Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu üyelerinin tamamı, bizim cebimizden çıkan vergilerle karşılanan masraflarla “evet turu” atıyorlar.
Daha önce Yüksek Seçim Kurulu tarafından “denetlenen” seçimlerdeki siyasi çalışmaların adaletli olarak yayınlarda yer verilmesi, RTÜK'e geçti.
Televizyonlar, gazeteler boy boy devlet erkanının evet çalışmalarına yer veriyor.
Adalet de kalktı...
Hayır diyecekseniz, gözaltını, tutuklanmayı, linç edilmeyi falan göze alacaksınız.
Evet diyecekseniz pompalı tüfekle poz vermek bile serbest.
***
Devlet dediğiniz şeyin temeli adalettir.
Çıkar adaleti, çete kalır.
Şiddet, aşağılama, küçümseme kalır.
Kendinden olmayanı linç kalır...
***
Aslında istenen de budur.
Anayasa değişikliği neler getiriyor, asıl önemlisi “neleri götürüyor” tartışılmasın istiyorlar.
Çünkü tartışmada verecek yanıtları yok.
O zaman tek çare gürültüye boğmak...
***
O da yalan, bu da yalan deniyor.
Oysa yalan olan, gerçeğin söylenmemesi.
Hem söylenmemesi, hem kabul edilmemesi...
Böylece de tartışılmaması...
***
Milletvekili adaylarının tamamını “partili cumhurbaşkanının” belirleyeceği Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, başkanın istemediği bir konuda yasa çıkarmak mümkün mü?
Değil...
Başkanın istemediği birinin yüksek yargıya, ya da “bağımsız” denen kurumlara atanması mümkün mü?
Değil...
Başkanın “gerekli gördüğü” düzenlemelerin mecliste kabul edilmemesi mümkün mü?
Değil...
Öyleyse yürütme, yargı ve yasama sadece başkanın elinde olmuyor mu?
Olmuyor...
Nasıl olmuyor?
Olmuyor işte, olmuyor...
***
Tam da bu durumdayız.
Alt alta sıraladığınız bütün bu olumsuzluklara rağmen verilen tek yanıt, “millet iradesi” ne derse o olur.
Milletin iradesine “ipotek” koyarsanız, onun adı “demokrasi” olur mu?
Olur.
Nasıl bir demokrasi olur?
Yersen demokrasisi...
***
Bunca yetkiyi, bunca sorumsuzluğa dayanarak kusura bakmayın kimseye vermem.
Benim anladığım demokrasi, asıl azınlıkta kalanların haklarını korumak içindir, çoğunlukta olanların değil...
O yüzden, benim vergilerimle bindikleri uçakla, onlarca korumayla, devletin araçlarıyla, büyük bir şatafat içinde “evet” propagandası yapılmasını kabul etmiyorum.
Sırf bu yüzden karşıyım.
Çünkü çıkarın devletin içinden “adalet” kavramını, geriye sadece çete kalır.
Dedelerim, İngilizden, Fransızdan, İtalyandan, Yunanlıdan bu toprakları kurtarırken böyle bir “miras” bırakmışlar.
O yüzden ülkemi çetelere terk edemem.