Devlet Bahçeli: 'Barış tohumları sulanmış, nihayet çiçek açmıştır' Devlet Bahçeli: 'Barış tohumları sulanmış, nihayet çiçek açmıştır'

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, terör örgütü PKK'nın son kongresinde aldığı iddia edilen kendini feshetme ve silah bırakma kararına yönelik sert eleştirilerde bulundu. Dervişoğlu, örgütün amacından vazgeçmediğini, iktidarın ve onun ortaklarının bu durumu destekleyerek ihanete imza attığını savundu. Türkiye'nin birlik ve bütünlüğüne yönelik bu gelişmeyi "kalkışma" olarak nitelendiren Dervişoğlu, hükümeti Suriye'nin kuzeyinde ilan edilen özerk yapı konusunda da hesap vermeye çağırdı.

PKK'nın hedeflerinden geri adım atmadığını vurguladı

Dervişoğlu, yaptığı açıklamada PKK'nın kendini feshetme kararının sadece bir görüntü olduğunu, örgütün asıl hedef ve amaçlarından vazgeçmediğini belirtti. "PKK hedef ve amaçlarından geri adım atmamıştır," diyerek, örgütün varlığını ve faaliyetlerini sürdürdüğünü ifade etti. Bu nedenle alınan kararın gerçek anlamda bir çözüm veya barış adımı olmadığını savunan Dervişoğlu, Türkiye'nin egemenliğine ve birliğine yönelik tehdidin devam ettiğini söyledi.

İktidar ve ortaklarını ihanetle suçladı

İYİ Parti lideri, mevcut iktidar ve onun iş birliği yaptığı çevreleri bu gelişmeler karşısında ihanetle suçladı. "Terör örgütüne Lozan'ın hangi maddesiyle söz verildi? İktidar ve ortakları ihanet içindedir," diyerek, devletin temel belgeleri ve egemenlik haklarına karşı yapılan bu tavrı sert bir dille eleştirdi. Dervişoğlu, terör örgütünün zafer ilan ettiğini ve buna asla izin verilemeyeceğini vurguladı. Bu durumun Türkiye Cumhuriyeti'nin temel değerlerine ve milletin birliğine karşı ciddi bir tehdit olduğunu belirtti.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Balgat ve küresel ortakları bölücü terör örgütünün sözde kongresinin dört gözle bekledikleri sonuç bildirgesi nihayet bugün açıklanmıştır. Varoluşunu ve eylemlerini Türk devletini, Türk milletini, Türk bayrağını, Türkiye Cumhuriyeti'ni inkar ve Büyük Türk milletinin aziz yurttaşlarını, toplumsal huzurunu imha üzerine inşa etmiş bir hain terör örgütü, cumhuriyet tarihimizde örneğine rastlanamayan ihanet ve kalkışmanın cüretini bu iktidar ve ortaklarından almıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Büyük Türk Milleti bu ihanet açıklamasını kabul etmez ve edemez. Aksi durum, Türk Devleti'nin hain terör örgütüyle mütekabil hale getirilmesi ve teröre teslim olmasıdır. Devleti yöneten iktidar ve ortakları için de bunun adı artık açıkça ihanettir.

Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, emniyet güçlerimizin, bölgedeki koruyucularımızın mücadelesiyle bitirilme noktasına gelen terör örgütü, maalesef iktidar ve yerel ortaklarının ömür boyu başkanlık ve siyasi hesapları, küresel ortaklarının talimatları ve stratejileri ile PKK terör örgütü olmayan bir savaşın galibi, olmayan bir barışın aktörü haline getirilmiştir.

"LOZAN TÜRKİYE'NİN TAPUSUDUR"

Yapılan açıklamadan anlıyoruz ki PKK hedef ve amaçlarından geri adım atmamıştır. Özellikle altını çizmek isterim ki Lozan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapu senedidir.

