İzmir'de doğup büyüdüyseniz ve mesleğinizi İzmir'de yapma şansını da elde ettiyseniz, yani demek istiyorumki İzmir'den ayrılmanıza gerek kalmadıysa, dünyanın en ama en şanslı insanları arasına girmişsiniz demektir.

Çünkü insanlar İzmir'den kendi istekleriyle ayrılmazlar. Şartlar gereği ayrılmak zornuda kalırlar.

Ama akılları hep bir gün dönecekleri o gündedir.

Gerçi şöyle mi demeliydim: Bu durum eski İzmir'de doğup büyüyen ve yaşayanlar için geçerlidir.

Kendi halinde yaşadığımız hani o 'köy' diye küçümsenen sahil şehrinde...

  ***

Son halini gördükçe içim sızlıyor içim.

Yine çok şanslıyım ki tam zamanında taşınmışım Çeşme'ye.

Güzel son günlerini yaşayıp öyle geçmişim kasabaya.

Kentin bağrına ihanet hançeri olarak saplanmış o beton ucubeleri gördükçe, değişen insan profiline şahit oldukça iyi ki diyorum, iyi ki doya doya yaşamışım o eski İzmir'i... Sadece İzmir de değil çocukluğumun Kuşadası'nı, Bodrum'unu ve tabii ki Çeşme'sini.

***

Yeni nesil çok şanssız. Beton fetişisti sonradan görmelerin sokakları, caddeleri... Gürültüyü eğlenmek zanneden çapsızların ise eğlence hayatını 'yerle bir' ettiği bir şehirde büyüyorlar.

Ama yine de bu haliyle bile medeniyetin, huzurun, hoşgörünün, neşenin, eşitliğin kentidir İzmir.

  ***

İyi ki doğdum ve hiç ayrılmadım dediğim bu şehirde seçim süreci ve kampanyaları da demokrasi şöleni gibi geçer.

Öyle silahlar falan patlamaz. A partisinin adamları B partisinin adamlarıyla kampanya sırasında karşılaşınca birbirlerini tepelemezler.

Seçim günü sandık başını kalaşnikoflu eşkiyalar beklemez. Hile, hurda dönmez.

Alsancak'taki evim Gazi İlkokulu'nun karşısındaydı. Seçim günleri okulun bahçesi adeta bir parti ortamına ev sahipliği ederdi. Hani bistroları koy, müziği aç, al sana Çeşme Ayayorgi kulüpleri.. (Tabii o zamanın kulüpleri. Şimdi çoluk çocuğun otobüslerle taşındığı konserve misali mekanlar değil.)

Sekiz yıldır da oyumu Alaçatı'da kullanıyorum. Burada da seçim günü egemen olan hava mis gibi demokrasi mavisi!

Mesela geçen Cuma, Çeşme merkezde CHP İzmir Büyükşehir Adayı Tunç Soyer ve Çeşme adayı Ekrem Oran'ın mitingi vardı.

Ne şenlik, ne eğlence! Tahmin etmediğim insanlar oradaydı. Her köşeden bir eş dost çıktı.

Sevgili Ekrem Oran'ın yani 'Bizim Eko'nun konuşması sırasındaki coşkusu doğrusu bütün çarşıya yayıldı.

Kolay değil neredeyse hayatının 20 yılını bu göreve hazırlanmakla ve o sahnede o konuşmayı yapmanın hayaliyle geçirmiş bir adam... Umarım bu coşkusu sonunda karşılığını bulur.

Eğer seçilecek olursa -ki büyük ihtimal öyle görünüyor, icraatlerini en yakından takip edecek insanlardan biri olacağım.

O çok uzun hazırlık aşamasına ne gibi projeler ve hayaller sığdırdığını görmek istiyorum doğrusu.

 ***

Genel olarak tertemiz, mis gibi, demokrasiye helal getirilmeyen hilesiz, hurdasız bir seçim olsun artık, ne olur? 

Çok acayip korkularım var tabii, çoğunuz gibi...

Ama yine de o sandığa inatla gideceğim, vatandaşlık görevi gereği.