Adı Mary Wortley Montagu...
Bir Leydi.
1716-1718 Yılları arasında İngiltere'nin İstanbul Büyükelçiliği'ni yapan Edward Montagu'nun eşi.
Çocukluğunda çiçek hastalığı geçirmiş.

Osmanlı'da çiçek hastalığına karşı bir aşının yaygın şekilde kullanıldığını görüyor.

İki çocuğunu da aşılatıyor.
Londra'ya döndüğünde aşının İngiltere'ye tanıtılmasında önayak oluyor.

Ancak aşının hasta insanlardan alınan sıvıdan üretilmesi nedeniyle kuşkuyla karşılanıyor.

İdam mahkumu altı kişiden olumlu sonuç alınmasına rağmen aşı yaygınlaştırılamıyor.
Aradan yıllar geçtikten sonra 1796'da Edward Jenner adlı doktor, hasta ineklerden alınan bir sıvıyla çiçek aşısını geliştiriyor ve tarihe çiçek aşısını bulan kişi olarak adını yazdırıyor.
Osmanlı'da ise özellikle Tanzimat'tan sonra tıp bilimine verilen önem giderek artıyor.

1839'da Mekteb-i Tıbbıye-i Şahane adıyla tıp okulu açılarak Hekimbaşı kurumu kaldırılıyor.
Cumhuriyet döneminde ise halk sağlığı en fazla önem verilen konuların başında geliyor.
Ulu önder Atatürk'ün emriyle 1928'de genç Cumhuriyetin ilk halk sağlığı laboratuvarı Hıfzısıhha Enstitüsü kuruluyor.

Enstitüye dönemin çalışkan Sağlık Bakanı Refik Saydam'ın adı veriliyor.
Neler yapılmıyor ki bu sağlık kuruluşunda.
1931'de BCG aşısı üretiliyor.
1932'de serum üretimiyle ithalat durduruluyor.

Difteri, boğmaca, tetanos serumları üretiliyor.
1940 yılında Ortadoğu ülkelerine tifüs aşısı satılıyor.

Çin'deki kolera salgınına bir milyon aşı gönderiliyor.
1950'de İnfluenza denilen menenjit aşısı geliştiriliyor.
Viral enfeksiyonların tanı ve tedavisinde büyük başarılara imza atılıyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nce Uluslarası Influenza Merkezi olarak tanınıyor.
Bünyesinde AIDS Araştırma Merkezi açılıyor.
Sonra neler mi oluyor?
Uluslararası İlaç kartellerinin baskısıyla aşı üretimi durduruluyor.

İthal aşı dönemi başlatılıyor
Nihayet anlı şanlı AKP iktidarı 26 Ağustos 2011'de bir kararnameyle bu güzide kurumun kapısına kilit vuruyor.
2016 yılında aşı ithalatına ödenen para 300 milyon dolar...
Eee hadi bakalım Coronavirüs belası başımızda.

Nerede aşı, ilaç çalışması yapacak üniversiteler, laboratuvarlar, bilim adamları,deneyimli personel?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, korona virüse karşı ilaç ve aşı çalışmalarının tüm hızıyla devam ettirildiğini söylüyor.

İyi de hangi ödeneklerle hangi olanaklarla ,hangi akademik çalışmalarla?
KHK ile görevlerinden uzaklaştırılan bir alay akademisyen var.

Bunların içinde yargıda aklananlar mevcut.
Gaziantep Tıp Fakültesi'nden bir doçent, yıllarca Amerika ve Hollanda'da Coronavirüs çalışması yaptığını, olanak sağlanırsa aşı yapılmasının mümkün olduğunu söylüyor.

Adam, hakkında iddialar havada uçuşan Gaziantep Üniversitesi Rektörü ile papaz olmuş, 2016 da da KHK ile ihraç edilmiş.
Onun gibi başka akademisyenlerin de görev bekledikleri söyleniyor.
İktidar bize sabır ve dua önerisinde bulunuyor.
Evet bol bol dua ediyoruz.

Çin'den getirilen ilacın şifa olması, yeni ilaçlar bulunması ve Çin bilim adamlarının bir aşı geliştirmesi için....