Tarih 11 Nisan 2023... Seçimlerden bir ay önce Cumhurbaşkanı Erdoğan; ''Kamuya iş alımlarını görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakat kaldırılarak gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız.''
Bu da seçimden iki gün önce; Dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer; ''Mülakat olmayacak artık. KPSS puanına göre çok hızlı bir şekilde atamasını gerçekleştireceğiz.''
Ne güzel değil mi? Bu şu demek; ''Artık torpil yok. Hak eden öğretmen adayının ataması yapılacak.’’
Seçimler bitti. Şimdi gerçeklere gelelim… Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin; ''Bu yıl öğretmen arkadaşlarımızın istihdamıyla ilgili süreçte mülakat sürecini, düzgün bir mülakat projesine dönüştürmek istediğimiz için biraz uzun zaman alacağız ve biz de mülakatları mülakat gibi yapmaya karar verdik.''
Vay be demek bugüne kadar yapılan mülakatlar mülakat gibi değilmiş. Vah benim öğretmen adayım. Ne diyordu mülakatta elenen gencimiz; ''KPSS'de 91 puan alarak dereceye girmiştim. Mülakatta elediler.''
Hem yazıktır, günahtır, hem de ayıptır. Kim bu mülakatı yapanlar? Aslında o aday gencin o jüriyi mülakata tabi tutması gerekmez mi?
HHH
Bakan Tekin (Öğretmen adayları alan sınavlarında başarısızdır) diyor. Muhterem, son 20 yılda eğitimde direksiyon kimde? Karadeniz Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden Profesör Kenan Çelik araştırmış; araştırmaya göre bugün 8 milyon üniversite öğrencimiz var. OECD ülkeleri arasında ilk sıradayız. Son 5 yılda 80 üniversite açılmış. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde 20 öğrenciye 1 hoca düşerken bizde 42 öğrenciye bir hoca düşüyor. Son bir yılda 4 bin profesör yetişmiş(!). 68 üniversite rektörünün uluslararası yayını yok. Bakan başarısızlıktan söz ediyor.
İki gün sonra Öğretmenler Günü. Mülakat rezaletinin yanında 500 binden fazla öğretmen atama bekliyor. Saat başı olarak ücretlendirilen ücretli öğretmenlik icat etmişler, birçoğunun ücreti asgari ücretin altında. Sigortaları da çalıştıkları gün sayısına göre yatırılmakta.
Ya kadrolu öğretmenler; 2014'te bir öğretmen maaşı 942 dolar iken, bugün 817 dolar. Artan enflasyon karşısında alım güçleri her geçen gün azalan, faturalarını, kiralarını ödeyemeyen öğretmenlerimiz... Buna ek olarak sınıfa aç olarak gelen, bir öğün bile beslenmesi sağlanamayan öğrencilerin eğitimi için harcanan çaba.
Amaç nedir bilinmez. Öğretmenlere önlük dağıtacaklarmış. Neyi örtmek istiyorlar acaba? Kendileri giysinler o önlükleri. O kadar çok örtecekleri şeyler var ki...
24 Kasım Büyük Ata'mızın 'Başöğretmenlik' unvanının kabul edilişinin yıldönümü.
Her türlü güç koşula karşın bizi yetiştiren, eğiten öğretmenlerimizin ellerini saygı ile öpüyorum. 'Öğretmenler Günü'nüz kutlu olsun...