Yaşlılık insan yaşamının önemli bir dönemeci… Orta yaş sonrası akla her ne kadar fiziksel sağlığı korumaya yönelik önlem ve yaşam alışkanlıkları gelse de aslında yaşlılıkta en değerli konuların başında ruhsal sağlık geliyor.

İnsanın mutlu, huzurlu hissetmesi, sevip sevilebilmesi sağlıklı yaş almanın olmazsa olmazı.
Yaşlılık döneminde kişinin ruh sağlığını olumlu yönde etkileyerek hayatına renk ve neşe katan unsurlardan biri de evcil hayvan sevgisi. 
*
Konuyla ilgili ABD’de yapılan bir araştırmadan birkaç ilginç sonuç şöyle:
-Araştırmaya katılan yaşlı bireylerin yüzde 82’si evcil hayvanları olmaksızın bir huzurevine taşınmak istemeyeceklerini söylemiş.
-Yüzde 86’sı evcil hayvanları olmadan yalnız hissedeceklerini belirtmiş. 
-Tamamı evcil hayvanları olmasa şu anki kadar sağlıklı hissetmeyeceklerini de eklemiş.
Bir kedi veya köpekle sürekli etkileşim halinde olmanın ne gibi faydalar sunduğu da sorulmuş yaşlılara. 
Sorunun en popüler cevabı “karşılıksız sevgi” olmuş. Diğer cevaplar ise şöyle sıralanmış: “Hayatıma anlam katıyor”, “yalnızlığımı gideriyor”.
Yani özetle; yaşlılıkta hayvanlarla birarada olmak, onlara bakmak, onları sevmek, onlarla vakit geçirebilmek yaşam kalitesini yükselten bir aktivite. Üstelik hayvan sevgisi sadece ruhsal sağlığı olumlu etkilemekle kalmıyor. İnsan ne kadar mutlu hissederse fiziksel sağlığı da bu durumdan o kadar iyi etkileniyor.
*
Bu hafta yaşlılıkta hayvan sevgisi konusunu seçmemin aslında özel bir nedeni var… İzmir’deki Narlıdere Huzurevi’nin sakinleri arasında hayvanları çok seven kişiler de bulunuyor. Yaşlılarımız huzurevinin bahçesindeki sahipsiz dostları özgürce besleyebilmek, onları sevmek, onların karşılıksız sevgisiyle huzur bulmak, mutlu olmak istiyorlar. Bu da bence en doğal hakları!
Huzurevinde son zamanlarda şöyle bir sıkıntı yaşanıyor. Yaşlılarımız yemek artıklarını can dostlarla paylaşmak istiyor. Ancak hijyen gerekçesiyle buna izin verilmiyor. “Kuru mama alıp verin” önerisi getirilmiş. Bu istek kağıt üzerinde mantıklı ve makul görünebilir. Ancak işin bir de maddi yönü var. Mama fiyatlarının artık normal gelirli insanların bütçelerini zorladığı bir gerçek. Dolayısıyla kuru mama ile besleme yapmak huzurevi sakinleri için sürdürülebilir bir seçenek değil.
Çok sevdikleri patili dostlarını besleyememek yaşlılarımızı çok üzüyor. Konuyla ilgili devreye giren HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder, Narlıdere Kaymakamı Suat Dervişoğlu’na yazılı olarak konuyu aktarmış. Ayrıca Narlıdere Huzurevi Müdür Vekili Recep Yağcıoğlu’na bir ziyaret gerçekleştirmiş. Sevgili Önder, “Bu konunun yaşlılarımızı üzmeyecek ama hijyen krizi de yaratmayacak bir şekilde çözülebileceğine inanıyoruz” diyor. 
Karşılıklı konuşarak, ortak bir uzlaşı ve çözüm yolu bulmak her zaman mümkündür. Süreci biz de umutla takip ediyor olacağız.
***
-- Mama lüks değil temel ihtiyaçtır!---

Hayat pahalılığından evcil hayvan mamaları da nasibini alıyor. Asgari maaşlı bir insanın veya ortalama maaş alan bir emeklinin sokak hayvanlarına bakması artık neredeyse imkansız. Maması, veterineri, kumu derken evde hayvan beslemek de artık zengin işi haline geldi. Özellikle mamadan alınan  %18 KDV’ye isyan eden hayvanseverler gerek sosyal medya üzerinden başlattıkları hashtag’lerle gerekse Change.org’da açılan kampanyalarla seslerini duyurmaya çalışıyor. “Mama lüks değil temel ihtiyaçtır” diyen hayvanseverlerin talebi KDV’nin kaldırılması veya en azından indirilmesi yönünde. 

