İnsanın yaptığı işi sevmesi güzel şey.
Ama bazı meslekler var ki hem işi hem de o işin etki alanına giren her şeyi sevmek önemli.
Mesela işi can kurtarmak olanlar hayatın ta kendisini sevmeli.
Sadece insanları değil, her canlıyı sevmeli, önemsemeli.
Bir doktorun işi insanların hayatını kurtarmak ama doktorluk gibi kutsal bir meslek için bence her "can" değerli olmalı.
Bunun en güzel örneği geçtiğimiz hafta İstanbul'da yaşandı.
Özel bir hastanenin acil servisinin otomatik kapısına bir kedi sıkıştı.
Belki havalar soğudu diye biraz ısınmak için oraya girip çıkan insanları takip etmişti...
Kapının ani baskısı onun minicik kalbine ağır geldi. Kedinin kıvrandığını gören acil servis ekibi hemen yardıma koştu.
Doktorlar kedinin kalp krizi geçirdiğini tespit etti. Bir doktor hemen parmaklarının ucuyla kalp masajına başladı. Kedinin duran kalbi masajla yeniden çalıştırıldı.
Bu arada diğer doktor hemen oksijen maskesine koşturdu. Kedi, muayene odalarından birine taşındı. Oksijen maskesi takıldı, hemen serum bağlandı.
Ufaklık birkaç saat içinde kendini toplamaya başladı. Eh, ne de olsa 9 canlı.
Mama da yemeye başlayan ve keyfi yerine gelen kedicik hastanenin bir süre misafiri oldu.
Mucize kurtuluş sonrası kediye "Mucize" adı verdildi, haliyle.
O gün Mucize'nin hayatını kurtaran acil doktoru Halil Akyürek kocaman bir yürek sahibi olduğunu kanıtladı. Canını kurtardığı kediyi bir de sahiplendi.
Mesleğini seven, hayata değer veren, her canı önemseyen Doktor Akyürek ve pamuk gibi bembeyaz kedisi Mucize'ye bir ömür mutluluklar...

* * *

Bir de mesleğini sevmeyenler, zoraki yapanlar var.
Hayat pahalı, ne iş olsa yapmak gerekebilir bazen. Bunu anlıyorum ama dedim ya; bazı işler için hem işi hem de o işin dokunduğu her şeyi sevmek önemli.
Mesela belediyelerin veteriner işleri kadroları... Bence hekiminden yakalama görevlisine kadar hayvansever insanlardan oluşmalı. İşe alırken buna dikkat edilmeli.
Hayvanları sevmeyen personel, işinin hakkını vermediği gibi, sorumlu olduğu canların da acı çekmesine neden olabiliyor.
HAYTAP'a gelen şikayetlerden biri şöyle:
"Konak YKM önünde bir köpeği almaya gelen veterinerlik görevlileri, yaralı köpeği boğarcasına tutup, yerde sürükleyerek almaya çalışırken, etrafa toplanan kişilerin tepkilerinden sonra köpeği bıraktılar. Yoldan geçen kişilerce kucaklara alınan köpek arabaya konulmuş, 5 veterinerinizden biri bile icapcı olmadıgından Büyükşehir Belediyesi Fuar kliniğine götürülmüştür."
İşi; sokaktaki sahipsiz canları tedavi için veterinerliğe götürmek olan kişilerin yaralı bir hayvana bu şekilde acı vermeleri olacak iş mi?
Böyle bir işi yapacak kişinin hayvanlardan korkmayan, ellemekten kucaklamaktan çekinmeyen ve hayvanları seven insanlar arasından seçilmeleri gerekmez mi?
Liyakat denilen şey sadece çok vasıflı, kalburüstü meslekler için geçerli değildir. Liyakat yani bir işe uygunluk, yaraşırlık dediğimiz özellik her iş için geçerli.
Yetkililere naçizane çağrımızdır.