İzmir Turist Rehberleri Odası (İzRO), Ağustos ayının son günleri inanç turizmi için çalışan rehberler için “Yedi Kiliseler Uzmanlık Eğitimi Programı” düzenledi. 46 rehberin “Yedi Kiliseler uzmanı” olmasıyla tamamlanan program, inanç turizminde markalaşmayı hedefleyen İzmir için önemli bir çalışma.

32 yıllık rehberlik yaşamının 27 yılını inanç turizmi alanında rehberlik yaparak sürdüren İzRO Başkanı Macit Şaşzade, kriz zamanlarında bile inanç turizminde azalmanın yaşanabileceğini ama yine de sürdüğüne dikkat çekiyor. "Nasıl bizim hacılarımız yola çıkarken hac yolunda şehit olmayı göze alarak yola çıkıyorlarsa, yabancılar için de bu böyle" diyor.

Başkan Macit Şaşzade, İzmir'de hizmet veren rehberlerin inanç ve gastronomi alanında oldukça iyi olduğunu söylerken, odaya kayıtlı bin 97 rehber bulunduğunu, eylemli rehber sayısının ise 758 olduğu bilgisini paylaşıyor. Şaşzade, İzmir Turist Rehberleri Odası'nda kayıtlı rehberlerin 27 farklı dili konuşabildiğini belirtiyor.

Türkiye'nin inanç turizminde hamle yapmak için çalışmaları yoğun şekilde sürdüğünü anlatan Macit Şaşzade, İzmir'in, özellikle Hıristiyanlar için hac yolu üzerinde olduğunu anımsatıyor. "Hem Katolik hem de Evangelist ve Protestanlar için İzmir önemli" diyen İzmir Rehberler Odası Başkanı, burada ilginç bir konuya değiniyor, kentimize gelen tüm Hıristiyanlar için önemli olan yerin sadece Meryem Ana Evi olmadığına dikkat çekiyor.

Yedi kiliselerden üçünün İzmir'de (Bergama ve Efes dahil) olduğunu belirten Macit Şaşzade, bu alanda çalışan rehberlerin en zor, hassas ama paralı Amerikalı ve Kanadalı müşterileri getirdiğini kaydediyor. Bu turistlerin hac için ya da kutsal yolda, mekanlarda bulunmak amacıyla geldiğini anlatan Şaşzade, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Hac kelimesini fazla kullanmıyoruz aslında. 'Kutsal sevgi' ve 'barış yolu' diyoruz daha çok. En çok gezen müşteri de bunlar. Katolikler kadar bizim için yurt dışından gelen Protestanlar ve Evangelistler de önemli. Protestanlar ve Evangelistler için de önemli olan sadece Meryem Ana değil. Toplantılarda bunu özellikle vurguluyorum. Herkes inanç turizminde harekete geçmiş, ama zannediliyor ki Meryem Ana için geliniyor. Olay o değil. Gelenler Yedi Kiliseler'e çekiliyor. Meryem Ana'ya gelenler ağırlıkla gemiyle geliyor, Anadolu turu bazında değil. İki saat gezip geri dönüyor. Evangelistler ise Aziz Paul nerelerde yürümüş, nerelerde bulunmuş, onu araştırıyor. Minimum dört günde ziyaret ediliyor kiliseler, ama biz bir haftalık programlar yapıyoruz onlar için. Şu anda toplantı üstüne toplantı yapılıyor. İnşallah havada kalmaz. Herkes çok azimli.”

İnanç turizmi için İzmir Büyükşehir Belediyesi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK), Selçuk Belediyesi, İzmir Ticaret Odası (İzTO) gibi kurumların son dönemde yoğun emek harcadığını belirtiyor Macit Şaşzade. Ancak çalışmalarda kimi zaman Katolik ile Protestan farkının bilinmediğini gözlemlediğini söylüyor, “Din konuları hassas konular çok dikkatli olmak lazım” uyarısında bulunuyor. İzmir Turist Rehberleri Odası Başkanı Macit Şaşzade “Uzun yıllardır söylüyorum, biz aslında bir hazine üzerinde oturuyoruz” diyerek şu görüşleri dile getiriyor:

“İki üç yıldır bizim bildiğimiz anlamda kültürel ve tarihi turlar bitmişken inanç turizmi bitmiyordu. Gelen sayısı azalsa da yine de devam ediyordu. Nasıl bizim hacılar yola çıkarken hac yolunda şehit olurum amacıyla yola çıkıyorlarsa, onlar da o amaçla geliyorlar. 'Gidiyoruz' diyor, turu iptal etmiyorlar; turdakilerin sayısı azalıyor, ama yine de geliyor. Ötekiler hiç gelmiyor. İnanç turizmi en son iptal olan ve rüzgara göre en son yön değiştiren turizm çeşidi. Bunu markalaştırıp sağlam şekilde bir logo oluşturmak gerekiyor. İnsanlar Efes ya da Bergama'ya geldiklerinde görsünler o önemli mektupları. İnsanlar önünde fotoğraf çekilsin, kutsal, ruhani bir yere geldiğini hissetsin, anlasınlar. Çok önemli şeyler bunlar.”