Önce Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekonomide küçülme yaşandığını açıkladı.

Milli gelir yüzde 3, sanayi üretimi yüzde 7.3 azaldı, işsizlik yüzde 13.5’a, enflasyon yüzde 20’ye dayandı.

Ardından uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard Poors’dan uyarı geldi. Türkiye beklentileri 2018’de gerçekleşen kuruluş 2019’da küçülmenin devam edeceğini vurguladı.Bu gavur icadı! derecelendirme kuruluşu, döviz cinsinden borç yükünün arttığını belirtti ve talepte daralmaya işaret etti; Seçim sonrası daha da belirsiz.

Yerel seçimlere 10 gün kaldı ve biz seçimlere böyle bir ekonomik tablo ile giriyoruz. Halkımız, iş dünyası, çoğu kesim bu durumun farkında ama galiba adayların haberi yok. Öyle kaptırmış gidiyorlar ki, sanırsın, dünyada gezen serseri para gelip onların kentlerine konacak. Uçsuz bucaksız vaatler. Hayaller Hollywood, gerçekler bizim varoşlar, her geçen gün artan zorluk, hayat pahalılığı. Deftere bakarsan hacca gitmek lazım, cebe bakarsan zekata muhtaç!

Geçen gün bir ilçe belediye başkan adayı Körfeze Geçiş Projesi'ni Marmaray gibi denizin altından geçireceklerini anlattı. Zat-ı muhteremin mesleğine bakıyorsunuz esnaflık. Yahu ne zamandan beri şehircilik uzmanı oldun?

Gelelim İzmir büyükşehirin iki iddialı adayına. Şükür ki, İzmir’e güzel kız muhabbeti çekmeyi bıraktılar. Her iki adayı da dinlediğinizde. İzmir’in önümüzdeki beş yılda iki kat değişeceğini görüyorsunuz. Hoş, Türkiye’nin en güzel ve çekici kenti mi yoksa kocaman bir köy mü arasında bir türlü karar verilemeyen İzmir’i bir değişim bekliyor kesin ama umarız hayra alamettir.

O ZATEN BİZİM PROJE

AK Parti Adayı Nihat Zeybekçi en son otoyolun daha hızlı biteceğini bile vaat etti. Yakında Hükümetten bir çağrı bekliyorum; Sayın Zeybekçi bizim adımıza bu kadar vaat vermeyin, ekonomik durumumuz bu vaatleri hayata geçirmeye müsait değil! Zeybekçi’nin söylediklerinin yüzde 80’i kamu kaynaklarıyla yapılacak işler. Sayın Zeybekçi hızını alamadı. En son, Kültür ve Turizm Bakanlığının bu kente 20 yıldır vaat ettiği son zamanlarda eski Tekel binalarının yeri olarak netleşen kültür ve sanat kompleksi, kent müzesini İzmir’e armağan etti! Pardon ama sizin bu projeyi yeni duydunuz, biz ishakkında en az 50 yazı yazmışızdır!

Tunç Soyer’e gelecek olursak önce hakkını verelim, uçuk, kaçık projelerden uzak duruyor. Gerçekçi adımların peşinde. Ancak kimi zaman o kadar mütevazı kalıyor ki halkımız, ‘güzel söyledi ama ne vaat etti tam anlayamadık’ modunda. Soyer’in de çabasına rağmen gerçeklerle uyuşmayan yanları var. “Tarım Üniversitesi kuracağız” diyor mesala. Ülkede ziraat fakülteleri boş, mezunlar işsizlikten kırılırken, büyükşehir belediyesi olarak bu elzem konu akıllarına nasıl geldi anlamak zor!

ASKIDA İŞ VAR

Madem konuya ekonomik sıkıntılardan girdik Soyer’in, 'Askıda İş Var' projesinden söz edelim öyleyse. Mahalle muhtarlıklarıyla ortaklaşa yürütecekleri iş projesinde ihtiyaç sahipleri için yarı zamanlı veya saatlik iş olanağı yaratacaklarını söyledi Soyer.İşler muhtarlıklara asılacak listelerden duyurulacak. Günümüzde yerel yönetim modülleri değişti. Belediyecilik kanal yap, su getir, yol açın ötesine geçti. Çağımızda kimi seçerseniz seçin bu işler otomasyonda zaten yürüyor. Yerel yönetim artık yerel kalkınmayla eşdeğer. Ekonomik tablonun ağırlaştığı süreçlerde tüm yerel yönetimler öncelik işsizlikte olmak üzere kalkınma projelerine ağırlık vermek durumunda. Askıda İş Var bu açıdan değerli bir bakış ama eğer gereği yapılamayacak, göz boyayıcı bir vaat olacaksa hemen çekin!

Hayat ağırlaştı ve çoğu toplumsal katman zor durumda. Yerel yönetimlerin acil iş fırsatları yaratacak, meslek kazandıracak, hayatı kolaylaştıracak çalışmalara ağırlık vermesi, organize sanayi bölgeleriyle meslek liseleri kanalıyla ara eleman yetiştirmek gibi çalışmalara ağırlık verilmeli. Göz boyamadan, ülke gerçekleriyle bütünleşen, üreticiyi yerinde mutlu eden, kalkınma öncelikli ancak kent doğasını da koruyan, geliştiren vaatler ise başımızın üzerinedir....