Açıklamada Lozan'ın inkar politikalarına karşı verilen silahlı mücadelenin başarıya ulaştığı iddia edilmektedir. Böyle bir durumda başarı ve müjdede bahsedebilen iktidara ve çığırtkanlarına, birinci vazifesi Türk istiklalini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni daima koruma ve kollama olan Türk istikbalinin evlatları olarak soruyoruz: Terör örgütüne Lozan'ın hangi maddesini delme sözü verdiniz de Lozan'a karşı başardık demektedirler?

Bir terör örgütü Lozan'a karşı zafer ilan ediyorsa Türk Devleti'ni ve bu süreci yönetenler kalkışmanın failleri olmaktan kaçamazlar. Görmüyor musunuz? Terör örgütü zaferini ilan ediyor. Okuduğunuzu anlamıyor musunuz? Kazanan PKK ise kaybeden Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Bu bildiriden sonra kuyruğa giren iktidar sözcülerinin açıklamaları da akıllara ziyandır. Cumhurbaşkanının danışmanlarından birinin sözleri aslında nasıl bir ihanetle karşı karşıya bulunduğumuzu göstermektedir. Terör örgütünün bildirisi için "Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti ile bütünleşmesinin tarihsel teyidi ve ilanıdır." demek aklın ve vicdanın iflasıdır. Çünkü Kürt kardeşlerimizin cumhuriyetin onurlu yurttaşları oldukları 29 Ekim 1923'te, cumhuriyetle birlikte zaten teyit ve ilan edilmiştir.

"EVLATLARIMIZIN KATİLİNE ÖZGÜRLÜK VAADİ"

Bir başka soru da evlatlarımızın katiline özgürlük vaadidir. Yasa dışı örgütün yasa dışı kongresinde alınan kararlar için sarf edilen şu sözlerin üzerinde de düşünmek gerekir. Terörist başının süreci yürütüp yönlendirmesi, demokratik siyaset hakkının tanınması ve hukuki güvence talep ediliyor. Bu aşamadan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin de rolünü oynaması isteniyor. İktidara soruyorum. Pazarlık yoksa bu ne demektir? Pazarlık yaptıysanız bu alçаğa özgürlük verip elini kolunu sallayarak siyaset yapmasına müsaade mi edeceksiniz? Büyük Türk milletinin alacağı ve üstleneceği sorumluluk nedir? Yüce Meclisi daha başka nasıl bir tuzağa çekmek niyetindesiniz? Türk-Kürt kardeşliği gibi ekran koruyucu sözlere sakın bakmayın. Kardeşliğe 40 yıl kurşun sıkmış alçak bir örgüt kardeşlikten asla bahsedemez. Çünkü bu kardeşlik nutuklarıyla bizleri kandırmak isteyen örgüt ve o örgütün yöneticileri silahlarını evlatlarımıza yöneltmiş kalleşlerdir. Geldiğimiz noktada uyanık olmak ve özellikle Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeleri dikkatle izlemek hatta müdahale etmek mecburiyetindeyiz. İktidara açık açık soruyorum. İçeride PKK üzerinden PR yaparken KCK, PKK ve YPG'nin Suriye'de kurduğu ve 26 Nisan tarihinde Kamışlı'da ilan ettiği özerk yapı ile ilgili ne düşünüyorsunuz? ABD, Fransa, PKK, PYD, SDG, DEM Parti ve Barzani ortaklığıyla 26 Nisan 2025 tarihinde Kamışlı'da alınan kararlara dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu kararlarda Suriye ademi merkeziyetçi bir yapıya dönüştürülecektir. Federal yapılar oluşturulacak, devletin ismi, bayrağı, milli marşı değişecektir. PKK, YPG unsurlarının hakları yasal güvence altına alınacaktır. Hani siz Suriye fatihiydiniz? Hani KCK, PKK, YPG Suriye'de silah bırakmıştı? Bilakis YPG, Suriye devleti içine entegre edilerek meşrulaştırılıyor. Bu bir teslimiyet değil, terör örgütünü devletştirme operasyonudur.

Kaynak: HABER MERKEZİ