Biliyorsunuz; bizim ülkede “köpekleri arabanın arkasına bağlayıp arkadan sürükleme” modası var!

Bir canı patileri su toplayıp kanayana, kasları yorgunluktan artık tutmaz hale gelene kadar koşturmak, sonra da hayvan kendini bırakınca boğazını sıkan tasmasıyla birlikte kah asfaltta, kah betonda, kah toprak üzerinde sürümeye devam etmek…

Bunun adı yüzde 100 işkencedir! Kıvırmaya, çevirmeye, lafı dolandırmaya gerek yok.

Cep telefonları var da artık kimsenin gözünden kaçmıyor bu olaylar. Şak diye belgelenebiliyor.

Bir hayvana, bir canlıya yapılabilecek en vahşi ve acı verici saldırılardan bir tanesidir bu. Ve bunu yapanlar da sözde hayvan sahipleri!

Düşünebiliyor musunuz?

Kimisi, “bizim köpek çok hareketli koşturuyorum” diye kendini savunur.

Bir diğeri, “Araba tutuyor da ondan” der.

Bir başkası, “Size ne? Köpek benim köpeğim” diyerek sanki peşinden sürüklediği sıradan bir teneke kutuymuşçasına kendini savunma ihtiyacı bile hissetmez.

Yasalarımız da maalesef bu vicdan yoksunlarından yana…

En fazla para cezası alırlar. Eğer STK’lar üstüne düşerse, bir de köpeğe el konulabilir. Bitti gitti işte.

***

Benim “hayvan sevmeyen hayvan sahipleri” ile ilgili anlamadığım bir konu var.

Madem sevmiyorsun neden alıyorsun?

Madem layıkıyla bakamayacaksın neden bir köpeğin var?

Madem hayvanı, o çok kıymetli arabana almak bile istemiyorsun, o zaman sen neden hayvan sahibisin?

Kafana silah mı dayadılar bu köpeği alacaksın, diye?

Ama kabahat bende sorguluyorum. Bu insanları “normal” kabul ederek ona göre düşünmek aslında burada yanlış olan.

***

Geçtiğimiz hafta İstanbul Silivri’de yine aynı yürek yaralayan manzara vardı. Haberlerde mutlaka izlemişsinizdir videosunu.

Yine sözde bir hayvansever, aracının arkasına bağladığı köpeğini yolda metrelerce sürükledi. Yoldan geçen sürücüler korna çalarak, peşini bırakmayıp sonunda vicdan yoksunu adamı durdurdu.

Adamın savunması: “İçeride hasta hayvan var o yüzden dışarı bağladım!”

Ne güzel ya… Yani aslında köpeğini diğer hasta hayvandan koruma amaçlı bağlamış! Bravo.

Ayakları kanlar içinde kalmış yaralı köpek bağlandığı arabadan diğer sürücüler tarafından kurtarıldıktan sonra hayvancağız arkasına bile bakmadan kaçıp gitmiş.

Yazıktır, günahtır.

“Hayvan sahibine ne oldu” diye soracak olursanız, hakkında başlatılan resen soruşturma kapsamında para cezası kesilmiş.

Şimdi bu adam dışarıda. Yeniden hayvan sahiplenebilir. Yeniden bir köpeğe işkence çektirebilir. Önünde herhangi bir engel yok, yasak yok. Parasını ödemiş işte, cezası bu kadar.

***

Bir milyonuncu kez söylüyorum: Hayvanları “mal” gibi gören zihniyet, önce yasada değişmeli.

Yasa şunu diyebilmeli: “Hiç kimse can taşıyan hiçbir varlığa keyfen, bilerek ve isteyerek acı veremez, suiistimal edemez, öldüremez. Yaparsa bunun cezası hapistir, affı olmaz”. NOKTA.

Ancak bunu yaptıktan sonra toplumun da zihniyeti değişebilir. Başka yolu yok.