Türkiye’de otizmli bireylerin ve ailelerinin yaşadığı sorunlar, her geçen gün daha görünür ve yakıcı hale geliyor. Özellikle eğitim alanında yaşanan erişim eksikliği, toplumsal eşitlik ve fırsat adaleti açısından büyük bir yara olarak karşımıza çıkıyor. CHP’nin Aydın’da düzenlediği “Gözüm Arkada Kalmasın İstiyorum” temalı Otizm Sempozyumu’nda konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, otizmli çocukların eğitim hakkının gasp edildiğine dikkat çekti ve devletin bu alandaki sorumluluğunun altını çizdi.

Otizmli çocukların eğitime erişiminde vahim tablo: Yüzde 94 dışarıda

Türkiye’de resmi ve sivil toplum verilerine göre yaklaşık 1,5 ila 2 milyon otizmli yurttaş yaşıyor ve bunların 700 bini çocuk yaşta. Ancak sadece 42 bin otizmli çocuk okula gidebiliyor; bu da toplamın yalnızca yüzde 6’sı anlamına geliyor. Geriye kalan yüzde 94’lük kesim ise örgün eğitimden tamamen dışlanmış durumda. Özgür Özel, “Bu tablo bir istatistik değil, devletin kapsayamadığı yüzbinlerce çocuğun gerçeği. Bu açıkça bir anayasa ihlalidir” diyerek, eğitimin her yurttaş için temel bir hak olduğunu ve devletin bu hakkı sağlamakla yükümlü olduğunu vurguladı3.

Erdoğan'dan 'barış vurgusu: Kritik bir dönemeçteyiz Erdoğan'dan 'barış vurgusu: Kritik bir dönemeçteyiz

Anayasal haklar askıda, sosyal devlet yükümlülüğü yerine getirilmiyor

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, eğitimin her vatandaş için temel bir hak olduğunu açıkça belirtirken, otizmli çocukların büyük çoğunluğunun bu haktan mahrum bırakılması, sosyal devlet ilkesinin de ağır bir şekilde ihlal edildiğini gösteriyor. Özel, “Bu tabloyu değiştirmek sosyal devlet olmanın bir gereği. Biz CHP olarak böyle bir haksızlığa, böyle bir eşitsizliğe, böyle bir anayasa ihlaline razı değiliz” sözleriyle, bu alanda köklü bir değişim sözü verdi3.

Otizmde eğitimde fırsat eşitsizliği: Avrupa’da 40 saat, Türkiye’de 2 saat

Otizmli çocukların eğitime erişimindeki sorunlar sadece okula gitmekle sınırlı değil. Avrupa ülkelerinde haftada ortalama 40 saat yoğun ve bireyselleştirilmiş eğitim sağlanırken, Türkiye’de bu süre haftada yalnızca 2 saatle sınırlı kalıyor2. Bu da nitelikli ve kesintisiz eğitim ihtiyacının karşılanmadığını, devletin sorumluluğunu yerine getirmediğini gösteriyor. CHP’li vekiller ve sivil toplum temsilcileri, erken tanı ve yoğun eğitimle otizmli bireylerin bağımsız yaşama geçişinin mümkün olduğunu ancak mevcut sistemin bunu sağlayamadığını vurguluyor.

Sivil toplum ve aileler yalnız bırakıldı: “Gözüm arkada kalmasın” çağrısı

Otizmli çocukların aileleri, çocuklarının eğitim ve bakım hakkına erişememeleri nedeniyle büyük bir yalnızlık ve çaresizlik hissi yaşıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, sempozyumda yaptığı konuşmada, “Ailelerden en fazla duyduğumuz cümle ‘Ben ölürsem çocuğuma kim bakacak?’ Bu yüzden bakım hizmetleri ve destek merkezlerinin yaygınlaştırılması, ailelerin yükünün hafifletilmesi gerekiyor” dedi14. Nazlıaka, mevcut iktidarın otizmli bireyleri ve ailelerini yalnız bıraktığını, hazırlanan eylem planlarının ise raflarda bekletildiğini ifade etti.

Çözüm önerileri: Ulusal veri tabanı, nitelikli eğitim, bakım merkezleri

CHP, otizmli bireylerin eğitime ve sosyal hayata tam katılımı için kapsamlı bir yol haritası sunuyor. Özgür Özel ve Aylin Nazlıaka’nın vurguladığı başlıca öneriler şöyle:

  • Ulusal Otizm Veri Tabanı oluşturulmalı, veriler şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşılmalı.

  • Her ilde uzman ekiplerin görev aldığı tanı merkezleri açılmalı, tanı süreçleri bilimsel standartlara oturtulmalı.

  • Eğitim tüm otizmli çocuklar için erişilebilir olmalı; bireyselleştirilmiş destek programları ve kaynaştırma eğitimi güçlendirilmeli.

  • Habilitasyon merkezleri ve gündüz bakım merkezleri devlet eliyle yaygınlaştırılmalı, personel eğitimi ve psikolojik destek sağlanmalı.

  • Ailelere yönelik psikolojik destek ve rehberlik hizmetleri yaygınlaştırılmalı.

  • TBMM’de kalıcı ve işlevsel bir Engelli Komisyonu kurulmalı, engelli politikaları bu çatı altında sürekli izlenmeli.

Kaynak: HABER MERKEZİ