Köpekler, sahiplerine olan koşulsuz sevgileri ve sadakatleri ile bilinir. Bu yüzden insanoğlu köpekleri sevmiş ve hatta onlara “en iyi dost” yakıştırmasını uygun görmüştür.
İnsan, köpeği bu özellikleri için yüceltiyor ama maalesef bazı insanlar “köpek” kadar olamıyor. Kendisini koşulsuz seven köpeğini şartlı seviyor, güvenine ihanet ediyor. Köpeğini öyle kötü yetiştiriyor ki sonunda sahibini mutlu etmek için çırpınan zavallı hayvan, bir barınakta küçücük bir kafeste müebbet cezaya çarptırılıyor.
Pitbull'lar başta olmak üzere ülkemizde “yasaklı” kabul edilen ve herhangi bir olaya karıştığında sorgusuz sualsiz sonu ömür boyu barınak mahkumiyeti olan bu köpeklerin aslında diğer köpeklerden tek bir farkı var; yetiştirilme şekilleri.
Bu konuyu çok yazdım ve bizim ülkede bazı şeyler değişene kadar da yazmaya devam edeceğim.
Bu kez içinizi karartmak değil amacım; tam tersi, biraz umut aşılamak.

***

Geçtiğimiz gün bir haber okudum. Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin barınağında kalan pitbull ve diğer yasaklı köpekler klasik müzik dinletilerek rehabilite ediliyormuş. Ve yetkililer çok olumlu sonuçlar alındığını söylüyor. Haberin içinde geri planda kalmış başka bir nokta vardı ki; benim ilgimi asıl o çekti. Belediyenin tutsak pitbull'ların yeniden sahiplendirilmesine olanak sağlayacak bir projesi var. Projenin mimarlarından Manisa Büyükşehir Belediyesi Sağlık Hizmetleri Daire Başkanı Talip Akbaş'ı aradım. Orman Bakanlığı'na bir dilekçe gönderip; bir konsorsiyum oluşturulsun; barınaktaki uysal ve sevgi dolu olan, ikinci bir şansı hak eden köpekler “denetim şartı” ile uygun ailelere sahiplendirilsin, diye önermişler.
Uzun uzun konuştuk. Yasaklı köpeklere yaklaşımı ve onlar hakkındaki fikirlerinin samimiyetine inandım. Talip bey bana şunları aktardı:
"Biz buradaki yasaklı köpekler için çok üzülüyoruz. Barınakta gün geçtikte artan bir sayı var. Şu anda yasaklı olan 54 tane köpeğimiz var. Bu köpekler medyada yazıldığı gibi kötü ve saldırgan değiller. Çoğu değişik bir suçta kullanıldığı halde, burada tedavi, rehabilitasyon ve kısırlaştırma sürecinden sonra biz bu köpeklerin gayet uysal olduklarını gördük. Bugüne kadar da barınakta hiç sorun yaşamadık. Dolayısıyla Ocak ayında, Orman Bakanlığı'na bir görüş yazısı yazdık. Orman Bakanlığı, Büyükşehir Belediyesi, hayvan koruma görevlileri, hayvan hakları dernekleri, köpek davranış uzmanlarının da olduğu bir konsorsiyum oluşturalım. Bu hayvanları sahiplendirebileceğimiz kişileri belirleyelim, bir iki tane örnek çalışma yapalım. Mesela önce günlük barınak ziyareti ile kişi ve köpeği alıştıralım; sahiplendirdikten sonra da takip edelim. Bu süreçte kişiye ağızlık ve tasma kullanmasını öğretelim, sık sık iletişimde olalım. Sorun çıkmadığı takdirde de; bu proje yasaklı köpeklerin yeniden bir ailesi olması için örnek olacaktır.”

***

Şu an öneriye; resmi bir cevap gelmemiş ancak Talip Bey yetkililere sözlü olarak da sık sık bunu dile getirdiklerini, Manisa'daki hayvanseverlerle de bu fikri konuştuklarını anlattı. “Bu hayvanların bir günahı yok, umarım önerimiz kabul görür” dedi ki; ben de gönülden katılıyorum.
Bakanlık bence bu öneriye ivedilikle olumlu cevap vermeli. Haksız yere barınakta hapis hayatı yaşayan, saldırgan olmadığı uzmanlarca da onaylanacak köpeklere bir şans verilmeli. Ve bu, tüm Türkiye'ye örnek olmalı.