Danıştay’ın ‘Andımız’ kararı, HDP’yi kapatma hamlesi, Gergerlioğlu kararı, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme, Merkez Bankası’nda 20 ay içinde dördüncü başkan değişikliği… Arka arkaya gelen ve tümü oy kazandırmaktan çok, kaybettirecek bu hamleler ne anlama geliyor?

Kaçınılmaz son yaklaşıyor. Geçmişte söylediklerinin tam tersini söyleme konusunda birbiriyle yarışan AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı hızla eriyor. İleriye doğru attıkları her adımdan sonra geriye iki adım atmak zorunda kalıyorlar. Hızla oy kaybeden ‘İttifak’ bataklıkta çırpındıkça batıyor ve çatırdıyor.

Gelişmelerin tümü çok önemli… Kadın cinayet ve tacizleri artarak sürerken, adı ‘İstanbul’ olan bir sözleşmeden Türkiye’yi hukuk dışı olarak çıkarmaya çalışmak ve seçilmiş Kürt vatandaşlarımıza yapılan haksızlıklar, elbet karşılığını bulacak. Kadınlarımız ve Kürt kökenli vatandaşlarımız zamanı geldiğinde gereken yanıtı verecekler. ‘Andımız’ konusuna ise özel bir parantez açacağım, çünkü bu hamle Cumhur İttifakı’nın, dolayısı ile de AKP’nin sonunu çok daha hızlı getirebilir.

GÜVEN SORUNU

AKP ve MHP ‘gül gibi geçiniyorlar’ görüntüsünü vermeye çalışsalar da gerçek hiç öyle değil. Oluşturdukları ‘Türk-İslam Sentezi’nin potansiyel seçmenleri ortak ve sürekli karşı taraftan oy çalmaya çalışıyorlar. Erdoğan ve Bahçeli’nin geçmişte birbirleri için söyledikleri yenir, yutulur olmayan, çok ağır sözler de arşivlerde yerini koruyor.

İstanbul’da seçimler tekrarlanırsa, İstanbul’a mitil atacağını söyleyen, ama hiç ortada görünmeyip, Ankara’da antika arabasıyla gezerken, Ferdi Tayfur’un kendi için yazdığı ‘Mahkumların Duası’ parçasını dinlediği videoyu paylaşan, yani ‘mitil’ yerine ‘kazık’ atan Bahçeli’nin yaptığını Erdoğan unutmaz; çünkü alınan hezimet, AKP’nin ‘sonunun başlangıcı’ oldu. Dava açıldıktan sonra yedi üyesi değişen Danıştay’ın aldığı ve Bahçeli tarafından ‘pimi çekilmiş bir bomba’ olarak nitelenen ‘Andımız kararı’ ile Erdoğan, Bahçeli’den rövanş mı aldı yoksa?

'YA ANDIMIZ, YA İTTİFAK'

Diyebilir, çünkü hapiste ziyaret ettiği mafya liderleri için yaptığı dayatmayı, Andımız için yapmazsa, bunu seçmenlerine anlatamaz ve MHP yoğun oy kaybı yaşayabilir. Milliyetçiliğin simgesi olan Andımızı ‘kırmızı çizgimiz’ olarak niteleyen, meydanlarda Erdoğan’a hitaben “Mahallenin ilkokul çocuklarına, ikametgahının önünde, en az haftada bir gün Andımızı okutmazsam namerdim” diyen, sesi kısılırcasına “Çocuklarımıza Andı tekrar öğretmezsem namussuzum. Bu ihaneti yapan Adalet ve Kalkınma Partisi’nden Yüce Divan’da hesap sormazsam namussuzum” diye haykıran, Bahçeli’nin ta kendisiydi.

Bu veya başka bir gerekçeyle ittifakı bozması durumunda, Bahçeli ‘erken seçim’ de isteyecektir. Arşivler Bahçeli’nin uzmanlık alanının, hiç umulmadık anlarda ittifaklar kurup, yine beklenmedik biçimde bozması olduğunu gösteriyor. Böyle bir durumda, DSP-ANAP-MHP koalisyonunu bozup, AKP’nin kuruluşunu hazırlayan Bahçeli, Cumhur İttifakı’nı bozup, AKP’nin sonunu hazırlayan isim olarak da tarihe geçebilir ve hatasını bir nebze olsun affettirebilir.

Öyle veya böyle… Erken seçim ve ‘lebalep kaçınılmaz son’ giderek yaklaşıyor.

Yolcudur Abbas…