Dostluk Ustası,
İzmir Sevdalısıydı Sancar Maruflu...
O yaşarken her anının değerini bilen, dostlarına dost katan, 8500 yıllık kadim kentimiz Güzel İzmir’in en çok sevilen simalarındandı...
Kanatsız yardım meleğiydi...
Kentin de belleğiydi adeta...
**
Kilosu 100’ün üzerindeydi.
Son zamanlarında, biricik eşi Ayla’yı kaybettikten sonra her türlü hastalıkla yakından dosttu...
Ama direniyordu...
İnadına seviyordu, inadına yaşıyordu...
Yaşamayı, hayatı, insanları sevendi o!
Bir sohbetimizde tükenmez enerjisini sorduğumda Cemal Süreya dizeleriyle yanıt vermişti;
“Bugün yaşamayı seviyorum,
Yarın da bir neden bulur severim
Daha sonra yeniden keşfeder, yeniden severim
Benim sevmekten başka işim yok ki…”
Sevdikleri kadar da sevilendi de elbette!..
**
Tam 40 küsur yıldır tanırdım Sancar Maruflu’yu..
Nam-ı diğer ‘’İzmir Baba’’yı..
İlk tanışmamız; ‘’Boksör ’’lakaplı İhsan Alyanak’ın
belediye başkanlığı dönemindeydi.
Sancar Baba, belediyenin Basın, Halkla
İlişkiler ve Protokol Müdürü’ydü.
Hiç unutmam; fuarda bir etkinlikte
gazeteciliğe başladığımı, üniversite öğrencisi olduğumu,
sarı basın kartımın da henüz gelmediğini
öğrenince belediyenin bu durumdaki
gazetecilere tanıdığı paso imkânından
söz etmiş, ertesi gün de yanına çağırıp kartımı çıkartmıştı.
Ben teşekkür ettiğimde de Şekspir’in sözüyle karşılık vermişti;
“Madem kardeş olarak geldik dünyaya,
önde veya arkada değil; gidelim el ele,
yan yana!”
**
Sakıp Ağa’nın
(Sakıp Sabancı) çok ünlü bir sözü vardır;
‘’Sancar Maruflu’yu İzmir’in kedileri bile tanır” diye.
İzmir’de otobüse binersiniz, karşınızda oturuyordu...
Pasaport-Karşıyaka vapurlarında herkesin sevgilisiydi...
Tramvayın Çankaya Durağı’ndaydı,
bir bakarsınız metroda!
Mutlaka çevresi sarılıydı.
Biriktirdiği anıları asla bitmezdi!
Ayrı acılar ve ayrı sevinçlerini paylaşmıştı dostlarıyla...
**
Sancar Baba...
İzmir Baba…
Hem yaşadın, hem yaşattın...
Hep gülümseyen, gülümseten yüzünle Dünya’yı güzelleştirendin...
Unutmadık seni
Sancar Baba, unutmadık...
İzmir’imiz, güzel ülkemizi seni çok özlüyor...