Bakanlar Kurulu Çankaya yerine AkSaray'da yapıldı.
Gün boyu elde sadece,
Belli ki devletin resmi ajansının çektiği görüntüler ve fotoğraflar var.
Ama niyet okuyanları görseniz,
Şaşırırsınız...
“Efendim anlık bir ifade... Yoksa kötü bir anlam çıkarmamak gerekir...”

***


Sanki insanın suratı anlık asılmazmış,
Anlık öfkelenmezmiş,
Anlık sevinmezmiş gibi...
Sanırsınız hepimiz gün boyu ağzımız kulaklarımızda,
Ya da ağlayarak geziniyoruz...

***


Cumhurbaşkanları daha önce de bu tür toplantılara katılmış.
Özel 17 kez katılmış.
Hani Özal'ı, Akbulut'u falan bilmesek,
İşi demokrasi diye yutturacaklar hepimize...

***


Bir de Süleyman Demirel toplamış.
Ne kadar?
Bir kez...
O dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün anlatımına göre,
Demirel görev süresinin sonunda,
Böyle bir toplantıyı veda etmek amacıyla yapmış.

***


Şimdi yapılanla karşılaştırıldığında,
Özal'ın yaptığı bile masum kalıyor.
Kulağımız sağır,
Gözümüz kör sanıyorlar...

***


Oysa bal gibi salona girip,
İlk karşılaştığı Devlet Bakanı Ali Babacan'ın,
Yüzüne bile bakmadan elini sıktı.
Öylesine bir turladı,
Sonrasında yerini aldı.
Tam sağında başbakan...
Bana göre boşbakan...
Öyle bakıyordu ne yapayım?
Üzgündü, sıkılmıştı...

Akşama kadar hep birlikte niyet okuduk.
İyi okuyanlar vardı,
Kötü okuyanlar vardı...
Sonuçta hepimiz niyet okuduk ve de gündemi yine kendisi belirledi.
Belki de istediği sadece buydu.
Sadece ego isteğiydi, reddedemedi...

Kimse ekonomi ne alemde,
Zamlar ne oluyor,
Kim nasıl geçiniyor,
Dünyada petrol düşerken bizde niye düşmüyor?
Ülkemizin etrafı ateşten çember,
Yasalar sürekli değişiyor...
Ne oluyor diye düşünüyor mu?
Hayır...
Çünkü kolay olanı niyet okumak,
Niyetimiz neyse onu okumak aslında...