İyi bir futbol izleyicisinin kulüp seçtiğini sanmıyorum izlerken… Elbet ki her yiğidin gönlünde bir aslan yatar! Ancak gerçek izleyici için güzel futbol esastır. Güzel futbolu sahaya yansıtan özellikli topçular ve ekip oyununu oynayabilen takımlar… İzlemeye doyumu olmaz ve doksan dakikanın ne zaman sonlandığını belli bile etmez izleyicisine… İster evde televizyon karşısındaki koltuğunuzda olun, ister protokol tribününün sert ama rahat koltuklarında… İster ilçe statlarının kuru ve tozlu plastiklerine oturmuş olsun neticeniz… Hop oturtur, hop kaldırır, yeşil zemindeki kahramanlar… Tabii, dediğim gibilerse; yani oyunları, güzel futbola dönüşüyorsa…

İşte bu tanıma uyan bir takım vardı; vardı diyorum çünkü şu sıralar, o eski hallerinden eser yok! Oysaki başkan aynı, yönetim aynı, teknik adam ve teknik kadro aynı, taraftar aynı… Değişen sadece yukarılara, üst liglere gönderdikleri oyuncular. Acaba alttan gelen oyuncu sayısında ya da oyuncu kalitesinde azalma mı var?

Bahsini ettiğim kulüp Altınordu… 

Gelin, isterseniz altı sezon önceye, uzun yıllar aradan sonra, 1. lige çıktıkları ilk sezona dönelim;

2014–2015 sezonunda 1. Lig'e merhaba diyen genç ve alt yapı takviyeli ekip, o sezon, neredeyse bir mucizeyi gerçekleştiriyor ve sadece bir puan fark ile play-off oynama şansını kaybediyordu. Süper lige çıkma şansını bir puanla bırakan gençler, izleyicilerine öylesine iyi bir futbol izletiyorlardı ki, birer birer büyük takımların yolunu tutuyorlardı.

Sonraki sezonlarda da bir şey değişmemişti. 2016–2017 ve 2017–2018 sezonlarında eşit puan fakat averajla, geçen sezonda da yine bir puan fark ile süper lig için play-off oynama hayalleri suya düşmüştü. Altınordu şanssız fakat bir o kadar da enteresan bir şekilde süper lige çıkamıyordu ama bünyesindeki gençler için bırakın Süper Ligi, İngiltere’nin Premier ligi, İtalya’nın Seri A’sı, Almanya’nın Bundesliga’sı gibi Avrupa’nın en üst liglerinin kapıları ardına kadar açılıyordu.

Anlayacağınız, arkada bıraktığımız bu beş sezonun ortak noktaları, yukarıda belirttiğim, aynı başkan, aynı yönetim, aynı teknik adam ve teknik kadro, aynı taraftar değil sadece! Sezonların kaderleri de aynıydı! Hem Altınordu için, hem de bağrında beslediği gençler için…

Bir hatırlatma daha; bu beş sezonun tamamında, Altınordu, iyi futbolunu, sezonların ikinci yarılarında oynadı ve biz güzel futbol beklentisi içerisinde olanları da, sezonların ikinci yarılarında doyurdu. 

Zamanı geldi!

Haydi, Altınordu! Zamanı geldi artık! İyi oynamanın, Süper Ligi hedeflemenin, üst liglere göndereceğin yeni yeni gençleri vitrine çıkarmanın… Sezonun ikinci yarısının başladığını ve hatta ikinci yarının altıncı haftasında olduğunu hatırlamanın zamanı geldi.

Dipnot; “Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla”. Hz. Mevlana.