Son zamanlarda karşılaştığım bir çok kişide halsizlik şikayetidir gidiyor. Neden, niçin deyince de sıcaklar işaret ediliyor. Aşırı sıcaklarda uyku tutmadığını, tutsa bile 4 – 5 saat ancak uyuyabildiklerini ifade ediyorlar. Kısaca uyku düzenimiz allak bullak oldu, uykusuz kalmaktan perişan oluyoruz diyorlar.

Peki uyku düzeni deyince neyi kastediyoruz: Öncelikle uykuda geçen süre önemli. Bu kişiye göre değişiyor. Sabah kalktığınızda kendinizi dinlenmiş hissediyorsanız, sizin için uygun uyuma süresi odur. Günün aydınlık ve karanlık ritmine uygun bir uyuma zamanı idealdir. Zira karanlık, beynin belirli bölgelerinin uyarılmasına, melatonin, seratonin hormonlarının salgılanmasına yol açar. Bu hormonlar da uykunun başlamasına sebep olurken, fazla yağların da yakılmasında etkin olurlar. O nedenle uyku bozukluğu obeziteye de sebep olabilir diyor uzmanlar. Özellikle saat 02 ile 04 arası mutlaka uyuyarak geçirilmelidir.

İnsanoğlunun ömrünün üçte biri uykuda geçiyor. İyi ki de öyle. Zira uyku ruhsal ve bedensel dengenin korunması bakımından hayati önem taşıyor. Uyku gün içinde öğrendiğimiz bilgilerin pekiştirilip depolanması, yıpranan, yorulan bedenimizin onarıcı faaliyetleri, beyin faaliyetleri sonucu oluşan atıkların atılması, bir anlamda beynin yıkanıp, temizlenmesi, hep bu uyku süresinde oluyor.

Bir de REM ve REM DIŞI uyku fazlarından söz edelim isterseniz. Bu safhalar dönüşümlü olarak sabaha kadar 5 kez tekrarlanır. Her dönem 1,5 – 2 saat kadar sürer. Rem dışı evre olarak başlayan uyku 1,5 – 2 saat sürer, derin ve dinlendirici dönemdir. Bu evrede beyin faaliyetleri yavaşlar, vücut ısısı ve metabolizma hızı düşer, kalp hızı ve kan basıncı da azalır.

Bu evreden sonra hızlı göz hareketlerinin de izlendiği REM uykusu başlar. Beyin hücreleri faaliyetleri artar, göz kasları ve diyafram dışında tüm iskelet kaslarının faaliyeti en alt seviyeye iner. Rüyalar bu evrede görülür. 1,5 – 2 saat sonra tekrar REM DIŞI dönem gelir. Böylece uyku düzeni 5 kez tekrarlanan evreler halinde sürer. Bu uyku periyotlarının bozulmaksızın ideal sürede uyunması gereklidir. Bu düzenli evreler yaş arttıkça bozulmaya başlar. 65 yaşın üzerinde uykular bölünmeye, derin uyku azalmaya başlar.

Gece boyunca horlama, uykuda solunum durmaları, apne sırasında kanda oksijen düzeyinin düşmesi, aşırı sıcaklar kişinin kalitesiz uyku uyumasına ve uyku bölünmelerine sebep olur. Bu durumda gündüz uyuklama hali görülebilir. İş kazaları, direksiyon başında uyuklama hali kalitesiz uyku sonunda oluşur.

Peki kaliteli uyku için neler yapabiliriz? Öncelikle aç veya fazla tok olmamak önemli. Tabii kafeinli içecekler, fazla alkol de uyku kalitesini bozuyor. Uykunuz gelmeden yatağa girmemek gerekiyor. Magnezyum eksikliği de uykunuza zarar verebilir. Yatak odanızın karanlık, serin, sessiz ve elektronik aletlerden uzak olması gerekiyor. Özellikle cep telefonları, tabletler yatak odasına hiç girmemeli. Belirli saatlerde yatmak ve ne kadar uyunursa uyunsun yaklaşık aynı saatlerde kalkmak, uyku kalitenize olumlu etki edecektir.

Uykunuz kaçtığında yatakta uyumaya çabalamak yerine, başka bir yerde zaman geçirip, ılık süt, süt ürünleri, haşlanmış patates, muz, kuruyemiş vs. gibi “triptofan” içeren yiyeceklerden az miktarda tüketerek uykunuzun gelmesini bekleyip, sonra yatağa dönmek en iyi uykuyla buluşma yöntemidir. Ayrıca gaz yapan yiyecekler, sarımsak, acıbiber, baharatlı yiyecekler akşam yemeğinde tüketilmemelidir. Uykuyu bölmemek için su tüketimi de uyku saatine yakın terk edilmelidir. Tabii en önemlisi yapabiliyorsanız günün stresini, problemlerini de yatak odası kapısında bırakmanızdır. Ayrıca yatak odanızı serinletemiyorsanız ve de açık havada balkonda, terasta uyuyabileceğiniz bir yeriniz varsa yatak odasını da bırakıp bu mekanlarda uyumak, bu aşırı sıcak günleri rahat bir uyku ile atlatabilmenizi sağlayacaktır.