK sopası var. 2021 yılı ve 2022'nin 1 Ocak-31 Mayıs arasını kapsayan ilk 5 ayı da Foks TV,KRT TV,Halk TV, Tele-1,  ve Flash TV'ye toplamda 91 defa para cezası verilmiş.Bunun yanında çok sayıda da yayın durdurma cezası var. Aynı dönemde A Haber,Ülke TV, TV Net ve Kanal 7'ye herhangi bir idari yaptırım uygulanmamış. Demek ki  ne kadar düzgün (!) yayın yapıyorlar.
Düzgün yayın nasıl yapılır diye merak mı ediyorsunuz? Öncelikle enflasyondan hayat pahalılığından hiç söz etmeyeceksiniz. İşsizlik konusuna  asla girmeyeceksiniz. Suriyelilerin bu toplumun zenginliği (!) olduğunu anlatacaksınız. Özgürlük ve insan haklarında bütün dünyanın  bizi kıskandığını göstereceksiniz. AKP'nin destan yazdığını, bütün kötülüklerin CHP'den kaynaklandığını belirteceksiniz. AKP Genel merkezinde yapıldığı şüphesi uyandıran anketleri ballandıra-ballandıra yazacaksınız. Yazmış biri; ''Anketlerde en beğenilen siyasetçi Erdoğan. Ardından Mansur Yavaş, Selahattin Demirtaş, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener,Ekrem İmamoğlu geliyor.İlk üçünü toplasanız Erdoğan'a yetişemiyor. Bu gidişle 2023'de bir Dodurga şoku yaşayabilirler.'

Dodurga dedikleri muhalefetin katılmadığı ve topu-topu Bin 700 seçmenin bulunduğu bir yerde seçimi kazanmaları... Bir diğeri;Siz içeriden,yabancılar dışarıdan vurmaya devam etseniz de Türkiye Edoğan'la beraber kazanmaya devam ediyor.''
Bu da başkası; 'Başkan Erdoğan hakikaten tek adam.Baksanıza ondan başka aday yok. Tek lider Erdoğan'' Buna ne dersiniz? ''Türkiye dünyanın eksenini değiştirdi. Batılı düzenin sonu. Trilyon dolarlar yeni adres arıyor. Yıldız ülkeden yeni sürprizler bekleyin.'' Daha fazla midenizi bulandırmayalım.Basın tarihinin en iğrenç yalakalık örneklerini yaşıyoruz.

Büyük şair Nazım'la noktalayalım.Sanki bu günlere sesleniyor,Cevap-1 adlı şiirinin bir bölümünde;

''Ablak sarı suratında senin kanlı altınların kızıllığı var.
Acayip rüzgarlar esmeyegörsün başımdan,
Yoksa musahhih maaşımdan haftada üç papel maaşa bağlayıp seni bir şamar oğlanı gibi kullanırım.
Beyimin böyle işlere ülfeti var sanırım, mükemmel yapar vazifesini.
Behey! Kara maça bey!
Halka ahmak diyen sensin.
Halkın soyulmuş derisinden sırtına frak giyen sensin.
Yala bal tutan beş parmağını,beş çürük muz gibi.
homurdanarak dolaş besili bir domuz gibi.
Meydan senin... mi dersin? ''