Profesyonel Futbol Süper ve 1. Ligimiz, haftaya Milli Takımımızın oynayacağı Avrupa Uluslar Ligi müsabakası nedeniyle kısa bir ara verecek. Rakibimiz Rusya… Son Dünya Kupası'nda kendilerinden beklenenden çok daha fazlasını yapan Rusya…
“Avrupa Uluslar Ligi de nereden çıktı” sorusunu duyar gibiyim. Çünkü yaz aylarında finalleri oynanan Dünya Kupası ya da Avrupa Kupası gibi büyük turnuvaların ardından Eylül ayında grup eleme maçları oynanmaya başlanırdı. Bu maçlar bir buçuk yıl sürerdi. Grup eleme maçları sonucunda statüye göre dev finale katılmaya hak kazananlar belli olurdu. Bahsi geçen dev final, yani Avrupa ya da Dünya Şampiyonası Haziran ayında oynanır ve kazananı ilan ederdi.
İyi de nereden çıktı bu Uluslar Ligi… Hemen önümüzdeki 2020 Avrupa Şampiyonası için grup elemeleri oynanmayacak mı? Uluslar Ligi grup elemelerinin yerine mi geçecek? Ya da Uluslar Ligi adında bir Lig fikri nereden ya da kimden, hangi amaçla çıktı? Sorular, sorular…
Kısaca bilgilenelim; UEFA Avrupa Uluslar Ligi, adında da geçtiği gibi Avrupa Futbol Federasyonları Birliğinin bir projesi… Uluslar Ligi aslında dört ayrı mini ligden oluşacak. Bunların en babası A Ligi… Diğerleri de B, C ve D Ligleri… Her ligin içerisinde 3’er ya da 4’er takımlı 4 grup var. Oynanan maçlar sonunda A Ligindeki gruplardaki sonuncu takımlar B Ligine düşecek. Aynı şekilde B’deki grup liderleri de A’ya yükselecek. Aynı işlem tüm gruplar için aynı… Liglere ülkelerin nasıl yerleştiğine gelince; ülke puanları baz alınarak oluşan sıralamaya göre takımlar kendilerine yer buldular. Ülkemiz de, B Ligi 2.Grup'ta Rusya ve İsveç ile beraber mücadele edecek.
Peki, 2020 Avrupa elemeleri? Eleme grubu maçları Mart ayında başlayacak. Aynı şekliyle oynanmaya devam edecek. 10 ayrı gruptaki ilk ikiler dev finale katılmaya hak kazanacak. Kalan 4 takım da Uluslar Liginden play-off ile seçilmiş olacak.
Bu yeni lig sayesinde hazırlık maçları neredeyse oynanmaz artık. Milli takım maç sayılarında da artış olur. Uefa, ülke puanı sıralamasını da, sıralama kıstasını da önümüzdeki yıllarda bu lige göre yapabilir. Maçların kalitesi de, sürekli bir Lig havası oluşabileceğinden daha verimli hale gelir. Kimse lig düşmek istemez doğal olarak… Ayrıca Avrupa Şampiyonası dışında, Avrupa’nın bambaşka bir kupası da olur.
Hal böyle olunca da yeni bir yapılanma ve gençleşme operasyonu yapmak şart… Altınordu modelini yaymak şart… Fenerbahçe’nin Altınordu ile yaptığı oyuncu alış-verişini diğer tüm büyüklerin başka altyapı modelleri ile yapması şart… Tesisleri çoğaltmak ve daha modern hale getirmek şart… Kısacası karınca gibi çalışmak şart…
Dipnot; “Hiç kimse, hiçbir şey söylemeyen karıncadan, daha iyi öğüt veremez.” Benjamin Franklin