Balıkçı teknelerinde kaptan ve yardımcılarının yanı sıra tayfalar, denizde düzenin ve güvenliğin sağlanmasında kilit rol oynuyor. Gündüzün ve gecenin fark edilmediği uzun mesailer boyunca tayfalar, ağ atımından temizlik ve bakım işlerine kadar her görevi üstleniyor.
Balık av sezonu eylülde başlayıp nisanda sona ererken, tayfalar bu dönemde hava koşulları elverdiği sürece neredeyse her gün denizde çalışıyor. Akşam saatlerinde denize açılan teknelerde ağlar seriliyor, balıklar takip edilip toplanıyor, ayrıştırılıyor ve karaya çıkarıldıktan sonra kamyonlara yükleniyor.
Gemilerin bir sonraki sefere hazırlanması, ağların onarılması, güvertelerin temizlenmesi gibi işler de tayfanın sorumluluğunda. Ancak tüm bu zorlu emeğe rağmen balıkçılar, “teknenin kalbi” olarak nitelendirdikleri tayfaları bulmakta artık büyük güçlük çekiyor.
“Tayfalar futbolcu gibi transfer oluyor”
Deniz Ürünleri Avcıları Üreticileri Merkez Birliği Başkan Vekili Mehmet Aksoy, balıkçılık sektörünün son yıllarda ciddi bir iş gücü sıkıntısıyla karşı karşıya olduğunu belirtti.
“Tayfalar bir teknenin olmazsa olmazıdır,” diyen Aksoy, maaşların yüksek olmasına rağmen gençlerin bu mesleği tercih etmediğini vurguladı:
“Asgari ücretin 3-4 katı maaş veriyoruz. Ayrıca gemi sahibi ve kaptan tarafından üç öğün yemek ve yatacak yer sağlanıyor. Sezon sonunda elde edilen kazançtan da prim alıyorlar. Buna rağmen gençler masabaşı iş istiyor, denizle uğraşmak istemiyor. Mevcut tayfalar ise adeta futbolcu gibi sezon başında başka teknelere transfer oluyor.”
Aksoy, sektörün bu sorunu çözmek için ara eleman yetiştirecek meslek yüksekokullarının açılması yönünde çalışmalar yürüttüklerini ifade etti.
“Maaşlar 80 bin liraya dayandı ama kimse gelmiyor”
İzmir Güzelbahçe Balıkçı Barınağı’ndan Mustafa Baran, çocukluğundan bu yana denizle iç içe olduğunu, babasından devraldığı mesleği sürdürdüğünü anlattı.
“Balıkçılık dede mesleği ama artık kimse devam ettirmek istemiyor,” diyen Baran, tayfa bulmakta zorlandıklarını dile getirdi:
“Bulsak bile gelenler kalifiye değil. Denizde çalışmak sabır, dayanıklılık ister. Eleman yetiştirmek çok zaman alıyor. Şu anda maaşlar 80 bin liraya dayandı ama hâlâ işçi bulamıyoruz.”
Balıkçılığın zor ama kazançlı bir iş olduğunu belirten Baran, gençlerin masa başı işlere yönelmesi nedeniyle denizin geleceği için endişeli olduklarını söyledi.

“Gençler denizden korkuyor”
Yaklaşık 50 yıldır gırgır balıkçılığı yapan Hüseyin Cambaz da aynı dertten muzdarip. Yüksek maaş teklif etmelerine rağmen teknelere çalışacak tayfa bulamadıklarını belirten Cambaz, deniz hayatına gençlerin mesafeli durduğunu ifade etti:
“Gençler teknede çalışmak istemiyor, işi beğenmiyor. Üç öğün yemek var, hiçbir harcaması olmuyor, üstelik 80 bin lira maaş veriyoruz. Ama kimse gelmiyor. Bu sıkıntı sadece Ege’de değil, Türkiye’nin her yerinde var.”
Cambaz’a göre, denizde çalışmak sabır isteyen bir iş. “Tayfa olmadan gemi hiçbir işe yaramaz,” diyor ve bu yüzden sektörün geleceği için endişesini dile getiriyor.
“Deniz zordur ama ekmeği boldur”
Otuz yıldır tayfalık yapan Salih Peşmen ise denizde çalışmanın zorluklarına rağmen bu işin kendisi için bir yaşam biçimi olduğunu söylüyor. “Gemide çalışmak kolay değil,” diyen Peşmen, maaşların 70 bin liradan başlayıp 100 bin liraya kadar çıktığını, ancak bu rakamların bile gençleri cezbetmediğini dile getirdi.
Peşmen’e göre denizde çalışmak, sadece para değil, disiplin ve dayanıklılık gerektiriyor:
“Kışın fırtınada, yazın sıcakta çalışıyoruz. Ama bu işin ekmeği denizden çıkar. Yeter ki gençler biraz cesaret etsin.”



