''Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek gösterdim diyemez.''

Böyle diyordu büyük kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı sonrası yaptığı açıklamada.
Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Kadınların mücadele ateşini 1857 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde 40 bin kadın dokuma işçisiyle başlattıkları ve 129 kadının yanarak ölmesiyle sonuçlanan olayların anısına 1977'de Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş Kadınlar Günü...
Dünya Kadınlar Günü'nün belirlenmesi konusunda çeşitli görüşler öne sürülmesine karşın, en yaygını bu 129 kadın işçinin yanarak ölümüyle sonuçlanan olaylar. Elbette 40 bin kadın işçinin sermaye sınıfıyla başlattığı mücadele son derece önemli ve tarihe düşülen bir not. Ancak Milli Mücadele’nin her aşamasında kanıyla, canıyla, emeğiyle mücadele eden ve vatan uğruna, özgürlük ve bağımsızlık uğruna gelecek kuşaklara örnek olacak mücadele gösteren ‘Türk Kadını’nı göz ardı edebilir miyiz?

İsimli, isimsiz o kadar çok kadın kahramanımız var ki Kurtuluş Savaşı’nda...

Gördesli Mücahide Makbule Hanım'ı bilir misiniz? Halil Efe ile Demirci'de evlendiğinin ikinci ayında dağa çıkan Makbule cephede hep en ön saflarda savaşmış, Güvendere muharebesinde geri çekilen birliklerin başına geçerek, düşmanı bölgeden uzaklaştırmış, ancak Kukimdere muharebesinde şehit düşmüştü. Gördesli Makbule burada kanlı elbiseleri ve kanlı çizmeleriyle toprağa verilmişti.

Ve Osmaniye kahramanı Tayyar Rahime Hanım... Düşmana en ön sırada adeta uçarak saldırdığı için (Tayyar), Uçan lakabıyla anılmaktaydı. Osmaniye'de Fransız askerlerine karşı yaptığı mücadelede büyük başarılar sağlamıştı. Hakim Tepe'de bayrak elinde savaşırken şehit düşmüş, kanlı bayrakla birlikte toprağa verilmişti.
***

Ya Kara Fatma; Kurtuluş Savaşı’ndaki yararlılıkları unutulabilir mi? Atanın ''Kara'' lakabını ve teğmenlik rütbesini bizzat verdiği Kara Fatma'nın, Büyük Kurtarıcı’yla ilk görüşmesi şöyledir;
Ata Fatma'nın alnından öper;

 '-Adın ne?
-Fatma.
-Sen silah kullanmasını bilir misin?
-Bilirim.
-Ata biner misin?
-Binerim.
-Harpten, ateşten korkmaz mısın?
-Muharebe bana düğündür Paşam.'
Kara Fatma, elindeki birliklerle birçok çatışmaya girer düşmanla. Afyon yakınlarında Sürmeli köyünde düşman müfrezelerinin içine sokulur. Esir edilir. Yunan Başkomutanı Trikopis'in yanına çıkarılır. Trikopis üç defa tekrarlayarak (Gerçekten Kara Fatma sen misin) diye sorar. Fatma esir edilip kapatıldığı çadırdan nöbetçi eri öldürerek kaçar. Ondokuz gün sonra Sürmeli Köyü’ndeki kıtasının başındadır.
***

Kurtuluş Savaşı'nın sembol isimlerinden Seydilerli Şerife Bacı'yı unutmak mümkün mü? İnebolu'dan kaçırılan silahların Kastamonu üzerinden Ankara'ya ulaştırılmasında görevlidir Şerife Bacı.1921 yılının zemheri kışıdır. Her taraf karlarla kaplıdır. Sırtında bebeği, önünde kağnısıyla Kastamonu kalesine yaklaşırken fırtına ve tipiye yakalanır, yolunu kaybeder. Fırtına ve tipinin sabahında Kastamonu kışlasından çıkan devriye ekibi bir kağnıdan gelen bebeğin ağlama sesini duyar. Kağnıda üzerleri kardan etkilenmemesi için battaniye ile örtülmüş cephane ile cephanelerin arasında kuru otlara yatırılmış bir bebekle karşılaşırlar. Şerife Bacı silahların üzerinde donarak yatmaktadır...
Ve daha niceleri... Ata’nın dediği gibi vatanını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte kararlı yüzlerce, binlerce kadın. Önlerinde saygıyla eğilirken, 14 Mayıs'ta ülkenin geleceğini belirleyecek tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarım.