Sevgili 9 Eylül okurları,
Artık bugün nutuklarla, sloganlarla siyaset devrinin işe yaramadığını, birbirimizle ve kurumlarla kavga ederek toplumsal sorunlarımızın çözülemediğini hep birlikte yaşayarak gördük.
Yüzyılda insanlığın yaşadığı en büyük sorun, gelişmeyen insan hakları ve demokrasi eksikliğidir. Ne yazık ki eşit ve adil haklar gerçekleşmeyince temel özgürlüklerdeki ilerlemelerde mesafe alınamamaktadır.
Gelişmeyen toplumların en büyük sorunu, toplumsal yaşamdaki engellenemeyen eşitsizliklerdir. Eşitsizliğin en belirgin olanı da ekonomideki adaletsizliklerdir.
Gelirlerin oluşumunda ve paylaşımında ki adaletsizlikleri çözme görevi ise iktidarların temel görevleridir. Başta ülkemiz ve diğer gelişmemiş ülkeler olmak üzere, eğitim ve sağlıktaki belirgin eşitsizlikler giderilmezse, sosyal dengeler toplumun geneline yayılmazsa demokratik hak ve özgürlüklerde ilerlemeler asla kaydedilemez.
Her devlet, yurttaşlarına temel yaşam düzeyini sağlamakla kendini yükümlü kılmalıdır. Gelir ve kaynak dağılımında gözetilmesi gereken başlıca ölçü ise her zaman ‘hakkaniyet’ olmalıdır. İktidarlar, yurttaşlarının kaderlerine ve kederlerine kayıtsız kalmamalıdır.
Mesela ülkemizde derin bir yara olan ‘taşeron sistemi’ kaldırılmalıdır. Mesela çalışanların gelirlerinden kesilen ‘vergi dilimi’ gibi ucube uygulama kaldırılmalıdır.
Bu tür uygulamalar, hak ve özgürlüklere aykırıdır ve insani değerlerle asla örtüşmemektedir. Engelliler, işsizler, yaşlılar, yalnızlar ve yoksullar bütün toplumların ortak duyarlığı ve kaygısı olmalıdır. İnsanlığın çıkış noktasındaki başlıca çözüm, ‘fırsat eşitsizliği’nin tüm dünya ülkelerinde kaldırılmasıdır.
Savaşların değil, barışın hakim olacağı bir dünya için; kadın haklarına, hukukun üstünlüğüne, kadınların ekonomiye, yönetime, siyasete katılımlarının önündeki tüm engeller ortadan kaldırılmalı ve ‘sosyal güvenlik hakları’ mutlak sağlanmalıdır.
SÖZÜN ÖZÜ: İnsan, hayal ettikçe yaşar demiş bilgelerimiz…
Biz, hayallerimizi koruduk ama yeni dünya düzeni, insanların hayallerini ve umut yollarını önce tüketti sonrasında ise kapattı. Biz, emeğin en yüce değer kabul edildiğini, özgürlükçü, çok sesli, çok renkli, eşitlikçi ve barışçı yaşamın hayallerini kurarken; biz, emekçi kesimin sosyal güvence içinde ürettiği, kaçak, üçkağıt, haksızlık gibi kötülüklerin olmadığı, şiddetin ve işkencenin olmadığı, hukukun üstünlüğünün herkese geçerli kılındığı bir dünya özleminin hayallerini kurarken; biz, ‘önce insan’ olma onurunun hayallerini kurarken; kendi hayallerini gerçekleştiren dünyanın efendilerinin defterlerinde ise bizim hayallerimizin hiç birisine yer yok.
Sevgiyle kalın, sevgiyle yaşayın.