Dünya geçen haftayı 145 milyon 344 bin 801 Kovid-19 vaka sayısı ile kapattı. Küresel toplam ölüm rakamı da 3 milyon 85 bin 284 oldu. Neredeyse İzmir’in nüfusu kadar. Hastalık sonrası iyileşenler de 123 milyon 344 bin 649... Hastalık birçok insanda asemtomatik seyrettiği için klinik belirti olmadan hafif geçiren kişiler de hesaba katılırsa, an itibari ile yerkürede her 10 kişiden birisinin hastalığa maruz kaldığı söylenebilir. Tüm ülkeler göz önüne alındığında 7 Ocak 2021’deki vaka sayısındaki  zirve bir 'V' çizerek 25 şubat 2021’de dipleri görmüş sonra da yükselmeye başlayarak ocak sayılarının üzerinde seyretmiş.
Toplam vaka sayılarının yüzde 40’ı ABD, Hindistan ve Brezilya’da görüldü, sırası ile 32 milyon 669 bin 121 (ABD), 16 milyon 263 bin 693 (Hindistan) ve 14 milyon 172 bin 139 (Brezilya). Türkiye vaka sayısının 4 milyon ve üzerinde olduğu ve bu haliyle listenin 6.sırasında. Fransa (5 milyon 408 bin 606), Rusya (4 milyon 736 bin 121) ve Türkiye (4 milyon 501 bin 382). Bizi İngiltere takip ediyor, 4 milyon 398 bin 431 rakamı ile. Sayılan son 4 ülkenin vaka sayıları birbirine yakınken ölüm sayıları, bizde otuz binken diğerlerinde 100 binleri geçmiş olması ayrıca irdelenebilecek bir veri olarak karşımızda durmakta. Örneğin vaka sayısının 2 milyon 731 bin 256 olduğu Polonya’da ölüm sayısı 64 bin 168!
Pandemi bağlamında 'Toplam Aktif Vaka Sayısı’ üzerinde durmamız gereken bir veri olarak karşımızda duruyor. Bu data, özetle PCR testi pozitif olan kişi sayısı olarak ele alınabilir. Ancak klinik olarak mutlaka hastanede olunmasını gerektirecek bir tablo içerisinde olmayan,evinde sadece izolasyonda olanları da içeriyor. Ayrıca iyileşenler ve vefat edenler de çıkartıldığında görülen rakam 500 binler seviyesinde. Burada iki nokta önemli. Birisi ülke çapında yaygın ve herkese açık bir tarama sistemi yok, ya şikayeti olan ya da kişisel arzusuna bağlı olarak test yapılıyor. Diğer faktör de PCR testlerinde doğruluk oranları yüzde 100 değil. Dolayısı ile konunun uzmanlarının haklı olarak vurguladığı gibi ülkede gerçek aktif vaka, ortaya konan rakamların en iyi ihtimalle 7 ila 10 katı yüksek olmalı. Böylesi bir projeksiyonda aktif vaka sayımız 5 milyon seviyelerinde.
Ülkemizde toplam yapılan aşı sayısı 20 milyon 843 bin 459 ve bunun 1. doz olarak  uygulanan kısmı 12 milyon 899 bin 293 ve 2. doz rakamı 7 milyon 944 bin 166. Kabaca pandemiyi atlatmak için bağışık vatandaş sayımızın en az 60 milyon olması gerektiği düşünüldüğünde, önümüzdeki aylarda bu sayıların katlanarak artışının sağlanılması gerektiği ortada!
1 Mart tarihinde geçilen kademeli normalleşme, 29 Mart'taki kırmızı illeri kapsayan haftasonlarını içeren sokağa çıkma yasakları vs., ülkenin pandemi nedeni ile içinde bulunduğu sıkıntıyı aşmaya yeterli olmamıştır. Daha radikal tedbirlerin alınması şart olmuştu. En az 100 milyon aşının tedarik edilerek, her isteyenin aşı olabileceği ve kitleler halinde stat ya da spor komplekslerinde, bir zamanların ulusal kampanyaları gibi Kovid-19 Aşı Seferberliği’nin yapılması, her sokak başında kolay ve ulaşılabilir test imkanının sağlanılması, tüm vatandaşlara ve sektörlere sosyoekonomik desteklerin tanımlanması gerekiyor. Bu noktada bayram sonuna kadar alınan tam kapanma kararı faydalı olacaktır. Böylelikle, en azından maske ve hijyen ile ve yeni varyasyon ve mutatif izolasyonlu vakaların da sosyal ve iş yaşamından  izolasyonunun zamanında tespit edilerek yapılması ile ‘tam açılma’ ve ‘normale dönme’ amacımızı gerçekleştirebiliriz. Kısacası pandemiden kurtuluş için kahin olmaya gerek yok. Ya İsrail gibi ülkenin tamamına yakınını aşılayacaksınız ya da tüm bireylere ekonomik destek ile İngiltere gibi üç ayı bulan tam kapanma yapacaksınız.
Aksi takdirde, günlük binleri geçen ölümlü vakalar ve tükenmiş bir sağlık sistemi ardından gelecek tüm sektörleri ve ulusun moral değerlerini oldukça olumsuz etkileyecek faturanın bedelini zaman içinde ödemek dışında bir bedel görünmüyor maalesef!