Ünlü Türk düşünürü ve Alimi Hoca Ahmet Yesevi'nin din anlayışı hakkındaki düşüncelerini paylaşayım.

Ahmet YESEVİ hoca diyor ki;
"Şeyh, eğer halktan bir şey alırsa, bu sadece ihtiyacı olanlara vermek için olmalıdır.
Eğer alıp kendileri yerlerse, murdar et yemiş gibi olurlar.
Eğer giyecek alırlarsa, o giyecek eskiyinceye kadar, Allah namaz ve oruçlarını yok sayar.
Eğer alıp yerlerse türlü azaba uğrarlar. Böyle şeyhlere inananlar kâfir olurlar. Böyle şeyhler, hocalar lanetlidir.
Onların fitnesi deccaldan daha kötüdür. 
Şeriata, tarikata, hakikata ve marifete göre bunlar dinsizdirler.’’
Bunlar AHMET YESEVİ'nin sözleri.
Türk'ün din ve ahlak anlayışı buydu.
Elmalı'mızda yetişen, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Baltası Gedik Mahmut hoca,
Vahib-i Ümmi, Eroğlu Nuri Yahşi efendi,  Sinan Ümmi, Niyazi Mısri bu anlayıştan gelen mutasavvıf, şair, düşünür ve Din adamıydılar. 
Din'den, para kazanmazlar, servet edinmezlerdi.
Aksine servetlerini, emeklerini ve ömürlerini insanlara hizmet etmek için harcarlardı.
Dünya mülküne değil, Allah'a aşıktılar. Yaradan’a ve yarattıklarına aşıktılar.
Hakka, adalete, sevgiye aşıktılar.
Zaten Din'de bu demekti.
Şimdi bu anlayışı bugün ile karşılaştıralım. Türklerin İslam anlayışı böyleyken, her bir hocasının,
İmamının banka hesabından milyon dolarlar çıkan dini cemaatlere dönüştük. 
Her bir hocası, şeyhi en lüks jiplerde, en şatafatlı villalarda ve kabarık banka hesabıyla müritlerinin sırtından geçinen dinsizler haline geldi.
Sahtekâr, vatan haini Arapcı-amerikancı din adamları ve hocalar sayesinde din bitti. 
Düşmanlar kontrolündeki bu yeni siyasi-ticaridin anlayışı, tüm toplumsal ve bireysel kötülüklerin beslendiği ortam haline getirildi.
Türklük gitti. Hak, adalet tarihe gömüldü.
Gerçek dini  yaşamak dileğiyle      
Saygılarımla….