Yaklaşan acele bacı seçiminde çok önemli bir kitle kime oy vermeyeceğini bilse de kime vereceğini hala bilmiyor.
CHP adayını açıklamakta gecikirken beklentiyi öyle yükseltti ki artık gökten Zeus'u indirip seçmenin önüne koyacak herhalde gibi bir durum söz konusu oldu.
Siz bu yazıyı okurken CHP'nin o 'herkesi çıldırtacak adayı' açıklanmış olacak ama dün ufak ufak bir isim netleşmeye başlamıştı zaten: Muharrem İnce.
***
Zeus kadar olmasa da bu isim muhalafet kanadında dün bir bayram havası estirdi.
Benim şahsi fikrim de İnce'nin son derece doğru bir isim olduğu.
'Neden Muharrem İnce olmasın?' sorusunun net bir cevabının olmaması bile kararsız ve oradan oraya sürüklenen seçmeni ferahlatıyor aslında.
İnce ismi netleşmeye başlar başlamaz tabii ki beklenen fotoğraf hemen servis edildi. Şu meşhur Ramazan'da bira içtiği fotoğraf hani.
Kime oy vereceğim konusunda henüz kararımı vermedim ama ben şahsen sadece o fotoğraf yüzünden Muharrem İnce'ye oy vermem.
Ama tüm AK Parti camiası kendisini linç etmeye kalktığında 'ertesi gün tekrar içtiği için' veririm!
***
Korkusuz olduğu için, kuru gürültüye pabuç bırakmadığı için, Allah'la arasına hadsiz kulları karıştırmadığı için...
Ayrıca dokunulmazlıklar oylanırken oyunu adaletten ve demokrasiden yana kullandığı için.
Makamını kendi menfaati için kullanmadığı için, çalmadığı çırpmadığı için, küçük çocuklara hallenenleri savunmaya kalkmadığı için, hem inandığı davalarda sert ve kararlı bir tavır takındığı hem de yeri geldiğinde güleryüzlü ve neşeli olabildiği için.
Mücadeleden de, eğlenmekten de korkmadığı için.
Dediğim gibi eğer adaylığı açıklanırsa, eğer ben sonunda kararımı verebilirsem, bu sebeplerden dolayı benden kendisine +1 yazsın.
***
Neyse bugün her şey belli olacak.
Umarım bu bir torba lafı boşuna etmemişimdir.
İçimden geçen "o olsa ne güzel olur" dediğim iki isim daha var ama Muharrem İnce de her türlü okey hani.
Her seçim öncesi söylediğim gibi; ne olursa olsun bu güzelim ülke için daha fazla geç olmadan en hayırlısı olsun.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bir gülme tuttu
Dün 'Dünya Basın Özgürlüğü Günü idi.
Bak cümleyi yazarken bana bir gülme geldi.
Bundan önce çalıştığı tüm gazetelerden şerefiyle kovulmuş biri olarak az önce...
Gazeteciliği şerefiyle ve hakkıyla yaptığı için şu anda yurt dışında yaşamak zorunda olan bir meslektaşımla telefonda konuşup....
Onun selamını başka bir işsiz duayen şerefli gazeteci büyüğüme ilettim.
Cümleyi parçalara böldüm ki kafanız karışmasın.
Bizim kafalar çok net.
'Sen doğru ol eğri zaten cezasını bulur' deyip neşemizi ve umudumuzu kaybetmeden mücadeleye devam diyoruz.
Enseyi karartmak yok, şimdi safları sıklaştırma zamanı.