Dünyanın en salak insanıydım…
Bana üç kişi "Adın bu değil" dese 40 yaşımda isim değiştirirdim.
Öyle yetiştirmişlerdi.
Dürüstlük, doğrucu davutluk ağır asılmıştı.
İşim o…
Dayakta yesen doğruyu söyle, doğruyu üfür…
Öyle öğrettiler…
Öyle bellettiler…

....

Derken yaşım geldiğinde Lafonten tutturdular elime…
Lafonten’den masallar…
Hani HAYVANLAR üzerinden anlatıyor hikayeleri…
Ağustos böceğiymiş… Saz çalıyormuş yazın…
Karınca ise çalışıyormuş yaz boyu… Kışı düşünüyor, biriktiriyormuş…
Sonra kış gelmiş. Aç kalmış Ağustos böceği.
Karınca kızmış, ona vermemiş biriktirdiklerinden.
Yani dediler ki sadece çalış…
Dürüst ol, çalış, geber sonunda elindekini bana ver…
“Aldın dimi mesajı ?”
“Aldım öğretmenim”

….

Böyle geçti bir ömür
Taa ki karıncanın aslında sadece 45 gün yaşadığını öğrenene kadar…
Ağustos böceğinin de 2 ay…
Niye…?
“Öyle söylediler, doğrudur…”

….

“İki ay yaşayan böcek hem yazı hem kışı nasıl gördü ?”
Diyen yok mu? Olmayacak mı ?
“Yeni Lafonten”ler anlatıyor şimdi…
Tek örnek gazete manşetleri…
“Havuz” dedikleri gazete kağıdı birikintileri….
Tutturdular “Başkanlık” diye…
Gece gündüz başkanlık…
Ye insanım…
Ye evladım…
“Lafonten”lerin yalanları gözlerini bürümüş…
Uyandığında bir ömür geçmiş olacak.
Belki başkasının ömrünü de geleceğini de çalacaksın…
Ya sen böceğin ömründen habersizsin
Ya böcekler toplanıp sanada gülecek…

***

AYIP AYIP

Adam yanan yurdun önündeydi;
“Şuradaki yurdu yıktılar. Kızımı buraya verdiler”
“Yok bulamıyorum. Burası Süleymancıların. Devletin yurdunu neden yıktılar?”
Aynı babanın bu konuşmalarını bi daha duymadım.
Televizyonlar sadece şurasını verdi;
“Yok bulamıyorum”
….
Ben de yalak medyadan bıktım.
Korkudan şu kadarcık röportajı bile sansürlüyorlar ya…
Ayıp..
Sadece yüreği yanan adamı değil, hepimizi sansürlüyorsunuz…
Doğruyu bulmak için bakınan aklımızla alay ediyorsunuz.
Yuh.
Yetti mi hayır..
Ambulans geldi ölü çocukları topladı…
Gözümle saydım..
Aynı ambulanstan 11 çocuk ölüsünü indirdiler…
11’ü bir ambulansta…
Ölüsüne saygısı olmayanın dirisine ne yapabileceğini düşünme bile…
Ayıp, ayıp…

***

ŞEREFMETRE

Dünyanın en zor işi “Gerilla savaşı”dır.
Cephesi yok. Sokak arasında gezen adam düşman mı dost mu bilemezsin...
Bu günleri gören gözlerim kör olsaydı…
Taksici, iktidarı eleştiren müşterilerin seslerini kaydediyor.
Sonra polise bildirip şikayetçi oluyor….
Polis de işlem yapıyor…
Hangi kitapta bu şerefsizlik vardır?
Hangi delikanlılıkta böyle bir yavşaklık vardır…
Taksi metre yerine şeref-metre konulana dek ;
Taksiye de binmeyeceğiz artık…

***

DELİ ZİYA; Dolara zam gelmiş, bana ne? Ben benzini hep 50 liralık alıyorum…