2009/2010 sezonuydu.
Arda Turan Caner Erkin’e saldırdı.
Dudağını patlattı.
Bu şaşkınlık, basın –kulüp iş birliğiyle ört bas edildi.
…..
12 Nisan 2009’da oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçının son dakikaları,
Kalabalık ta aradan biri FB li Semih’in boğazına sarıldı.
Evet…
Yine Arda Turan.
….
Aradan yıllar geçti…
Milli takım uçağında bir anda ortalık hareketlendi.
2016 yılındaki “milliler ve prim kavgası” haberi yüzündendi.
Aslında milli takımda kadro dışıydı ve yeni affedilmişti.
Dünya kupası elemelerinde Makedonya maçı sonrasıydı.
Uçakta gazeteci Bilal Meşe’de vardı.
Hedefi sadece haber yapan bir gazeteci Bilal Meşe idi.
Saldırdı, kafa göz daldı.
Sonra basın toplantısı düzenledi.
“Milli takımı bıraktım” dedi.
Yıldızımız yine Arda Turan’dı.

Ona buna saldıran Arda bey,
Başakşehir’de de boş durmadı.
Hakemlere fiili saldırıda bulundu.
16 maç ceza aldı.
….
Bayrampaşa Altıntepsi mahallesinin gülü,
Cebi para doldukça şımarıklığını arttırdı.
Futbol sahası dışında da yıldızlaştı.
Gitti adamın evli barklı karısına sarktı.
Yetmedi hastaneye silahla daldı.
Silahını da ateşledi.
Sen ben yapsak, köpeğimizi uyutmazlar.
Görmediğimiz karakol, yatmadığımız nezaret kalmaz.
Arkadaş elini kolunu sallayarak hastaneye girdi.
Raconunu kesti.
Elini kolunu sallayarak çıktı gitti.
….

Bunlara skandallarıyla;
Emre Belözoğlu, Volkan Demirel,
Hakan Çalhanoğlu’nun kafasına silah dayayan Gökhan Töre,
Hakeme saldıran Engin Baytar ve daha birkaç terbiyesizi ekleyebilirsiniz.

Bunlar futbolcu müsveddesi, şımarık, sonradan görmeler.
9 numaralık popolarına 2 numara don dikilenler.
Hepsinin yaptığı yanında kar kaldığından,
Düzen içinde her birinin bir ağası, bir babası olduğundan ,
Seri “Kurtlar vadisi futbol” adıyla sürüp gidiyor.
Bunlara bir daha forma veren de bu suçların ortağıdır.
Adalet böyle olursa, futbolcunda böyle olur.
Suç bunlarda değil, bunlara forma verip,
Onurlu armalarını mafya takımına çevirenlerde…
Ha,
Hafıza mı var ülkede…?
Bu isimlerden oluşan bir milli takım yap ,
Birer gol atsınlar, aynı adamları sırtlarında taşıyan çıkmazsa
Gel istediğini söyle bana…
Oğlunun düğününde torununu vuran adamlarla dolu bir ülke burası.
“Aferin mahallemizin delikanlısı” diyen yoksa
Ben bir şey bilmiyorum artık.
Yozlaşmış, magandalaşmış, çürümüş…
Artık matine suare bitmiş…
Utancın galası bu.
Utanç galası.

BU DA ÖRNEK


Spor ahlak demek.
Spor terbiye, gelenek, saygı demek.
O yüzden iki satırlık bir örneğim var yazayım dedim.
Benzer bir olay Rusya’da yaşandı geçen hafta.
Zenitli oyuncu Kokorin ile Krasnodarlı Mamaev birlikte restorana gittiler.
Bu iki Rus şımarığı,
Ticaret Bakanlığı’nda görevli, sıradan bir memura saldırdılar.
Ne kadar benziyor dimi bizimkilere…?
Ama film finalde değişiyor.
Her iki futbolcu gözaltına alınıyor.
Peşinden hakim 2 şer ay hapis cezası veriyor.
Federasyon dalıyor konuya.
İki futbolcu da milli takımdan men ediliyor…
Çünkü adalet var, kamu vicdanı var.
Kimsenin ağası dayısı, amcasınınoğlusu yok.
Hele hele Putin’in hiç mi hiç haberi yok…

***

MİSTER BRONSON


Hiç konuya girmeden teğet geçeceğim.
Yoksa sayfalar yetmez.
Bildiğimiz ajan, ajan-provakatör hikayesi.
Muhalefet ayakta. MHP dahil buna.
Herkes bir şey söylüyor.
En çok içimi acıtan ise tanıklar.
İfade değiştirenler neden değiştirdi?
Kim bu ifade verenler?
Neredeler?
Neden bir kare resimleri yayınlanmıyor?
Ne demek; “Siz yanlış anlamışsınız?”
Kimin adamları bunlar?
Sıradan insanlarsa daha vahim.
Şu kesin;
Unutacağız…
Şu kesin;
Bu kadar yüzeysel değil bu iş.
Unutmayacağız…

***

3 ARKADAŞ


Gerçek Haberci sitesinin haberine göre,
“Kemal Kılıçdaroğlu 3 arkadaşından istihbarat alıyor”
Bu arkadaşlar, eski zamandan mesai arkadaşıymış.
Doğru ise vay CHP’nin haline.
Bu arkadaşlar neyi referans alıyorlar veya alacaklar?
Arkadaş tavsiyesi ile ülke mi yönetilir birader?

***

DELİ ZİYA; “Beyaz yatlı prens oldular, beyaz atlıydılar…”