Referandum yaklaştıkça işimiz gücümüz politika olmaya başladı.
Hangi televizyon kanalını açsanız bir politikacı var.
Hal böyle olunca konuşulan ve yazılanlar da politik.
***
Bir gün bir karı koca, 18 yaşındaki oğullarını bir testten geçirmeye karar verirler.
Bir masanın üstüne bir miktar para, bir dini kitap ve bir şişe şarap koyarlar.
Testin sonunda eğer çocukları din kitabını seçerse din adamı, parayı seçerse işadamı, şarabı seçerse de işe yaramaz tembel biri olacaktır.
Gizli bir yere saklanıp olacakları merakla beklemeye başlarlar.
Bir süre sonra oğulları gelir.
Parayı cebine koyar.
Din kitabını görüp sayfalarını karıştırır ve onu da alır.
Sonra şarabı görüp hepsini içer.
Saklandıkları yerde olan biteni izleyen anne ve baba şaşkındır.
Baba eşine dönüp der ki;
“Hanım bizim çocuğun durumu sandığımızdan da beter çıktı, galiba politikacı olacak...”
***
Eminönü Meydanı'nda CHP'nin aracının etrafını kaldırım taşlarıyla kapatan belediyelerimiz de var, o taşlar yerinden oynatılıp araç kurtarılmasın diye zabıtayla önlem alan belediyemiz de.
İşte böyle zamanların birinde;
Bir toplantıda, söz dönüp dolaşıp kadılığa yani hakimliğe gelir.
Orada bulunanlardan biri şöyle der:
“Kadılığı, taraflardan birinin yüksek makamları işgal edenlerden olması zorlaştırıyor...”
Sohbetin tam burasında, nüktedanlığı ile tanınan Molla Hızır Bey söze karışıyor:
“Bunda bir zorluk yoktur. Makamca yüksek olanın lehinde kararı verirsin. Dava hallolur. Esas zorluk, iki tarafın da makamca yüksek olması durumundadır...”
***
Ve politika yapanların bazıları, kendilerinin dışındakilerini öylesine ötekileştiriyor, halkı öylesine bölüyor ki, onlara söylenecek söz bile bulamıyorsunuz.
Kendini uyanık sanan bu tür politikacılarımız, aslında sadece topluma değil, kendilerine de zarar veriyorlar.
Çünkü yalan ve ötekileştirme bir gün öyle bir noktaya geliyor ki, aynı davranış kendisine gösterildiğinde tepki gösteren politikacılara kimseler inanmıyor.
İşte Almanya...
İki bakanımızı konuşturmayıp demokratik olduğunu sanıyor, yanılıyor.
Ama bizim bakanımız da yanılıyor.
Aylardır “adalet” diye bağıran insanların sesine kulak tıkarken, adaletsizlik kendisine yapıldığında “demokrat” kesiliyor.
***
Güzel bir fıkralı örneği var bu durumun.
Bir politikacı yoksul bir adamı ziyarete gitmiş.
Demiş ki; “Senin oğlana bir eş bulalım, zamanı geldi artık.”
Yoksul adam şaşırmış. “Ben hayatımda oğlumun işine karışmadım” demiş.
Politikacı, “Ama bu kız Rahmi Koç'un kızı” deyince,
Adam, “Aaaa... Tamam o zaman” demiş ve durumu kabul etmiş.
Bizim politikacı Rahmi Koç'un evine gitmiş.
“Kızınız için harika bir koca adayı buldum” demiş.
Rahmi Koç şaşırarak, “Ama benim kızım daha çok küçük” diye itiraz etmiş.
Politikacı, “Ama bu genç adam Dünya Bankası'nda başkan yardımcısı” deyince, Rahmi Koç da “Tamam o zaman” diyerek duruma hemen razı oluvermiş.
Sonunda bizim politikacı Dünya Bankası Başkanı'nı ziyarete gitmiş ve demiş ki:
“Başkanım, size harika bir başkan yardımcısı adayı buldum...”
Başkan, “İyi ama benim zaten ihtiyacımdan fazla yardımcım var” deyince politikacı “Ama bu Rahmi Koç'un damadı” demiş.
Durumu sevinçle karşılayan başkan da, “Aaaaa... Tamam o zaman” demiş.
***
Kıssadan hisse.
Politika yapmak da, politikacı olmak da zor iş.
Herkes kendi işini yapsın o zaman...