Hz. Ömer, devlet başkanı seçildiğinde,

Hz. Ebu Bekir'e tayin edilen kadar ücret alıyordu.

Bu şekilde bir süre devam edildi.

Daha sonra, Hz. Ömer, geçim sıkıntısına düştü.

***


Bunu gören büyükler,

Toplanıp, bu durumu görüştüler.

Sonunda maaş artışına karar verdiler.

Sorun, bunun nasıl söyleneceğiydi.

***


Düşünüp taşındılar.

Hz. Ali: "Bu teklifi kabul etmez" dedi.

Hz. Osman ise, "Teklifi biz değil,

Kıramayacağı birine söyletelim.

Bu da ancak kızı Hafsa olabilir" dedi.

***


Hafsa, babası Ömer'in yanına gitti.

Büyüklerin teklifini iletti.

Hz. Ömer duyduklarına çok kızdı.

Kızı Hafsa'ya sordu:

***


"Peygamberimizin giydiği en kıymetli elbise neydi?"

Hafsa yanıt verdi:

"İki tane renkli elbisesi vardı.

Birini her gün giyerdi.

Diğerini giyince elçileri onunla karşılar,

Cuma hutbelerini onunla okurdu."

***


Hz. Ömer yeni bir soru sordu:

"Peki, yediği en iyi yemek neydi?"

Hafsa Yanıt verdi:

"Yediğimiz ekmek, arpa ekmeği idi."

***


Hz. Ömer durdu, sessizlik oldu.

Derin bir iç çekip,

Yeniden Hafsa'ya döndü.

"Yanında kaldığı zamanlar,

Yerde yaygı olarak kullandığınız,

En geniş, en rahat yaygı neydi?"

***


Hafsa yanıtladı:

"Kaba kumaştan örtümüz vardı.

Yazın dörde katlar, altımıza yayardık.

Kış gelince de, yarısını altımıza yayar,

Yarısını da üstümüze örterdik.”

***


Hz. Ömer öfkeli ses tonuyla;

"Seni gönderenlere söyle,

Efendimiz kendisine yeteceği tespit eder,

Fazlasını ihtiyaç sahiplerine verirdi.

Kalanı ile yetinirdi.

Ben de kendime yetecek olanını tespit ettim.

Artanını ihtiyaç sahiplerine vereceğim.

Ve bununla yetineceğim..."

***


Kıssadan hisse;

Hanlar, hamamlar, saraylar.

Uçaklar ve Mercedesler,

Eğer ihtiyaç olsaydı,

Hz. Ömer adaleti diye,

Hepimizin imrendiği ve örnek aldığı,

Hatta övündüğü duygular olmazdı.

***


Bir de Hz. Ömer'in sopası var.

Onu da kafasına yiyen iyi anlar...