*******

WhatsApp Image 2023-06-15 at 17.38.33

DÜNYADAN BİHABER

Kuş türlerinin popülasyonu ciddi oranda azalıyor

Yoğun tarımsal faaliyetler, ekosistemlerin bozulması, habitat kaybı gibi nedenler kuş türlerinin de yok oluşuna zemin hazırlıyor. 
ABD Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri adlı dergide yayınlanan bir makaleye göre Avrupa'da her yıl 20 milyon kuş yok oluyor. 28 Avrupa ülkesinde 37 yıl boyunca 170 tür için 20 bin ekolojik izleme sahasında yapılan gözlemlerden elde edilen veriler kaygı uyandırıcı sonuçları da ortaya koydu. 
Buna göre orman kuşlarının sayısı yüzde 18, şehir kuşları yüzde 28, tarımsal ortamlardaki kuşların sayısı yüzde 57, gri sinekkapan yüzde 63 ve serçe sayısı yüzde 64 azaldı.
Kuş popülasyonlarının tamamen yok olduğu bölgeler de var. 
Doğa Derneği de geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından bir paylaşım yaparak Türkiye’de serçe nüfusunun giderek azaldığına dikkat çekti. 
“Serçesiz Olmaz!” başlığı ile yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı:
“Bir zamanlar en yaygın kuş olarak bilinen serçelerin nüfusu tüm dünyada azalıyor. Giderek daha fazla betonlaşan, parklarını, koruluklarını kaybeden şehirler serçelerin yaşamını zorlaştırıyor. İngiltere’de son 40 yıl içinde serçelerin yüzde 68’i, yani 20 milyon serçe yok oldu. Hollanda’da serçeler nesli tehlike altında tür olarak kırmızı listeye alındı. Son 15 yılda Anadolu’da da serçeler azaldı. Kuşların şehirlerde yaşam bulabilmesi için şehir planlamaları doğayla uyumlu gerçekleşmeli, şehir içlerinde daha fazla yeşil alan ve ekolojik koridor oluşturulmalı.”


*****

BİZİM GEZEGEN

BM’den tüm dünyaya Çölleşme Günü’nde ‘kadın’ mesajı

Bu yıl Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 17 Haziran Çölleşme ve Kuraklık Günü'nün sloganı “Kadının Toprağı. Kadının Hakları” olarak belirlendi. 
Bu yılın teması çerçevesinde gerçekleştirilecek etkinliklerle, 2030 yılına kadar toplumsal cinsiyet eşitliği ve arazi tahribatının tarafsızlığı konusundaki birbirine bağlı küresel hedeflere ulaşmak ve sürdürülebilir kalkınma hedefine katkıda bulunmak amaçlanıyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) İcra Sekreteri İbrahim Thiaw, “Kadınlar, arazi bozulmasını azaltma ve tersine çevirmeye yönelik küresel çabalarda önemli aktörlerdir. Bununla birlikte, ülkelerin büyük çoğunluğunda kadınların toprak üzerinde eşitsiz, sınırlı erişimi ve kontrolü var. Cinsiyet eşitliği olmadan arazi tahribatını tarafsız hale getiremeyiz ve cinsiyetleri nedeniyle nüfusun yarısını arazi yönetimi kararlarından dışlayamayız" dedi.
UNCCD’nin resmi internet sitesinde yayınlanan basın açıklamasında bazı istatistik ve bilgilere de yer verildi. Buna göre:
Bugün, küresel çapta tarımsal iş gücünün yaklaşık yarısı kadınlardan oluşuyor. Ancak dünya çapında beş arazi sahibinden birden azı kadın.
Kadınların kocalarının mülkünü miras alma hakları, 100'den fazla ülkede geleneksel, dini veya yasalar ve uygulamalar kapsamında reddedilmeye devam ediyor.
Küresel olarak, kadınlar şimdiden her gün toplam 200 milyon saati su toplamak için harcıyor. Bazı ülkelerde, su getirmek için tek bir yolculuk bir saatten fazla sürebiliyor.
17 Haziran Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nde UNCCD tarafından belirlenen hedef ve öneriler şöyle:
Çölleşmenin, arazi bozulumunun ve kuraklığın kadınlar ve kızlar üzerindeki orantısız etkisi ve arazi konularında karar vermede karşılaştıkları engeller konusunda farkındalık yaratmak.
Sürdürülebilir arazi yönetimine kadınların katkılarını vurgulamak.
Dünyanın her yerindeki kadınlar ve kız çocukları için toprak haklarını ilerletmek için küresel desteği seferber etmek.


****

WhatsApp Image 2023-06-15 at 17.38.33 (1)

KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN

At

Anlat bize yürüyüşün güzelliğini,
koşunun rüzgarını, köpüren yeleyi
toynakların kızgın kıvılcımlarını
Kişneyen bir tayın sevincini anlat
öfkeyi ve sağrındaki mahmuz yarasını
Masallardaki şehzadeleri anlat bize.

- Ahmet Telli