İleri yaştakiler hatırlarlar, un veya bulgur elde etmek için eskiden değirmenler varmış. Bu değirmenler su, hayvan veya insan gücü ile çalışırlarmış. Elektrik ya da makine gücü o zamanlar yok tabii… Büyük un fabrikaları olmayınca, doğal olarak, değirmencilik gıda sektöründe önemli yer tutarmış! İşlemin sonunda değirmen taşlarının arasında kalanlar, değirmenciye bırakılırmış hak diye…
Mehmet Batdal! Bucaspor altyapısından yetişmiş, uzun seneler Bucaspor’a hizmet etmiş futbolcu kardeşimiz… Hemen hemen her futbolcunun hayallerini süsleyen, İstanbul takımlarında da forma giyebilmiş arkadaşımız… Allah kaza bela vermezse altı, yedi yıl daha Türk futboluna hizmet edebileceğine inandığım İzmirli ve değerli bir futbolcu…
Şimdi, Mehmet kardeşimiz yetiştiği kulübü, haklarını alamadığı gerekçesi ile icraya vermiş! İcra tutarı da az değil; tam 430 bin TL! Yönetim, gelen ödeme emri ile şaşırıyor ve çözüm arıyor, arabulmak için… Ama nafile… Uzlaşı sağlanamıyor!
Mehmet Batdal, 13 yaşından 24 yaşına kadar aralıksız 11 yıl Bucaspor formasını terletmiş. Bucaspor’un o dönemlerde görev yapan tüm yönetim ve teknik kadrosunun, tüm diğer hizmetlilerinin Mehmet’in üzerinde hakkı olduğunu düşünüyorum! Geçmişte Galatasaray’da forma giymişse ve bugün Süper Ligde, Başakşehir takımında forma giyiyorsa, o günlerin hatırı da büyüktür, hakkı da büyüktür!
Ancak, kapitalist bir dünyada yaşadığımızı hatırladım bir anda! 430 Bin de az değil be kardeşim! Paranın gözünden bakınca Mehmet, kalp gözünden bakınca Bucaspor haklı gibi… Ya da biri Mehmet Batdal’a “hak değirmende olur” deyiversin… Kalan unlar da Bucaspor’un oluversin…